Ünlü Macar Türkolog Gyula Nemeth (1890-1976) doğumunun 130. yıldönümünde TÜRKSOY tarafından düzenlenen çevrimiçi toplantıyla anıldı.

TÜRKSOY’un büyük bir vefa örneği göstererek doğumunun 130 yıldönümünde, düzenlediği geniş katılımlı etkinlikle andığı Gyula Nemeth’i ve eserlerini mutlaka tanımalıyız.        

  

TÜRKSOY, Macaristan’ın Ankara Büyükelçiliği ve Türk Dil Kurumu işbirliği ve Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı’nın moderatörlüğünde, 14 Ekim 2020 tarihinde düzenlenen etkinlikte TÜRKSOY Genel Sekreteri Prof. Düsen Kaseinov, Macaristan Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Sandor Lezsak, Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Darhan Kıdırali, Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin birer konuşma yaptı.

KASEİNOV: “GLUYA NEMETH TRKOLOJİNİN MİHENK TAŞIDIR”

Konuşmasında, büyük bir kültürel birikime sahip olan halklarımızın, kadim kültürümüzün oluşumuna, gelişmesine ve zenginleşmesine katkı sağlayan önemli şahsiyetler yetiştirdiğini dile getiren ve bunlardan birinin de Macaristanlı Türkolog Gyula Nemeth olduğunu vurgulayan Genel Sekreter Düsen Kaseinov,  “Türkoloji’nin mihenk taşı olarak kabul edilen Macaristan’ın büyük bilim adamı Gyula Nemeth; ‘Türkçe Grameri’ adlı eseriyle Türkoloji’ye büyük katkı sağlamış, yetiştirdiği öğrencileriyle toplumlarımıza yön vermiş, halklarımızın bilimsel, kültürel ve manevi gelişimine, özellikle dilimize büyük katkılar sağlamıştır.” diye konuştu.

Kaseinov, 2019 yılı Ekim ayında TÜRKSOY ile Macaristan İnsan Kaynakları Bakanlığı arasında imza altına alınan mutabakat anlaşmasıyla, Macaristan ile iş birliğine yeni bir boyut kazandırdıklarını ve karşılıklı düzenledikleri ortak faaliyetlerle halklarımızın kültürel yakınlaşmasına önemli katkı sağladıklarını kaydetti.

SANDOR LEZSAK: “NEMETH MACAR HALKI İÇİN ÇOK DEĞERLİDİR”

Etkinlikte konuşan Macaristan Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Sandor Lezsak, Nemeth’in Macar Türkoloji’sindeki önemine değinerek, daha 1930 yılında yayımladığı, Macarların şekillenmesinde de büyük role sahip olan eski Türk kavimleri ve bu kavimler arasındaki ilişkileri ele alan ”Macarların Yurt Tutuşu” kitabının sonraki nesiller için temel kitap mahiyetinde olduğunu dile getirdi. Halkının kökenlerini arayan ve bu kökleri doğuda bulan Nemeth’in Macar halkı için büyük bir değere sahip olduğuna da vurgu yapan Lezsak, Nemeth’in İştvan Mandoki Kongur gibi ünlü Türkologları yetiştirdiğini kaydetti.

DARHAN KIDIRALİ: “ULUSLARARASI TÜRK AKADEMİSİ OLARAK, MACARİSTAN İLE

ORTAK ÇALIŞMALARIMIZI 2014 YILINDAN BU YANA GİDEREK GELİTİRMEKTEYİZ”

Yaptığı önemli etkinliklere bir yenisini ekleyerek Macar halkının önemli bir değeri  Nemeth’in anısına bir etkinlik düzenlediği için TÜRKSOY’a ve Genel Sekreter Düsen Kaseinov’a teşekkür eden Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Darhan Kıdırali, Akademi olarak Macaristan ile 2014 yılından bu yana faaliyetlerini her geçen gün artırdıklarını aktardı. Macaristan’ın 2018 yılından bu yana gözlemci üyeleri olduğunu da vurgulayan Kıdırali, önümüzdeki aylarda Macar Türkolog Gyula Nemeth’in 130 yılına ithafen Macar Türkoloji’si adlı bir konferans düzenleyeceklerini ve bu etkinliğe katkı beklediklerini dile getirdi. Kıdırali, Kumuk Şair Badrutdin Magomedov tarafından Macaristanlı ünlü Türkolog İstván Mándoki Kongur’un aziz hatırasına ithafen yazılan ve TÜRKSOY tarafından yayımlanan “Kopan Üzengi” kitabının Kazakçaya tercüme edeceklerini kaydetti.

VİKTOR MATİS: “TÜRK CUMHURİYETLERİNİN İLİŞKİLERİNİN BUGÜNKÜ  DÜZEYE

GELEBİLMESİ İÇİN ÖMRÜNÜ ADAYAN KİŞİLERDEN BİRİ DE GLUYA NEMETH’TİR”

Macaristan ve Türk Cumhuriyetleri arasındaki iyi ilişkilerin derin ve köklü olduğunu vurgulayan Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, bu ilişkilerin bugünkü duruma gelmesi için ortak tarihimizdeki birçok önemli kişinin katkıda bulunduğuna dikkati çekti. Bu amaca ömrünü adayan ve bize örnek olacak bu önemli şahsiyetlerden birinin de Gyula Nemeth olduğunu kaydeden Matis, Nemeth’in ayrıca Macaristan Türkoloji kürsüsünün modernleşmesindeki önemine değindi.

GÜRER GÜLSEVİN: “YAPTIĞI ÜSTÜN ÇALIŞMALAR DOLAYISIYLA TÜRK TARİH KURUMU

1958 YILINDAN GLUYA NEMETH’E ŞEREF DİPLOMASI VERMİŞTİ”

Türkoloji araştırmalarının ve biliminin önce Batıda, Avrupa’da başladığına ve geliştiğine vurgu yapan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, bu ülkelerin yakın komşularında güçlü bir Türk devletleri olduğunu gördüklerini dile getirdi.

Yaptığı çalışmalarla dünya genelinde Türkoloji alanında kendinden söz ettiren Gyula Nemeth’e 1958 yılında Türk Dil Kurumu’nun “Şeref Üyeliği” verdiğini sözlerine ekleyen Gülsevin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Nemeth’e gerekli önemi verdiğini Cumhuriyetin 50. Yılında Gyula Nemeth’e “Şeref Diploması” verdiğini aktard

Açış konuşmalarının ardından etkinliğin ikinci hissesinde Türkolog, Emekli Büyükelçi Prof. Dr. İstvan Vasary,  İstanbul Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Yüce,  Türkoloh, Türk Konseyi Avrupa Temsilciliği Ofisi Direktörü Büyükelçi Prof. Dr. Janos Hovari, Peter Pazmany Katolik Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Eva Csaki ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Emine Yılmaz Nemeth’e ilişkin bildirilerini sundu.

GYULA NEMETH KİMDİR? (1890-1976)  

Türk Dünyası’nda ilk Türkoloji çalışmalarının Macaristan’da başladığı ve temelleştiği az bilinen, az dillendirilen bir gerçektir. O nedenle, okuyucularımızın pekçoğunun Gyula Nemeth’i tanımıyor olması normaldir. Atatürk’ün ölümünden sonra Türkiye’deki Türkoloji çalışmalarının baskılandığı, unutturulduğu düşünülürse, Macarların ünlü Türkoloğu Gyula Nemeth’i ve Macaristan’da yapılan Türkoloj çalışmalarını yeterince bilmememizde şaşılacak bir durum yoktur. 

Gyula Nemeth gibi araştırmacı kimliği güçlü Macar aydınlar sayesinde, bütün baskılamalara, görmezden gelmelere rağmen, Türklerin Avrupa tarihinin derinliklerinde bıraktıkları köklü izleri görmüş, öğrenmiş oluyoruz. Gyula Nemeth, Batı uygarlığını çeşitli yönlerden etkilemiş atalarımızın yalnızca Avrupa coğrafyasındaki izlerini bulup kayda geçirmekle kalmamış, onların Ortadoğu’daki, Sibirya’daki, Kafkaslardaki ve Asya içlerindeki izlerini de sürmüş tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkarmış, gelecekte atalarının izlerini sürecek genç kuşaklara çok değerli yol haritaları oluşturmuştur. 

