Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde Mekke’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 14. İslam Zirvesi’nin ana gündemi, Ramazan Bayramı sonrasında açıklanacak olan “Yüzyılın Anlaşması”ydı. 

ABD Başkanı Trump’ın başdanışmanı ve damadı olan Kushner’in büyük bir heyecanla savunduğu “Yüzyılın Anlaşması”, 14. İslam Zirvesi’nde de görüşüldü ve tartışıldı ve kapanış bildirgesinde, “Filistin halkının meşru haklarıyla bağdaşmayan barışçıl çözüm önerilerinin asla kabul edilmeyeceği” vurgulandı. 

Bu ifadeyle, ABD yönetiminin “İsrail-Filistin sorununa kesin çözüm” yaftasıyla gündeme getirdiği ve Filistinli mültecilerin topraklarına dönmelerine izin vermeyen “Yüzyılın Anlaşması” konusunda İslam Alemi’nin ortak duruşu sergilenmiş oldu. 

İsrail’i Ortadoğu’nun enerji terminali yapmayı hedefleyen “Yüzyılın Anlaşması”, ruhani boyutuyla yalnızca İslam Alemi’ni ilgilendiriyor gibi görünse de, küresel çapta ilgi uyandıran bir gelişme. “Yüzyılın Anlaşması”, Irak’tan Lübnan’a uzanan Şii Kuşağı’nı kırmayı hedeflediğinden İran’ı, “Nil’den Fırat’a Büyük İsrail”i hedeflediğinden Türkiye’yi, “Avrupa’nın enerji tedarikçisi” sıfatına son vermeyi hedeflediğinden Rusya’yı, sonuçta enerji merkezli bir gelişme olduğundan Çin’i yakından ilgilendiriyor.

Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde Mekke’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 14. İslam Zirvesi’nin ana gündemi, Ramazan Bayramı sonrasında açıklanması beklenen “Yüzyılın Anlaşması”ydı. 

ABD Başkanı Trump’ın başdanışmanı ve damadı olan Kushner’in büyük bir heyecanla savunduğu “Yüzyılın Anlaşması”, 14. İslam Zirvesi’nde de görüşüldü, tartışıldı ve kapanış bildirgesinde, “Filistin halkının meşru haklarıyla bağdaşmayan barışçıl çözüm önerilerinin reddedileceği” vurgulandı. Bu ifadeyle, ABD yönetiminin “İsrail-Filistin sorununa kesin çözüm” yaftasıyla gündeme getirdiği ve Filistinli mültecilerin topraklarına dönmelerine izin vermeyen “Yüzyılın Anlaşması” konusunda İslam Alemi’nin ortak duruşu sergilenmiş oldu.

ABD yönetiminin Evanjelik kanadı, düşlediği yeni dünya düzenini hayata geçirebilme adına, “Büyük İsrail’e bir adım daha” olarak değerlendirilen “Yüzyılın Anlaşması”nı açıklamak için fırsat kolluyor.

Trump’ın damadı Kushner ile ekibinin kapalı kapılar ardında özenle kaleme aldığı ve İsrail- Filistin sorununa kesin çözüm” methiyesiyle sunduğu “Yüzyılın Anlaşması”, kurulması öngörülen ordusu olamayacak Yeni Filistin Devleti’ne yaşama hakkı tanımadığından, İslam Alemi’nin ve Türkiye’nin beklentilerini karşılamayacağı ve büyük tepkilere neden olacağı konuşuluyor. 

“Yüzyılın Anlaşması” Ramazan Bayramı sonrasında bir oldu-bittiyle açıklanacak ve yürürlüğe konulacaktı. Fakat, İsrail’deki hükümet krizi ve İsviçre’de Bilderberg toplantısı kamuflajı altında yapılan gizli görüşmede ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile Kushner arasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle planın açıklanması ertelendi. 

Açıklama ertelendi, ama olası tepkileri törpüleme adına hazırlıklar aralıksız sürdürülüyor. İslam ülkelerinin özellikle Türkiye ile İran’ın direncini kırabilmek, Astana ortaklarının arasını açabilmek için bir dizi “önlem alınıyor”. 

 “YÜZYILIN ANLAŞMASI” KİMLERİ İLGİLENDİRİYOR?

