ANKARA - Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kapatılması sonrasında Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine devredilen davada, bu mahkemedeki ilk duruşmaya tutuksuz sanıklar, avukatlar ve müştekiler katıldı.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fevzi Şıngır, ilgili yasa gereği kapatılan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine devredildiğini hatırlattı.

Şıngır, duruşma sırasında mağdur ve sanıkların birbirlerine karşı saygılı olmalarını isteyerek, "Amacımız, adil bir yargılamayla adaletin tecellisini sağlamaktır" dedi.

Sanık yoklamalarının alındığı duruşmada, savunmaları alınamayan sanıklar Eser Şahan, Doğan Temel ile Cevat Temel Özkaynak'ın savunma yapması bekleniyor.

Müşteki Petek: "Batı Çalışma Grubu'nun talimatlarıyla doğrudan mağdur edildim"

Duruşmayı, Zirve Yayınevi davasında tutuklu yargılanırken tahliye edilen emekli orgeneral Hurşit Tolon ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) üyesi bir grup kadın izledi.

Duruşmada, sanık, müşteki ve avukatlarının yoklamalarının alınmasının ardından ifadeleri alınmayan sanıkların duruşmaya gelmedikleri belirlendi.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fevzi Şıngır, ifadeleri alınmayan sanıklar Sedat Arıtürk ve Doğan Temel'in sağlık durumları nedeniyle mazeret bildirdiklerini, Eser Şahan ve Cevat Temel Özkaynak'ın ise yakalanmadığını belirtti.

İddianamede isimleri bulunan Eğitim-Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Ankara Özgür-Der adına Abdurrahman Çeliker ile 1998 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başörtüsü yasağı nedeniyle başvuran İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi öğrencisi Leyla Şahin de duruşmaya müşteki olarak katıldı.

Sesli ve görüntülü kaydedilen duruşmada, müştekilerin ifadeleri alındı.

Müşteki Avukat Reşat Petek, 28 Şubat döneminde Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığını, dönemin etkilerini genel ve özel çerçevede yaşadığını savundu.

Batı Çalışma Grubu'nun talimatlarıyla doğrudan mağdur edildiğini, zarar gördüğünü ileri süren Petek, "28 Şubat darbesinin hakim, savcılar ve yüksek yargı organları üzerinde nasıl baskı oluşturduğunu anlatacağım" dedi.

Başsavcı olarak görev yaptığı sırada dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi seçilen Hüseyin Demirörs'ü ziyarete gittiğinde Demirörs'ün, artık eşi başörtülü olanları başsavcı yapmayacakların söylediğini iddia etti. Reşat Petek, Demirörs'ün kendi annesinin de başörtülü olduğunu ancak omuzlarını göstererek, "Öyle istiyorlar" dediğini aktardı.

Petek, merhum BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun 28 Şubat döneminde Yozgat'ta yaptığı bir konuşma nedeniyle hakkında soruşturma açılması istendiğini, kendisinin konuşmada bir suç unsuru bulmaması nedeniyle soruşturma açmadığını anlattı.

Bunun sonrasında, üniversiteye başörtüsüyle girmek isteyen 6 öğrencinin şikayeti üzerine dönemin Erciyes Üniversitesi rektörü hakkında kamu davası açtığını söyleyen Petek, "Bundan sonra Batı Çalışma Grubu'nun hedefi haline geldim. Arkasından baskılar devam etti. Baskılar artınca Başsavcılıktan alındım, İstanbul'a düz savcı yapıldım. 3 defa soruşturma geçirdim" diye konuştu.

Petek, o dönemde revaçta olan Çarkıfelek programının telefonlarının evine yönlendirildiğini ve bu yolla da mağdur edildiğini öne sürdü.