Avrupa Birliği'ne girmeden, Gümrük Birliğine girme hatasını gösteren Türkiye, bu birliğin zararlarını karşılayamaz hale geldi.  

Birçok platformda seslendirilen, Gümrük Birliğinin ekonomimize verdiği zararlar, her geçen gün ekonomimizi zora sokmaktadır.  

Türkiye'nin peşinen verdiği bu tavizi, hiçbir AB üyesi şimdiye kadar uygulamadı.  

Sanki AB'ye girmişiz gibi, bayram havası içinde sunulan Gümrük Birliği nedeniyle Türkiye 11 yıl içinde 80 milyar dolar zarara uğramıştır.  

Tek taraflı taahhütle kendini bağlayan Türkiye, Gümrük Birliği anlaşması nedeniyle üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları yapamamaktadır.  

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Gümrük Birliği'ne ilişkin yaşanan sorunların Kıbrıs tartışmalarının gerisinde kaldığını belirterek, "Gümrük Birliği ile ilgili modernizasyon isteklerini, AB'ye karşı bir tutummuş gibi değerlendirmek büyük bir hatadır. Gümrük Birliği gömleği artık Türkiye'ye dar geliyor"  dedi.  

İstanbul Ticaret Odası'ndan İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) 41. Olağan Genel Kurulu'nda Oğuz Satıcı, şöyle konuştu:  

"Avrupa Topluluğu'ndan AB'ye geçerken özünü kaybeden Gümrük Birliği; Euro Bölgesi'nin yaratılmasından sonra geçerliliğini iyice yitirmiştir. Dünya ticaretinin hızla sınırları yok ettiği bugünlerde Gümrük Birliği'nin Türkiye için dar bir gömlek olduğunu da iddia etmek yanlış olmaz. Bugün pazarlarını çeşitlemeye çalışan Türkiye'nin serbest ticaret anlaşmaları yapmasının önünü tıkayan davranışlar dizisini Gümrük Birliği anlaşmasına imza koyanlar üretiyor."  

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından gündeme getirilen Gümrük Birliği konusunun artık S.O.S. verdiği belirtilmiştir.  

Avrupa Birliği ile ticari ilişkilerimiz sürekli açık vermektedir.  

Şu anda Türkiye'de enflasyonun sun'i olarak düşürülmesi ve tüketici faizlerinin de indirilmesiyle, yeniden tüketim fobisi kamçılanmakta ve toplumumuz lüks tüketim mallarına yönlendirilmektedir.  

Bu pompalama neticesinde tüketicimiz üretmeden harcama alışkanlığına sürüklenmekte ve 2002'de 20 bin araç ithal edilmişken, 2003'te bu sayı 95 bine ulaşmıştır.  

Bu ithalatın ekonomimize hiçbir faydası olmayıp, zor şartlarla topladığımız dövizlerin, yeniden Avrupa'ya akmasına yol açmaktadır.  

AKP iktidarı birinci yılında toplam 35 milyar dolar net dış borçlanma yapmıştır.  

Piyasalardaki sükunet, fırtına öncesi sessizliği andırıyor. Yeni bir patlama ekonomimizi uçuruma sürükleyebilir.    

İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir.  

Andre Gide