İsrail’i Ortadoğu’nun enerji terminali yapmayı hedefleyen “Yüzyılın Anlaşması”, ruhani boyutuyla yalnızca İslam Alemi’ni ilgilendiriyor gibi görünse de, küresel çapta ilgi uyandıran bir gelişme. “Yüzyılın Anlaşması”, Irak’tan Lübnan’a uzanan Şii Kuşağı’nı kırmayı hedeflediğinden İran’ı, “Nil’den Fırat’a Büyük İsrail”i hedeflediğinden Türkiye’yi, “Avrupa’nın enerji tedarikçisi” sıfatına son vermeyi hedeflediğinden Rusya’yı, sonuçta enerji merkezli bir gelişme olduğundan Çin’i yakından ilgilendiriyor. 

Yahudi asıllı Damat Kushner’in hayata geçirmeye çalıştığı “Yüzyılın Anlaşması”, Washington’da, “Önce Amerika” diyen Pentagon şahinleri ile İsrail’i Ortadoğu’nun enerji terminaline dönüştürmeyi hedefleyen Evanjelik yöneticiler arasında çatışmalar yaşanmasına neden oluyor. 

SONUÇ BİLDİRGESİ ÇAĞRILARI 

Sonuç bildirgesinde Filistin yönetimine de, İsrail yönetimine de çağrılar vardı. Filistinli grupların mutabakat sürecini biran önce tamamlamaları, Filistin Hükümeti’nin Gazze’deki tüm sorumluluğu üstlenmesi ve en yakın zamanda seçimlerin yapılmasını sağlaması isteniyordu. İsrail’den de Suriye’ye ait Golan Tepeleri’nden çekilmesi istenen bildirgede, ABD’nin bu konuda aldığı hukukdışı karar şiddetle kınanıyordu. 

Filistin sorunu İslam Alemi’nin kanayan yarası. Filistin sorununa çözüm bulunmadan Ortadoğu’ya da, İslam Alemi’ne de, dolayısıyla tüm dünyaya da huzur gelmeyecektir. 

İsrail-Filistin sorununa adil bir çözüm bulunmadıkça, bölge barışı da, küresel barış da her zaman tehlikede olacaktır.  

Peki, Damat Kushner’in heyecanla savunduğu, Başkan Trump’ın, “operasyonel bir plan ve siyasi konular için iyi bir başlangıç noktası” olarak nitelediği “Yüzyılın Anlaşması” Filistin-İsrail sorununa kesin çözüm getirecek midir?

Mekke’de gerçekleştirilen 14. İslam Zirvesi sonrasında yayınlanan sonuç bildirgesinde, İsrail’den, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’nden çekilmesi istenirken,  ABD’nin bu konuda aldığı hukukdışı karar da şiddetle kınanıyordu. Bütün bunlar, “Yüzyılın Anlaşması”nın Filistin-İsrail sorununu çözecek sihirli bir reçete olamadığını açıkça gösteriyor. Zaten Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi, ardından tek taraflı aldığı bir kararla Suriye’nin Golan Tepeleri’ni İsrail’e peşkeş çeken bir kararı imzalaması Ortadoğu ülkelerinde tartışmalara yol açmıştı. 

BAYRAM SONRASI AÇIKLANACAK MI?

“Yüzyılın Anlaşması”nın Ramazan Bayramı sonrasında açıklanması bekleniyordu. Damat Kushner bu konuda bazı görüşmeler yapmak için geldiği İsrail’de muhatap bulamadı. Seçimlerde eşit sandalye kazanan Netanyahu’nun Likut Partisi ile Mavi-Beyaz İttifakı koalisyon konusunda bir anlaşmaya varamadıklarından hükümet kurulamamıştı. Damat Kushner resmi bir muhatap bulamadığından, dünyanın geleceğinin konuşulduğu bir başka toplantıya katılmak üzere İsviçre’ye uçmuştu. 

İsviçre’de, kapalı kapılar ardında neler konuşuldu, henüz bilinmiyor, ama “Yüzyılın Anlaşması”nın masadaki ana gündemlerden biri olduğu kesin gibi. Fakat, “Önce Amerika” diyen Pentagon şahinleri ile “Büyük İsrail”in savunucusu Damat Kusner ekibi arasında bir anlaşma sağlanmış değil. Damat Kushner “Büyük İsrail” yürüyüşünü başlatacak adımlar atılması konusunda acele ederken, Pentagon şahinleri bölgede hiçbir gücün ABD’nin önüne geçmesine izin vermek istemiyor. 

