GÖZ ÇEVRESİ PROBLEMLERİ

Abone Ol

Göz çevresi yüz bölgemizdeki en hassas ve en ince deriye sahip olduğundan en çok problem yaşadığımız yerlerin başında geliyor. Yaşlanma belirtileri öncelikle göz çevresinde başlar. Mimiklerin, fiziksel aktivitenin yoğun kullanıldığı bir bölge olduğundan yani gün içerisinde pek çok kez göz kırpılır, kaş çatılır, gülümsenir ve tüm bu aktiviteler göz çevresinin yıpranmasına neden olarak göz çevresi problemlerine zemin hazırlar. Aynı zamanda genetik

Ve çevresel faktörler de etkilidir. Yine bu problemler, içinde bulunduğumuz zamanın olumsuzluklarına bağlı olarak da artmış durumda. Çünkü daha fazla bilgisayara bakılıyor, daha fazla mavi ekran karşısında duruluyor, daha az uyunuyor ve daha fazla stres yaşanıyor.

Bütün bunlar göz çevresinin daha çok yıpranmasına, göz altında oluşan morluklara, hacim kaybından kaynaklanan kayıplara, torbalanmalara neden olur. Kapatıcı ürünlerle kapanmayan ve daha hüzünlü, yorgun ve yaşlı görünmeye neden olan göz problemleri, kişileri büyük ölçüde rahatsız etmektedir. Tüm bu göz çevresi problemleri, kişilerin özgüven düşüşü yaşamasına ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.

Yorgunluk, stres, uykusuzluk, yaşlanma ve kronik rahatsızlıklar nedeniyle oluşan göz çevresi kusurları, uygun yöntemlerle ve besleyici ürünlerle tedavi edilebilmektedir.  Bu işlemler düzenli uygulandığı sürece yaşlanma karşıtı etki göstermesi nedeniyle göz çevresi problemlerinin önüne geçilebilmektedir.

Göz çevreniz normal ise; İlk önce söylememiz gereken birinci önerimiz, göz çevresinde probleminiz yoksa mutlaka düzenli olarak nemlendirici kullanmanızdır. Aslında yüze sürülen nemlendirici göz çevresinde de kullanabilirsiniz. Fakat göz çevresi daha çok hassas bir deri hatta yüzün geri kalanını kaplayan deriden neredeyse 10 kat daha ince bir deri olduğundan yüzümüze sürdüğümüz her şeyi göz çevresine süremiyoruz, çünkü tolere edemiyor. Yüksek oranda retinolleri, salisilik asitleri göz çevresine süremiyoruz. Cilt kuruluğu, göz çevresi kuruluğu kırışık görünümü ve nemsiz yorgun görünümü arttırdığı için göz çevresinin nemli kalması çok önemli. Bu yüzden düzenli ve sürekli bir şekilde salisilik asit içermeyen saf nemlendiriciler sabah akşam göz çevresine nazikçe sürülebilir.

İkinci önerimiz, salisilik asit ve asit içermeyen güneş kremleri göz çevresine sürülebilir. Göz çevresindeki kırışıklıkların oluşumu ultraviole ışınlarına bağlı da oluşabiliyor, bu bölgedeki kolajenin ve derinin inceliği de çok önemli bir faktör. Bu nedenle mutlaka güneş kremi öneriyoruz. Göz çevrenizde problem yoksa bu kadar rutin sizin için yeterli olabilir.

En Yaygın Göz Çevresi Problemleri Ve Nedenleri;

Göz çevresi kırışıklıkları, koyu halkalar, ince çizgiler, göz altı torbaları, göz çevresi yağ bezesi başta olmak üzere göz çevresinde pek çok cilt problemi meydana gelmektedir. Yaş ile birlikte bu sorunların üstesinden gelmek daha da zorlaşabilir. Her bir problemin kendine göre farklı bir nedeni ve tedavisi vardır.

Göz Çevresi Kırışıklıkları:

-Yaş ilerledikçe doğal olarak cilde esnek dokuyu sağlayan kolajen üretimi azalmasına bağlı olarak tüm cilt dokularında olduğu gibi göz çevresinde de elastikiyet kaybına bağlı kırışıklık görünümünde artış gözlenir.

-Bu bölgede deri çok ince olduğundan bu ince deri daha çabuk kırışır.   

-Ayrıca sürekli yapılan mimikler ile bir süre sonra kaslar kasılı kalır ve mimik sırasında oluşan çizgiler kalıcı hale gelir.

-Yağ bezlerinin bu bölgede az olması sebebiyle göz çevresi daha hızlı kuruyor. Bu kuruluk da kırışıklık oluşumuna neden oluyor.

Önerimiz; kırışıklıkları önlemek, geciktirmek için nemlendiriciler kullanılmalı, üzerine güneş koruyucular mutlaka kullanılmalı. Nemlendirici olarak daha çok hyaluronik asit, kafein ve karnozin  gibi antioksidan içeren kremleri önerebiliriz. Yine yüz bölgesine uygulamayı çok sevdiğimiz C vitamini, E vitamini, Feronik asit, Karnozin gibi antioksidanların serbest radikallerle cildimizin mücadelesini arttırıp kırışık oluşumundan, yaşlanmadan korumayı sağlayarak kırışıklıkların oluşmamasını kolaylaştırdığını söyleyebiliriz.

Bütün bunların haricinde çok severek ve güvenle uyguladığımız göz çevresi kırışıklıklarına ve kaz ayaklarına çok etkili bir çözüm olan botoks uygulamasıdır. Botoks, aktif olarak mimik kaslarımıza bağlı gelişen  kırışıklıkların oluşumunu engelliyor. Özellikle 30 yaş üstü kişilerin, düzenli olarak botoks yaptırması gerekmektedir. Tabii ki böylece uzun dönemde kırışıklığın yer etmesini de engellemiş oluyor. Böylece kalıcı hale gelmemesi için kaz ayaklarını kırışıklardan botoksla korumuş oluyoruz.

Göz Altı Morlukları ve Çukurluklar:

Günümüzde yüzümüzle ilgili en büyük şikayetlerimizden biri gözaltı morluklarıdır. Çoğu kez yapısal bir sorundur. Bazen aşırı yorgunluk, uykusuzluk, az su tüketimi, yetersiz beslenme, kan tablosundaki eksiklikler (özellikle demir eksikliği), tiroit fonksiyonlarındaki bozukluklar (özellikle düşüklük varsa), gibi sıkıntılar göz altı morluklarına sebep olabilir. Yaş alma ile birlikte genel olarak yağ dokusunda kayıp oluşurken bununla orantılı olarak göz çevresindeki deri de incelir. Bu değişiklik ise ileri yaştaki kişilerde göz altı morluklarının daha belirgin olmasına neden olur. Göz altlarında çukurluk oluşabilir, bunlar da göz altlarını daha koyu gösterir.

Bir de göz altı morlukları koyu tenli kişilerde daha sıklıkla görülür.

Ne Yapabiliriz? Göz altı morlukları gidermede yine çok iyi sonuçlar aldığımız Göz Altı Işık Dolgusunu güvenle uygulayabiliriz.Üstelik bunu ameliyatsız, kesisiz, risksiz bir enjekte yöntemi ile uygulamaktayız. Göz altı ışık dolgusu, hazır dolgu denilen yani hyaluronik asit içeren göz altına özel akışkanlıkta hazırlanmış dolgular, göz altı çukur bölgesine uygulanır ve hyaluronik asit içine su çekerek oradaki çukuru yükseltir ve çok daha aydınlık görünmesine olanak sağlar. Göz altı ışık dolgusu uygulaması ile ciltte kaybolan canlılık ve nemin tekrar geri gelmesi amaçlanır.Uygun hastalarda  çok güzel bir etki sağlar ve etkisi 1,5-2 yıla kadar sürer.

Hasta göz altı ışık dolgusuna uygun değilse veya hasta istemiyorsa bu morlukları açmak için önereceğimiz bir başka yöntem ise lazer uygulamalarıdır. Yine güvenle uyguladığımız ve olumlu sonuçlar aldığımız fraksiyonel lazerin bazı çeşitleri ayda bir düzenli uygulandığında bu bölgede aydınlanma sağlar ve o bölgenin renk tonu açılır .Bunları desteklemek amaçlı hekime danışarak uygun kozmetik içerikler kullanılarak göz çevresi morluklarının açılmasına yardımcı olunabilir.

Göz Çevresinde Koyu Halkalar:

Bu koyuluk daha çok kişilerin genetik yapısıyla ilgili oluyor ve genellikle esmer kişilerde oluyor. Yapısal olması sebebi ile uygulayacağımız tedavilerin devamlı ve sürekli olması gerekiyor. Çünkü bu kişilerin göz çevresinde melanin pigmenti diğer kişilere göre daha fazla oluyor (melanin deriye rengini veren pigment).

Bu kişiler de kafeinli, C, E vitamini içeren serumlar kullanabilir. Kafein özellikle hücresel mikrosirkülasyonu arttırarak alttaki kılcal damarların dolaşımını hızlandırır ve böylece o bölgeye gelen hücre göçünü arttırır ve yenilenme hızını yükseltir. Bunların haricinde daha kalıcı çözüm oluşmasını istiyorsak peeling, mezoterapi ve bazı renk açıcı lazer uygulamaları yapılmaktadır.

Göz Altı Torbaları:

Çok sık rastlanılan bir cilt sorunudur. Göz altını oluşturan ince ve hassas cilt dokusu yaş alma ile birlikte gevşer ve zayıflayarak sarkma meydana gelir. Bu sarkık bölgeler vücuttaki fazla suyun birikmesi için uygun bir ortam yaratır. Estetik açıdan hoş bir görünüm yaratmayan göz altı torbaları genellikle zararsızdır. Fakat bazen altta yatan kronik nedenler olabilir. Genetik, yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz su içme, alerjik hastalıklar, uykusuzluk, stres, tiroit problemleri, kronik göz yorgunluğu gibi…

Tedavi olarak önerimiz, tüm hastalıklarda olduğu gibi nedene bağlı bir yol izlemek gerekmektedir. Yine destek olarak retinol ve kafeinli (kafeinin kan damarlarını daraltıcı etkisinden faydalanılır)  göz altı kremleri kullanılarak şişlik ve halka görünümünün azalması sağlanabilir. Medikal uygulama olarak ; göz altı bölgesinden yanak bölgesine yumuşak bir geçiş sağlamak için yine hyaluronik asit içeren dolgu maddesi kullanılarak dolgu yapılabilir. Ve ya bir başka alternatif çözüm olarak, göz altı bölgesindeki cildin derin yüzeyini ortaya çıkarmak için lazer lazer uygulamaları kullanılır ve yeni kolajen sentezi teşvik edilerek daha sıkı bir göz altı çevresine kavuşmak mümkün olabilir. Bir başka yol ise; Mikro-iğneleme (Dermapen) uygulamasıdır. Bu uygulama ile cildin onarım mekanizması tetiklenir ve göz altı dokusundaki hücreler yenilenerek cildin sıkı bir yapıya erişmesine yardımcı olur.

Ancak, göz altı torbalarından kalıcı bir şekilde kurtulmanın en kesin yolu göz kapağı ameliyatıdır.

Sonuç olarak unutmamamız gereken bir gerçek var, her yeni yılda yeni bir yaş alıyoruz.  Bu ilerleyen süreçte zaman en çok yüzümüzün düşmanı. Yüzümüzün de en çok dikkat çeken bölümü göz ve çevresi…Bu yüzden her şekilde bakımı özen ister…Bütün bu süreci geri çevirmek için kendinize iyi bakın, her zaman çok güzel ve sevgiyle kalın…