GERÇEK SEVGİ

Abone Ol
“size bunu şu şekilde anlatayım isterseniz der”  yarın bir yemek vereceğim hepiniz davetlimsiniz der.
 O günkü yemeğe ilk önce sevgisini gönül’e indirmemiş olanları davet eder ve muhteşem bir sofra hazırlatır. Önce çorbalar gelir sofraya ve ardından kaşık sapları bir metre olan kaşıkları sofraya koyar ermiş.  Yalnız der tek şartım var kaşıkların en ucundan tutup öyle yiyeceksiniz der ermiş kişi. Peki derler kabul ederler misafirler. 
Fakat kaşık sapları uzun olduğundan bir türlü yiyemiyorlarmış etrafa döküp saçmışlar tüm yemekleri ve sofradan aç bir şekilde kalkarlar.
Ermiş şimdi sıra sevgiyi gerçekten bilenlere geldi demiş. Ve davet üzerine yüzleri aydınlık gözleri gülümseyen sevimli insanlar gelmişler. Ve aynı şekilde yine çok güzel bir safra hazırlanır önce çorbalar nefis yemekler sofraya konur. Boyları birer metre olan kaşıklar sofrada yerini alır.
Ermiş kişi onlara buyurun der afiyet olsun yalnız tek şartım var der kaşıkların en ucundan tutacaksınız ve yemekleri o şekilde yiyeceksiniz der.
Misafirler kabul derler uzun boylu kaşıkları tabaklara daldıran sevimli insanlar karşısındaki arkadaşına yediriyormuş böylece herkes karşısındakini doyurmuş ve dökmeden karınlarını doyurmuşlar.  Tanrıya şükür dualarıyla sofradan kalkmışlar.
İşte gördünüz değil mi dostlar her kim hayat sofrasında kendine verilen nimetleri kardeşiyle paylaşır oda başka bir kardeşi tarafından ve ALLAH tarafından doyurulacaktır.
Ve der hayat sofrasında alan değil veren kazanır.
Güzel bir söz vardır 
“Ne verirsen elinle o gelir seninle”. Bu inceliği ve bu güzelliği kavrayamayan bunun zevkine varamamak bir kayıp olsa gerek gerçekten.
Fani olan şu dünyada her şey yaratanın olduğunu bilmeden hiç ölmeyecek gibi haram helal demeden mal biriktirenlerin kalplerinin ne derecede karardığını kendileri bile farkına varamamaktadırlar.
Gerçek sevgi karşılık ve çıkar beklemeden sevebilmektir asıl olan.
Vermenin tadına varamayanlar, almanın verdiği huzursuzluk içinde hayatlarını yaşarlar. 
Bencilliğe hayatımızda fazla yer vermenin vermiş olduğu hep alma duygusu bizi daha mutsuz ettiğinin farkına bile varamıyoruz aslında. Hayatımızda bize verilen tüm duyguları ölçülü halde kullanabilirsek işte o zaman başardık demektir.
Kin, nefret, sevgi, mutluluk, sevinç, neşe, huzur, acı, sevinç daha birçok duygu birbirini tamamlayan ortaya çıkmasına neden olan olması gereken duygulardır. Eğer kötü diye bir şey olmasaydı iyinin adını nasıl koyardık. Tatlının ortaya çıkmasına sebep olan acı gibi. 
Yazanı bilinmeyen bir alıntı ile son vermek isterim.
Moralinizin iyi olması için yeterince güneşe ve güneşi daha çok takdir etmek için yeterince yağmura sahip olmanızı diliyorum. Ruhunuzun canlı kalması için yeterince mutluluk ve yaşamdaki en küçük sevinçlerin çok daha büyük görünmesi için yeterince acı diliyorum. İsteklerinin tatmin olması için yeterince kazanç, sahip olduğunuz her şeyi takdir edebilmeniz için yeterince kayıp diliyorum. Dünyaya veda edinceye kadar yeterince insanla merhabalaşmış olmanızı diliyorum.
Sevgiyle kalın