1991’de bağımsızlığına kavuşan Kazakistan aradan geçen 29 yılda büyük başarılara imza atarak “Avrasya’nın Yükselen Yıldızı” olarak adlandırıldı. Bunda elbette ülke lideri Nursultan Nazarbayev’in büyük payı vardır. Şimdi Kazakistan yeni bir dönemin eşiğinde. Çünkü, Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev 19 Mart 2019’da yaptığı açıklamayla yeni nesil politikacılara yol açmak için görevinden çekildiği açıklamıştı. Kazak Anayasası’na göre, Senato Başkanı Kasım-Jomart Tokayev boşalan cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Kazakistan 9 Haziranda yeni cumhurbaşkanlığı belirlemek üzere sandık başına gidiyor. Hem Kazakistan’da, hem de yurt dışında yedi adayın yarışacağı seçimlerin sonucu merakla bekleniyor. 

Nursultan Nazarbayev’in bağımsızlık dönemindeki iç ve dış politikalarına baktığımızda Kazakistan'ın eski Sovyet Cumhuriyetlerinden farklı ve özgün bir yol izlediğini söyleyebiliriz. SSCB'nin çöküşünden sonra, genel olarak Nazarbayev ülküde siyasi, ekonomik ve etnik açıdan istikrarı korumayı odak noktasına alan çok vektörlü bir politika yürüttü. Bunun sonucunda bağımsızlığın ilk yıllarında ülkenin asli unsuru Kazakların nüfus olarak % 40’larda azınlıkta olduğu için dünya siyasetçilerinin ve uzmanlarının parçalanma ve yıkım öngördüğü Kazakistan beklenmedik bir biçimde dünyanın en saygın ve istikrarlı ülkeler arasına girmeyi başardı. Ülke yönetimi iç savaşlardan, etnik ve dini hoşgörüsüzlük patlamalarından başarıyla kaçındı. Ama bu tabii Kazakistan’da “renkli” senaryolar planlanmıyor, muhalif veya aşırılık yanlısı örgütler tarafından ülke içindeki durumu istikrarsızlaştırmaya yönelik çalışmalar hiç olmuyor anlamına gelmiyor. Dünyanın birçok köşesinde ve komşu ülkelerde olduğu gibi Kazakistan’da da bu tip teşebbüsler muhakkak olmuştur. Ancak, bunlar Kazakistan Hükümeti tarafından zamanında alınan emniyet tedbirleri ile durduruldu ve başarı getirmedi.

Son dönemlerde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev hakkında da birçok olumsuz ve yersiz iddialar da ortaya atıldı. Hatta onun artık devleti fiziksel olarak idare edemediği ve yarının ne olacağı konusunda olumsuz tahminlerde bulunanlar oldu. Elbette bunlar doğru değildi. Ancak reformist ve kurucu cumhurbaşkanı olarak Nazarbayev ülkenin kendisinden sonraki dönemi için de bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Bu sebeple cumhurbaşkanlığının birçok yetkilerinin hükümet ve parlamento arasında yeniden dağıtılmasını amaçlayan bir dizi kanunların parlamentodan geçirilmesinden sonra Nazarbayev, cumhurbaşkanlığı seçimleri ile kademeli olarak güç aktarma sürecini en demokratik bir şekilde başlatmış bulunuyor.

Böylece 9 Haziranda Nursultan Nazarbayev’ten sonra bağımsız Kazakistan Cumhuriyeti tarihindeki ikinci cumhurbaşkanı halkın oylarıyla seçilmiş olacaktır. Kazakistan Anayasası’na göre cumhurbaşkanlığı seçimlerine isimler siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri tarafından gösterebiliyor. Bu seçimde yedi aday yarışacak. Önce sivil toplum örgütlerinin sunduğu üç adaya bakalım.

Bu seçimler için ilk adaylık başvurusu 22 Nisan'da bir gazeteci, yazar, halkın figürü ve ulusal sporun ateşli bir propagandası olan cumhurbaşkanı adayı Sadi-Bek Tügel'den geldi. O “Ulı Dala Kırandarı” (Büyük Bozkır Kartalları) sivil toplum örgütü tarafından aday gösterildi.

İkinci aday Sadi-Bek Tügel gibi gazeteci olan ve Kazakistan eski başbakanlarından Akejan Kajıgeldin’in eski basın sekreteri Amirjan Kosanov’tur. O “Ult Tagdırı” (Milletin Kaderi) hareketinin adayı olarak seçime katılıyor. 

Üçüncü aday Kazakistan Sendikalar Federasyonu tarafından adaylığı sunulan eski Milletvekili Amangeldi Taspihov’tur.

Yaklaşan seçimler, tahmin edebileceğiniz gibi, Kazakistan'daki siyasi partilerde büyük bir heyecan yarattığına şüphe yoktur. Partiler seçim tarihinin açıklanmasından sonra adaylarını belirlemek üzere Nur-Sultan'da (eski Astana) bir dizi olağanüstü kongreler düzenlendiler. Böylece dört aday daha ortaya çıktı.

