POLİTİKA

Geniş katılımlı bir diyaloga ihtiyaç duymaktayız

Abone Ol
ANKARA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Partim, Kürt meselesinin ancak daha fazla özgürlük ve demokrasiyle çözülebileceğine inanmaktadır. Bunun için bir başbakanın kendi başına hareket etmesinden ziyade Türk kamuoyunda ve parlamentoda geniş katılımlı bir diyaloga ihtiyaç duymaktayız" değerlendirmesinde bulundu. 

CHP Basın Birimi'nden yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da yayımlanan Die Welt gazetesininin sorularını yanıtladığı belirtildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir'e ilişkin sözlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin uzun bir süredir bu kadar kötü olmadığını savundu.

Bu durumdan dolayı çok üzgün olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Almanya arasında sürdürülecek iyi ilişkilerin sadece iki ülke için değil tüm Avrupa için önem taşıdığını anlattı.

Siyasetçilerin eleştirileri soğukkanlılıkla karşılaması gerektiğini ancak Başbakan Erdoğan'ın bunu beceremeyerek, aşırı tepki gösterdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Tehditleri nedeniyle tabii ki de Erdoğan'ın özür dilemesi gerekiyor. Fakat kendi vatandaşına bile tokat atmış olan Erdoğan gibi bir siyasetçiden bunu bekleyemeyiz" iddiasında bulundu.  

Bir soru üzerine, Genel Başkan seçilmesinden sonra Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile olan ilişkilerinin geliştiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Almanya'ya geldiğimde Sigmar Gabriel'le görüşmüştüm. O da Türkiye’ye geldiğinde beni ziyaret etmişti. Ozan Ceyhun'un AKP için danışmanlık yapmasına gelince, bu bir sorun. Sosyal demokrat bir kişinin, otokrat çizgide bir siyasetçi olan Erdoğan'a danışmanlık yapması beni şaşırtıyor" yanıtını verdi.

Almanya'da yaşayan Türklere yönelik mesajının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Birinci mesajım, oy kullanabilen herkes oyunu kullansın. İkinci mesajım ise başka bir ülkede yaşayanların, kendilerini tüm toplumsal alanlara dahil etmesi ve özellikle eğitime önem vermesi gerekiyor. Üçüncü olarak ise CHP'nin, Türkiye'de demokrasinin tehdit altında olmasına karşı ne yapmak istediğini anlatmak. Birçok farklı görüşlerin parlamentoda temsil edilmesini engelleyen yüzde 10'luk seçim kotasını kaldırmak ve daha çok dürüstlük ve şeffaflık getirmek istiyoruz. Aynı zamanda, yurttaşlarımın Erdoğan'ın Türkiye ile Almanya arasında kavga çıkması hedefiyle yürütülen politikalarının kendilerine zarar verdiğini bilmelerini istiyorum."

Kılıçdaroğlu, "Siz Erdoğan'a diktatör dediniz. Buna rağmen Almanya’da yaşayan Türkler arasında popülerliğini koruyor. Geldiği zaman salonları dolduruyor. Almanya’daki başarısını nasıl açıklayabilirsiniz" sorusu üzerine de görüşlerini şöyle açıkladı:

"Erdoğan kendini dindar gibi gösteriyor. Birçok konuşmasında din temelli cümleler geçiyor. Çok sayıda kişi de bundan etkileniyor. Ancak O'nu bilen herkes, dini kendi emelleri için kullandığının farkında. Fakat bu da birçok sorunumuzun üstünü kapatıyor. Türkiye’deki siyasi durum Almanya’yla karşılaştırılamaz. Erdoğan’ı eleştiren gazeteciler de hukuk devletinin zayıf olmasını konu eden TÜSİAD gibi tehdit ediliyor. Türkiye’nin sivil toplum çevrelerinde açık konuşulamıyor. Türkiye bir otokrasiye doğru gidiyor. Erdoğan bir keresinde parlamento ve mahkemelerin kendisini engellediğini söylemişti. Demokrat bir siyasetçi hiçbir zaman güçler ayrılığı konusunda böyle bir şey söylemez. Erdoğan’ın Türkiye’de demokrasiyi kaldırmak istediğini anlamamız lazım. Türkiye büyük bir tehlike altında durum çok ciddi."

17 maddelik bir manifesto çıkardık

Kılıçdaroğlu bir soru üzerine de Ankara'daki seçim sonuçlarına dikkati çekerken, CHP'nin MHP'yle ortaklık veya işbirliği yapmadığını bunun AK Parti tarafından yayılan bir "hikaye" olduğunu öne sürdü. 

Ankara seçimini kazandıklarına inandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bariz hile yapıldı. Birçok şehirde elektrikler kesildi, oy verme yerleri aniden karardı. Enerji Bakanı, bir kedinin transformatörün içine girdiğini açıkladı. Bu, kimsenin inanmadığı gülünç bir iddiadır. Anayasa Mahkemesine başvurduk. Bu da şu an Ankara'daki seçimi inceliyor. Ancak, AB ile AGİT'in Türkiye'deki seçimlere daha çok ilgi göstermesi gerektiğine inanıyorum" açıklamasında bulundu. 

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefini devam ettirmesi gerektiğini belirtti.

CHP'nin Kürt meselesinin ancak daha fazla özgürlük ve demokrasiyle çözülebileceğine inandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bunun için, bir başbakanın kendi başına hareket etmesinden ziyade, Türk kamuoyunda ve parlamentoda geniş katılımlı bir diyaloga ihtiyaç duymaktayız. Bu konuya ilişkin 17 maddelik bir manifesto çıkardık. CHP, aynı zamanda Kürt partileri zor durumda kaldığından yüzde 10'luk seçim barajını kaldırmayı amaçlıyor" ifadesini kullandı. 

Çözüm sürecine ilişkin eleştirilerde de bulunan Kılıçdaroğlu, "Kimse, neyin konuşulduğunu bilmiyor. Açık ve şeffaf bir süreç değil. Parlamento bile bilgilendirilmiyor. Erdoğan bunu Kürt meselesinin çözümü için yapmıyor. Bu tamamıyla kibrinden kaynaklanmakta ve siyasi geleceğiyle ilintilidir" görüşünü savundu.