Suriyeli Dernekler Platformu ve Özgür-Der, Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin, ablukada tuttuğu Doğu Guta'da yaptıkları katliamı protesto etti.

Suriyeli Dernekler Platformu ve Özgür-Der üyeleri, cuma namazı sonrası Fatih Camisi önünden toplanarak, Esed rejimi, Rusya, İran ve ABD aleyhine sloganlar atarak Saraçhane Parkı'na yürüdü.

Burada konuşan Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya, Suriye halkının 7 yıl önce Esed rejimine karşı ayağa kalkarken, sadece "Ya Rabbi, senden başkasına, kimseye dayanmıyoruz" dediğini ve zulme karşı mücadeleyi böyle sürdürdüklerini söyledi.

Kaya, Suriye'de ki Esed rejimine karşı direnişin 8. yılına girdiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Suriye halkı sadece zulme 'evet' demediği için özgürlük ve adalet istediği için tam 7 yıl boyunca katledildi, sürgün edildi, işkenceye maruz kaldı. Ama bütün bunlara rağmen "Rabbim Allah'tır" dediği için maruz kaldığı bu zulme direndi, direnmeye de devam ediyor. Esed rejimi, bütün bu zulümleri, vahşeti işlerken iki şeye dayandı, birincisi İran'ın ve Rusya'nın sınırsız katliam desteği, ikincisi ise bütün bir dünyanın umursamazlığı ve vurdumduymazlığı. Bütün dünya 7 yıl boyunca zulmü seyretti ve seyretmeye devam ediyor. Suriye halkı, İslamı istediği için bu zulme maruz kaldı. Uluslararası toplum nezdinde İslam'ı istemek bağışlanmaz bir suçtur."

Kaya, Suriye'de yüz binlerce insanın ölmesi, milyonlarca insanın da sürgün edilmesinin sebebinin Esed rejimi ve onun destekçileri olduğunu vurgulayarak, zulme direnen Suriye halkına suç atanların ikiyüzlü olduğunu söyledi.

"Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı kendi imtihanını vermedi"

İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Genel Başkan Yardımcısı Gülden Sönmez ise bugün, 7. yılın sonunda Birleşmiş Milletler (BM) raporlarında Suriye'de yaşanan işkencelerin, tecavüzlerin, kimyasal silah kullanımı oranlarının verildiğini ama konuyu takip edenlerin zulümlerin tümünden haberdar olduğunu belirtti.

Suriye'de yaşanan zulmün hesabı sorulmadan defterin kapanmaması gerektiğini vurgulayan Sönmez, BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nı eleştirerek şunları kaydetti:"

"Her bir çocuğun, kadının, zulmün hesabını sormadan bu defter kapanmamalı ver kapanmayacak. Ne BM ne de İİT , uluslararası mekanizmaların hiçbirisi kendi imtihanını vermedi. Karar vericiler vicdanlı halklardır, yani biziz. Biz kararımızı verip, hesabını sormak zorundayız. Benim çağrım İslam dünyasına, umudumuzu kestiğimiz mekanizmalara gözünüzü kesmeyin, Müslüman alimler, hukukçular, liderler, sorumluluk bize ait. Kendi kardeşlerimize yapılan zulüm hesabını bizim sormamız gerekiyor. Hesap verecek olan, Esed rejimi ile iş birliği yapan bütün katillerdir. İster siyasi, ister askeri olsun."

Sönmez, Doğu Guta'da yaşanan insani drama karşı herkesin elinden geleni daha fazla yapması gerektiğini belirterek, "Üzerimize düşen diğer vazife de, kendimize soralım, "Gerçekten elimizden gelen bu kadar mı?" Günlerdir çocuk katliamı izliyoruz. Elimizden gelenin çok fazla olduğunu hepimiz biliyoruz. Lütfen herkes, çocuk, erkek, kadın, yaşlı sivil demeden, siyasi demeden elinden gelenin en fazlasını yapsın. Her yer, bütün sokaklarda eylem olmalı. Büyükelçiliklerin önü eylem yeri olmalı ve bizim kardeşlerimiz bu onurlu mücadelede zafer kazanana kadar da onların yanında olmalıyız." şeklinde konuştu.

Suriyeli Dernekler Platformu adına okunan bildiriden sonra, Doğu Guta'da hayatlarını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılındı.