İnsanlar tüm hayatlarını başkalarının dediklerine inanarak geçiriyor, onlara bağımlı kalarak. O yüzden insanlar başkalarının görüşlerinden bu kadar çok korkuyor. Kötü olduğunu düşünürlerse, kötü oluyor. Suçlarlarsa, kendini suçlamaya başlıyor. Günah işledin derlerse, suçlu hissediyor. Onların görüşlerine bağımlı olduğu için, onların fikirlerine uyum sağlamak zorunda; yoksa görüşlerini değiştirirler. 

Ruhun Karanlık Gecesinde Osho’ya göre bu, kölelik yaratıyor, gizli bir kölelik. Eğer iyi, değerli, güzel, zeki olarak tanınmak istiyorsa, görüşlerine bağımlı olduğu insanlar için sürekli kendinden ödün vermek zorunda. Ve başka bir sorun çıkıyor. İnsanlar çok çeşitli olduklarından, zihnini de farklı farklı görüşlerle doldurmaya devam ediyorlar, çelişen görüşlerle. 

Birinin dediği öbürüne uymuyor, bu yüzden de içinde büyük bir karmaşa yaşıyor. Biri zekisin diyor, öbürü aptalsın diyor. Nasıl karar vereceksin? Bölünüyorsun. Kendinden şüpheleniyorsun, kim olduğundan… Ve karmaşa çok büyük, çünkü etrafında binlerce insan var. Bir sürü insanla temas halindesin ve hepsi de senin zihnini kendi görüşüyle besliyor. 

Aslında hiçbiri seni tanımıyor; sen bile kendini tanımıyorsun, ama bütün bu birikinti senin içinde düğüm oluyor. Bu, delirtici bir durum. İçinde bir sürü farklı ses var. Kim olduğunu ne zaman sorsan, içerden bir sürü cevap geliyor. Kimi annenin, kimi babanın, kimi bir öğretmenin sesi; bunun gibi bir sürü ses. Ve hangisinin doğru cevap olduğuna karar vermek imkânsız. Nasıl karar vermeli? Kriter ne? 

Burada insan kayboluyor. Her şeyden önce, zaten kendine sahip değilsin; ama başkalarının söyledikleriyle yarattığın kendin, tümüyle geride bırakılmak zorunda. O yüzden içeriye girmek çok, çok korkutucu. Ne kadar derine girersen, kim olduğunu o kadar az bilirsin. O yüzden aslında, kendini tanımaya doğru ilerlediğin zaman, bu gerçekleşmeden önce, kendin hakkındaki bütün fikirleri bırakmak zorunda kalacaksın. Bir boşluk olacak, bir çeşit hiçlik olacak. 

Kimliksiz olacaksın. Tamamen kaybolacaksın, çünkü bildiğin her şey artık önemsiz ve neyin önemli olduğunu da henüz bilmiyorsun. Bu “ruhun karanlık gecesi” dir. Bunun içinden geçmek gerekir ve bir kere geçince şafak söker. Güneş doğar ve insan kendini ilk kez olarak tanır.