Ülke içinde pek ağırlığı olmayan “Avıl NDPP” (Köy Halkçı Demokratik Yurtsever Partisi) düzenlediği kongrede öğretmen ve Kazakistan eski Tarım Bakan Yardımcısı Töleytay Rahimbekov'u aday olarak belirledi.

Köy Halkçı Demokratik Yurtsever Partisi Genel Başkanı Ali Beketayev'in adayını açıklarken şunları söyledi: “Partinin cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma kararı, her şeyden önce, parti tüzüğünde ve programında belirtilen amaç ve stratejik hedefleri doğrultusunda alınır. Bizim amacımız Köy Halkçı Demokratik Yurtsever Partisinin güçsüz bir parti olmadığını, ülkedeki sosyo-politik durumlara göre hareket edebilen ve önemli siyasi olaylara katılabilecek gerçek bir halk partisi olduğunu göstermektir.” 

Kazakistan'da muhalif kanatta yer alan siyasi partilerinden Ulusal Sosyal Demokrat Parti (NSDP) önce gazeteci Yermurat Bapi'nin adaylığını ilan etti. Ancak daha sonra parti karar değiştirdi ve seçimlere katılmama karar aldı.

Parlamentoda yer alan partilerden “Ak Jol KDP” (Ak Yol Kazakistan Demokratik Partisi) cumhurbaşkanlığı seçimleri için Meclis’te milletvekili olan Daniya Espayeva'yı aday gösterdi. Espayeva bu seçimlerdeki tek kadın adaydır. Daha önce siyasi analizciler partinin lideri Azat Pervaşev'in adayı olmasını bekliyorladı. Ancak bu tahmin tutmadı. Çünkü Pervaşev aday olmak istemedi. 

Pervaşev bu kararını şu sözlerle açıkladı: “Partinin ve partinin liderinin aynı olduğu bir durumdan kaçınmamız gerekiyor. Hayır, Ak Yol Kazakistan Demokratik Partisi Pervaşev'den daha büyüktür. Çok yetenekli insanlarımız var. Rekabet olmadan, ne ekonomi, ne de politikada gelişme olmaz. Partinin gelişmesini istiyorsak, rekabeti teşvik etmeli ve yeni yüzleri keşfetmeliyiz.

Kazakistan Komünist Halk Partisi bir önceki seçimlerdeki adayını tekrar öne sürdü. Onun adayı şu anda Meclis’te milletvekili olan Jambıl Ahmetbekov 2011'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmış ve üçüncü olmuştu.

İktidardaki “Nur Vatan” Partisi şu anda geçici olarak cumhurbaşkanlığı görevini yürütmekte olan Kasım-Jomart Tokayev'in adaylığını geleneksel olarak oy birliğiyle kabul etti. Onun adaylığı kongreye, parti genel başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından teklif edildi. 

Nazarbayev kongrede yaptığı konuşmada “Bağımsızlığın ilk günlerinden Kasım-Jomart Tokayev, çeşitli alanlarda yanımda çalıştı. Tokayev'e destek olalım ve onu başkan olarak seçelim” dedi.

 Konuşmasında Nazarbayev “Yeni bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Bunu kendim tekrar seçiliyormuşum gibi görüyorum” diyerek espri de yaptı. 

Ancak, her esprinin altında bir gerçek vardır. Nitekim Nur Vatan Partisi tarafından adaylığı açıklanan Tokayev ülkenin kapsamlı kalkınması yolunda kurucu cumhurbaşkanının belirlediği stratejileri devam ettireceğine söz verdi. Konuşmasında: “Liderimizin politikasının sürekliliğini sağlama görevimin olduğunun idrakindeyim” dedi.

Bu sözler her ne kadar sıradan görünse de, şu anda en avantajlı seçim stratejisi bu olsa gerek. Çünkü, diğer adaylar vergi sistemini değiştirmek, sosyal reformlar yapmak veya devalüasyonları durdurmak gibi popülist vaatler vermekte olsa da, Tokayev’in Kazak seçmenlerine en uygun olanı, yani “barış ve istikrarı vaat” ediyor.

Seçmenlerin Kazakistan kurucu cumhurbaşkanının politikalarını niçin desteklediği yıllar geçtikçe daha iyi anlaşılabilir. Dahası, komşulardaki örnekler “saygınlık devrimlerinin” çok kolay ve hızlı bir şekilde “dezavantajların korunmasına” nasıl dönüştüğünü açıkça göstermektedir. Mevcut sistemin tüm sorunlarına ve eksikliklerine rağmen, Kazakistan eski Sovyet coğrafyasında siyasi ve ekonomik alanlarındaki liderlerden birisidir ve iktidara gelecek herhangi bir yeni reformcunun her şeyi en azından aynı seviyede tutabileceğine yönünde güven vermekten uzak görünüyor.

Prof. Dr. Abdulvahap KARA

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi