ATV’de yayınlanan ‘Kanatsız Kuşlar’ dizisinde canlandırdığı Cemre karakteriyle dikkatleri üzerine çeken genç oyuncu Gizem Güneş, sorularımızı yanıtladı…

Biraz kendinden bahseder misin? Gizem Güneş kimdir, neler yapar, ilgi alanları neler?

21 yaşında hayallerinin peşinden koşan bir kızım. Şu an Marmara Üniversitesi'nde Fransızca Öğretmenliği okuyorum, son sınıf öğrencisiyim. İngilizce’nin haricinde bu sıralar Almanca da öğrenmeye başladım. Küçüklüğümden beri oyunculuk ve dans, hayatımda önemli bir yer kaplıyor. Bu yüzden bu zamana kadar çeşitli eğitimler aldım. İTÜ konservatuvar kursunda dört sene klasik bale eğitimi aldım. Daha sonra güzel sanatlar oyuncuları adında bir müzikal ekibine katıldım. Orada iki yıl boyunca müzikal oyunculuğu ve modern dans eğitimi aldım. Aynı zamanda Üç Çocuk Müzikali’nde başrol oynadım. İlk reklamımı 5 yaşında çektim. İlk dizi projem Binbir Gece oldu. Daha sonra Her Şey Yolunda Merkez ve İçimdeki Fırtına dizilerinde rol aldım. Şimdi ise Kanatsız Kuşlar’da Cemre karakterini canlandırıyorum.

Canlandırdığın Cemre karakteriyle ilgili neler söylemek istersin?

Cemre, çok dişli bir karakter. Büyük hayalleri olan bulunduğu durumdan hoşlanmayan, her zaman daha iyisini isteyen genç bir kız. İsyankar yapısına rağmen ailesine bir tehlike geldiği anda onlara kol kanat geriyor. Oynaması çok keyifli diyebilirim. Dizi yaz döneminin en beğenilen işleri arasında.

Rating sonuçlarında da hep üst sıralarda yer alıyor. Yakaladığı başarıyı bekliyor muydun?

Yakaladığı başarıyı bekliyordum çünkü; yazın genelde eğlenceli diziler yapılıyor. Fakat bizim dizimiz dram ağırlıklı. Ve Türk insanını bu noktada kendine çekti. Dizide yaşananlar da hayatın içinden, bu yüzden insanlara samimi geldi.

Sette zaman nasıl geçiyor, set aralarını nasıl değerlendirirsin?

Sette çok güzel vakit geçiriyorum ekiple kimyalarımız uyuştu. Çok eğlenceli bir set ortamı var. Set aralarında yapacak birçok şey buluyoruz. Mesela masa tenisi oynuyoruz. (gülüyor) Hatta ben sette olmayı o kadar çok seviyorum ki, uzun bir set aram varken reji asistanlığı yapıp, kamera kullanmayı bile öğrendim.

Yoğun çalışma temposu seni nasıl etkiledi? Neler değişti hayatında?

Yoğun çalışma temposunda vaktimi en değerli şekilde kullanmayı öğrendim. Artık üşengeçlik yapamıyorum, işlerimi hemen hallediyorum. Zaten boş durmaktan pek hoşlanmam bu yüzden bu yoğunluk beni mutlu ediyor. 

Hangi tür filmlerde, hangi yönetmenlerle çalışmak istersiniz? Hayalin var mı bu yönde?

Komedi, aksiyon ve bilim kurgu filmlerinde yer almak isterdim. Sinema yapmayı çok istiyorum umarım bir gün bunu deneyimleyebilirim…

Röportaj: Kıvanç Terzioğlu