Gezdim şehri şöyle bir

Abone Ol

Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi’nde konsere gidiyorum. Daha doğru bir ifadeyle, özel ve anlamlı bir geceye… 

Besteci ve piyanist  Aydın Karlıbel, sanat hayatını geçirdiği 35 yılına ve sanatsal anlamda önemli değerler kazandırdığı İstanbul Devlet Opera ve Balesi’na veda edecek… Sanatçı  emekli olamaz olmamalı ama   “İDOB’da 35. Yıl Konseri” ile düzenlenen veda gecesi de doğrusu kaçırılmaz. Üstelik O, Cemal Reşit Rey’in son öğrencilerinden biri. 1986 yılında göreve başladığı İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde; korepetitör, koro ve orkestra şefi, konser piyanisti olarak çalışmalar yapmış bir değer...

Evden erken çıktım. İstanbul malum erken yol alınması gereken bir metropol…

Gelgitlerdeyim yine…

Herkes oturmamış yerli yerinde. Afganistan’dan, Suriye’den, Arabistan’dan, Irak’tan, İran’dan, Ukrayna’dan, Rusya’dan gelen gelene… Dingonun Ahırı mı… Yol geçen hanı mı?

Zihnim çaktırmadan Türkçe konuşanları saymaya geçmiş. Kafasında hala simit taşıyabilen simitçi…Bir simit olmuş 6 bin

Çay mı 10, karper diye bir tamamlayıcı vardı bir zamanlar…

Serbest piyasa bu kardeşim koyan koyana. Taşan sinirlere gülen esnaf. Tabii alıcısı var bu uçuk fiyatların. Dolar 18.500  paramız ağlamayı beğenmiyor.

Kredi kartları krediler şeytanın avukatlarında…

Bir ben değil mutsuz

Bir ben değil uykusuz. 

Bir ben değil umutsuz 

Bir ben değil çaresiz 

Bir ben değil sessiz

Gel sen ne çektiğimizi bir de bize sor…

Nerde nasıl yaşarız bir de bize sor…

İki arada bir derede Erol Evgin’in şarkısına yeni versiyon söz yazdım. Şöööyle ortaya karışık gündeme uygun.

Gezdim gezdim ve bezdim

Bir belirsizlik, bir  kaos çökmüş kente

Toplama kampı sakinleri misali, yüzler bin karış, sinirler her an patladı patlayacak mermi gibi…

Vapura bindim. Üsküdar açıklarında bir kütle gördüm üzerinde 

‘Kızkulesi gözlerini yeniden açıyor’ yazılı. Hay Allah ne zaman kapattı gözlerini vah vah. İnşallah Şile’den sonra ikinci  Sponge Bob olma sevdasında değildir.

Evet beğenmedim şehrin halini. 

Daldım dalgalara

Elektrik su doğalgaz bu kış ceplerimizi yakacak. 

Böyle olmaz . Düşün düşün… işin

Kafa dağıtmalıyım çok güzel bir geceye böyle gidilmez. Aldığım gazeteme bir göz gezdireyim. Ahhh !!!

Enerji bakanımızdan Allah razı olsun ne güzel önerilerle gelmiş;

Kışın kombi derecesini indirin, yazın klima derecesini yükseltin

Kısa mesafelerde yürümeyi tercih edin ya da bisiklet kullanın

Yoğun trafikte aracınız bekleme halindeyken konyağı kapatın

Banyoya kum saati koyun… 4 dakikadan fazla duş yapmayın

Kışın fırını kullandıktan sonra kapağını açık tutuportamı ısıtın

Alt katlar için asansöre binmeyin, mutlaka merdiven kullanın

Duvarları açık renge boyatın, kışın perdeleri sürekli açık tutun

Radyatörün önü açık olmalı, arkasına yalıtım levhası konulmalı

Ütü bitmeden 1-2 dakika önce prizden çekin, kalan ısıyı kullanın

Çamaşırı asarak kurutun, kurutma makinesini asla kullanmayın

Bulaşıktaki kaba atıkları yemekte kullanılmış peçeteyle temizleyin’

Demedi demeyin! ‘Aklınla Verimli Yaşa’ kitapçığını mutlaka edinip, bunun gibi pratik tasarruf bilgilerini öğrenmeliyiz! 

Ya bu bebeğin günahı? 

1 yaşındaki Kaan Mirza Taş. Azrail onu Gaziantep de sitenin bahçesinde bebek arabasında buldu diyemeyeceğim. Çünkü onu yorgun mermi  bulmuş. Tıpkı 19 yıl önce İskoçya’dan İzmir’e gelen çiftin bebeği Alistair Grimason gibi bebek arabasında uyurken başına isabet eden yorgun mermi yüzünden ölmüş. 19 yıl önce de bu ve yine aynı acılar. Son 9 ayda 367 kişi yorgun mermi kurbanı olmuş.  Yılda ise ortalama 600 ölüm.

Eeee  artan silahlanma, yükselen riskler bir de beyin amnezi yaşayınca sonuç bu!

…….

Geceye ait;

Aydın Karlıbel’in  Türk Operası’na emeği büyük. Eserlerinde  evrensel unsurları Türk estetiğinin özgün renklerini buluşturabilmeyi amaçlıyor. Besteleri arasında; opera, senfoni, oratoryo, piyano ve keman konçertoları, oda müziği eserleri ve marşlar bulunmakta. Zamanı unutturan hepimizin his ve sis perdesini aralayan Bezirganbaşı / Eski Ordu Marşı / Oy! Trabzon / Drama Türküsü / Atabarı’nı, Olena Şenol ile seslendirirken tüylerim diken diken oldu. Milli duyguların sıcaklığı salona yayıldı.

Biz bu coşkuyla büyüdük ve büyümeye devam edeceğiz. İyi ki sanat var, değerli sanatçılarımız var ve onların önünü açan kurumlarımız var. Unutmayalım;

‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.’