TÜRKSOY’un büyük bir vefa örneği göstererek doğumunun 130 yıldönümünde, düzenlediği geniş katılımlı etkinlikle andığı Gyula Nemeth’i ve eserlerini mutlaka tanımalıyız. Gyula Nemeth’in bir ömür harcayarak meydana getirdiği eserlerinde bugün bile yeterince haberdar olmadığımız pekçok tarihi gerçekler barındırdığına inanıyoruz. 

Gyula Nemeth’in hayat hikayesini okuduğumuzda, eserlerini incelediğimizde, onun tarihimize ve kültürümüze ne kadar büyük hizmetler yaptığını kolayca anlayabiliyoruz. 

2 Kasım 1890’da Orta Macaristan’ın Büyük Kumanya’daki Karczag kasabasında doğan Nemeth’in ailesi varlıklı değildi, olağanüstü yetenekli olduğu farkedildiği için, kendisine sağlanan imkanlarla eğitimini sürdürebildi ve kısa zamanda Latince, Yunanca başta olmak üzere, belli başlı Avrupa dillerini öğrendi. On dört yaşından itibaren yaz tatillerinde gelmeye başladığı Türkiye’de, hem Türkçe öğrendi hem de Türk tarihi ve kültürü konusundaki bilgilerini artırdı.    

Lise eğitimini tamamladığı 1909 yılında Kırım’a giderek Tatar aydınlarıyla tanıştı ve izlenimlerini Budapeşte’de yayınlanan bir gazetede yayınladı

Budapeşte Üniversitesi’nde Türkolojinin yanı sıra,  Alman ve Macar filolojilerinde de okudu. Burada ünlü filolog ve oryantalistlerden Zoltán Gombocz, Árminius Vámbéry, Ignaz Goldziher, János Horváth, Bernát Munkácsi, Ignácz Kúnos’un dostluklarını kazandı, yardımlarını sağladı. 

1910’da, Uluslararsı Orta ve Doğu Asya Kurumu Macar Komitesi’nin desteğiyle Kafkaslar’a giderek, Balkar ve Kumuk dillerini inceledi ve derlediği bilgileri bir dergide yayınladı.  

1911 ve 1912 yazında, henüz öğrenci olmasına rağmen, Milletlerarası Orta ve Doğu Asya Kurumu Macar Komitesi’ne üye seçildi ve aynı yıl Ufa’daki Başkurt ve Çuvaş dili ve kültürü konusunda araştırma yapmaya gönderildi. 

1913-1914 ders yıllarında devlet bursuyla Leipzig, Berlin ve Kiel üniversitelerinde eğitimini sürdüren Nemeth, 1914’te üniversiteyi bitirdi. 1916’da, Budapeşte Üniversitesi Doğu Dilleri Kürsüsü’ne profesör olarak atanan Nemeth, 1918’de ordinaryüs profesör oldu.

Németh, çok başarılı bir ilim adamı olduğu kadar çok başarılı bir yayıncıydı. Kitap, gazete ve dergileri, bilgi ve birikimlerini geniş halk kitlelerine ulaştıran birer araç olarak görüyor ve yayıncılığa çok önem veriyordu. Yayıncılık konusunda yaptığı ciddi ve etkili çalışmalar sonucunda, Körösi Csoma-Archivum dergisini dünyanın en ünlü ve saygın Türkoloji dergisi yaptı. 

Macar Dilcilik, Macar Etnografya, Macar Tarih ve Minerva kurumlarının yönetim kurulu üyeliğini başarıyla sürdüren Nemeth, 1922’de muhabir üye olarak çalışmaya başladığı Macar Bilimler Akademisi’ne 1935’te asıl üye oldu. Bu başarılar dizisiyle yetinmeyen Nemeth, 1930 yılında Türk Filolojisi Enstitüsü’nü ile Doğu Asya Enstitüsü ve İç Asya Enstitüsü’nü kurdu, 1931’de Ugro-Fin Kurumu’na üye oldu, 1937’de de Corvin Çelenk ödülünü aldı. 

Hız kesmeden çalışmalarını sürdüren ve 1938’de Estonya Bilginleri Kurumu şeref üyesi, 1939’da Millî Bilim Kurumları ve Enstitüleri Federasyonu başkan yardımcısı olan Nemeth, bu başarılı çalışmalarının ödülü olarak, Macar Topluluğu Bilimi Enstitüsü müdürü oldu. 

1948’de en büyük devlet ödülü olan Kossuth’u almaya hak kazanan Nemeth, ertesi yıl Macar Bilimler Akademisi Dil ve Edebiyat Kolu başkanı ve Macar Bilimler Akademi Başkanlığı Konseyi üyesi oldu. 

1947-1949 yıllarında, Budapeşte Üniversitesi’nde dekanlık ve rektörlük yaptıktan sonra, 1950’de Budapeşte Belediye Meclisi’ne üye seçilen Nemeth, 1951’de Macar Dilcilik Enstitüsü’nün müdürlüğüne, 1954’te Bulgar Bilimler Akademisi üyeliğine, 1955’te Berlin’deki Alman Bilimler Akademisi üyeliğine seçildi. 1957’de Türk Dil Kurumu şeref üyeliğine seçilen Nemeth, aynı yıl Royal Asiatic Society ile Societas-Altaica’ya üye olma hakkı kazandı.

Németh’in çalışmalarının ana hedefi, eski Macar tarihi ve Macar-Türk ilişkilerinin bilimsel veriler ışığında aydınlatılmasıydı. 1930’da yayınladığı kitabında (A honfoglaló magyarság kialakulása) Macarlar’ın, Orta Avrupa’ya gelmeden önce, bin yıl kadar Türk kavimleriyle bir arada yaşadıklarını, fakat bu uzun tarih dönemine ilişkin yeterli belge olmamasına rağmen, arkeolojik kazılarda ele geçen çeşitli belgelerden yararlanılarak, Türk tarih ve kültürünün karanlıkta kalan çağlarının aydınlatılabileceğini ana hatlarıyla ortaya koymuş oldu. Nemeth bu eseriyle Macar Bilimler Akademisi Marczibán ödülüne layık görüldü. 

HEDEFİ TÜRK-MACAR İLİŞKİLERİNİ AYDINLATMAKTI

Türkler’in atayurdunun Batı Asya’da, Altay ve Ural sıradağları arasında olduğunu savunan Nemeth, eski Türk kavimlerinden Hun, Avar, Sabir, Hazar, Göktürk, Peçenek, Kuman ve Bulgarlar’ın dil, tarih ve kültürleri konusunda ayrıntılı çalışmalar yaptı ve araştırmalarının sonuçlarını kitaplar ve makaleler olarak yayınladı. Peçenekler’in yazısını okuyan ve dilini aydınlatan Nemeth, Göktürkçe’den Anadolu ağızlarına, Yakutça’dan Çuvaşça’ya kadar Türk dilinin eski ve yeni bütün lehçeleriyle ilgilendi. Bulgaristan’daki Türkler’in ağız özelliklerinden yola çıkarak, onların Anadolu’nun hangi bölgelerinden gelmiş olduklarını saptadı. 

Németh, yalnız makale ve kitaplarıyla değil, kitabı neşrettiği ve yönettiği Turán, Körösi Csoma-Archivum, Bibliotheca Orientalis Hungarica, Acta Linguistica Academiae Scientiarum Hungaricae ve Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae gibi ilmî dergilerle, verdiği derslerle, yetiştirdiği bilim adamlarıyla, ilmî sohbetleriyle Budapeşte’yi âdeta bir Türkoloji merkezi yapmış ve Türklük bilimine unutulmaz hizmetlerde bulunmuştur. Onun ayrıca doğduğu Karczag kasabasının XIII. yüzyılda Macaristan’a gelen Kumanlar’ın merkezi olmasından dolayı kendini daima Kuman Türkleri’nden saydığı ve bunun için bazı yazılarında Török János ve Johann Török adlarını kullandığı bilinmektedir.1913’te, Kumanlardan kalan en değerli belge olarak anılan Codex Cumanicus’un gizemini çözdü, okudu ve yayınladı. Bugün unutulmaya yüz tutmuş birçok Türk lehçesini kayda geçirdi.

Osmanlı Türkçesi’ne çok önem verdi. Eski Osmanlıca dil özelliklerini doğru biçimde ortaya koydu. XVII. yüzyılda Macaristan’daki Türkçe’nin ses özelliklerini en iyi biçimde tesbit etti. 14 Aralık 1976’da Budapeşte’de ölen Németh’in kitap ve makale halinde eserlerinin toplam sayısı 334’tür