Peki, “Yüzyılın Anlaşması”nda Pentagonu tedirgin eden ne gibi maddeler var?

“Yüzyılın Anlaşması”nın içeriği sır değil. “Büyük İsrail” yürüyüşünün başlatılması için ne gerekiyorsa yapılmış. 

İslam ülkeleri bu anlaşmaya kabul edecekler mi? Suudi Arabistan Kralı Selman 14. İslam Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Filistin, İİT’nın köşetaşı konularından birisidir ve kardeş Filisin halkı tüm meşru haklarını alana kadar dikkat merkezimiz olacaktır.  Kudüs’ün tarihi ve hukuk statüsünü görmezden gelecek herhangi bir girişimi kesin olarak reddedeceğimizi teyit ediyoruz” diyordu, ama ABD karşısında bu duruşunu ne kadar sürdürebleceğini zaman gösterecek.  

NE DİYOR, “YÜZYILIN ANLAŞMASI”?

Gazetede yer alan ve ABD, İsrail veya Filistin makamlarından herhangi bir açıklama yapılmayan söz konusu planın ana maddeleri şöyle:

1- İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Hamas arasında üçlü bir anlaşma imzalanacak. Bu anlaşmaya göre işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan Yahudi yerleşim birimleri dışındaki topraklar ile Gazze Şeridi'nde "Yeni Filistin" adlı bir Filistin devleti kurulacak.

2- Batı Şeria'daki büyük Yahudi yerleşim yerleri bugün olduğu gibi İsrail'in elinde kalacak. Bu yerleşim birimlerine yine Batı Şeria'daki izole yerleşim birimleri de katılacak ve böylece izole yerleşim birimlerine ulaşmak için büyük yerleşim birimlerinin alanları genişletilecek.

3- Kudüs, İsrail ile Yeni Filistin arasında bölünmeyecek ve paylaşılmayacak ancak her iki devletin de başkenti sayılacak. Ayrıca Kudüs'te yaşayan Araplar Yeni Filistin Devleti'nin vatandaşları olacak.

İsrail'e bağlı Kudüs Belediyesi, Yeni Filistin Hükümeti'nin ilgileneceği eğitim alanı hariç Kudüs'ün tüm alanlarından sorumlu olacak ve bu yeni devlet, Kudüs Belediyesi'ne su gideri ve vergi ödeyecek.

Yahudilerin Araplardan ev almalarına izin verilmeyecek ve aynı şekilde Araplar da Yahudilerden ev alamayacak. Kudüs'e yeni bölgeler eklemlenmeyecek ve kutsal alanların bugünkü statüsü devam edecek.

4- Mısır, havalimanı, fabrikalar, ticari alanlar ve ziraat için Gazze Şeridi'ne bağlı bir şekilde Yeni Filistin Devleti'ne toprak kiralayacak, ancak Filistinlilerin bu yeni topraklarda iskanına izin verilmeyecek. Bu toprakların sınırları ile kira ücreti daha sonra aracı ve destekçi ülkeler tarafından Yeni Filistin Devleti ile Mısır arasında belirlenecek.

5- Yeni Filistin Devleti'nin kurulmasını öngören bu anlaşmanın uygulanması için mali olarak destek sağlayacak ülkeler, başta ABD olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ve petrol üreticisi Körfez Arap ülkeleri olacak.

Destekleyici ülkeler, Yeni Filistin'deki ulusal projeler için 5 yıl boyunca 30 milyar dolarlık bir bütçe sağlayacak. Bu bütçeye izole Yahudi yerleşim birimleri ile büyük yerleşim yerlerinin İsrail'e bağlanması maliyeti de dahil olacak. Bu konuda yapılacak masrafların yüzde 20’sini ABD, yüzde 10’unu AB ülkeleri, yüzde 70’ini de Körfez ülkeleri ödeyecek. 

6- Yeni Filistin Devleti'nin ordusu olmayacak. Sadece polisin elinde hafif silahlar olacak.

İsrail ile Yeni Filistin arasında, İsrail'in tüm yabancı saldırılara karşı Yeni Filistin'in korumasını garanti altına alacağı ve bu tür bir koruma karşılığında Yeni Filistin'in İsrail'e ödeme yapacağı yeni bir savunma anlaşması imzalanacak.

7 ve 8 – a. Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, Mısırlıların yanında bulunan şahsi silahları da dahil olmak üzere tüm silahları bırakacak.

b. Hamas’ın liderleri ve üyeleri, yeni hükümet kurulana kadar destekçi ülkelerden maaş almaya devam edecek.

c. Gazze Şeridi'nin sınırları, mal girişine ve işçilerin Batı Şeria'da olduğu gibi İsrail ile Mısır'a geçişine açık olacak.

d. Bir yıl içinde yeni bir Filistin hükümeti seçilmesi için her Filistin vatandaşının seçimlerde aday olabileceği demokratik seçimler yapılacak.

e. İsrail hapishanelerindeki tüm Filistinli tutuklular, seçimlerden ve hükümetin kurulmasından bir yıl sonra başlamak üzere aşamalı olarak üç yıl içinde serbest bırakılacak.

f. Beş yıl içinde Yeni Filistin'de bir liman ve bir havaalanı kurulacak. O zamana kadar İsrail'deki havaalanı ile limanlar kullanılacak.

g. Yeni Filistin ile İsrail arasındaki sınır, dost ülkelerdeki gibi vatandaşların ve malların geçişine açık olacak.

h. Gazze Şeridi ile Batı Şeria'yı birbirine bağlamak üzere yerden yüksekliği 30 metre olacak bir otoyol inşa edilecek. Bu otoyolun inşasına Çin yüzde 50, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Kanada ve ABD ile AB yüzde 10'ar katkıda bulunacak.

9- a. Ürdün Vadisi veya diğer adıyla Batı Şeria'nın Ölü Deniz (Lut Gölü) çevresindeki Ağvar bölgesi bugün olduğu gibi İsrail'in elinde kalacak.

b. Bölgeden geçen 90 numaralı otoyol 4 şeritli olacak.

c. İsrail, otoyolun genişletilmesi için bir ihale açacak.

d. Bu 90 numaralı otoyolun iki şeridi Yeni Filistin'i Ürdün'e bağlayacak. Bu yol üzerinde kurulacak olan sınır kapıları Yeni Filistin'in kontrolünde olacak.

10 – a. Hamas ve FKÖ'nün bu anlaşmaya itiraz etmesi durumunda ABD, Filistin'e sağladığı tüm mali desteği kesecek ve diğer ülkelerin de mali destek sağlamasını engelleyecek.

b. FKÖ bu anlaşmayı kabul eder de Hamas ya da Filistin İslami Cihad Hareketi bu anlaşmayı reddederse bu iki hareketin liderleri sorumlu sayılacak ve Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki yeni bir savaşta ABD, İsrail’in bu liderleri hedef alması konusunda destekleyecek. Dolayısıyla onlarca kişinin milyonların hayatını tehlikeye atması makul bulunmayacak.

c. Eğer İsrail bu anlaşmaya itiraz ederse, İsrail'e sağlanan mali destek durdurulacak.

ÇÖZÜM GETİRECEK Mİ?

Kudüs’ün İsrai’in başkenti ilan edilmesinden ve BM tarafından defalarca işgalden arındırılması istenen Golan Tepeleri’nin Başkan Trump’ın bir imzasıyla İsrail’e peşkeş çekilmesinden sonra, yukarda içeriğini okuduğumuz “Yüzyılı Anlaşması”, Filistin-İsrail sorununa çözüm olabilecek midir? “Yüzyılın Anlaşması”nın hazırlık safhasında, danışman-damat Kushner’in ele geçirilen e-postalarında milyonlarca Filistinli mültecinin anavatanına dönüşünü engellemeye yönelik sinsi planı ortaya çıkmıştı. “Yüzyılın Anlaşması” bu sinsi plan çerçevesinde irdelenecektir. 

Enver Paşa, evet Osmanlı tarihinin ünlü Enver Paşası, 8 Ekim 1918 tarihli “Filistin’de Yahudi Devleti Kurulmasına Dair” başlıklı çok gizli raporunda, çok ilginç şeyler söylüyor. O konuyu da yarın değineceğiz. 

Yarın: “Amerika ile savaşıyoruz.”