“Batı ülkelerinde ölümcül salgına neden olan koronavirüs ile Çin’deki salgına neden olan virüs aynı değil; değişik semptomlar gösteriyorlar” iddiası ne derece doğrudur? 

Buna elbette uzmanlar yanıt vereceklerdir, ama işin içine 5G teknolojisi de karışınca, yanıt beklediğimiz uzmanlık alanları çeşitleniyor.

Bütün dünyayı kuşatmakta olan G5G iletişim teknolojisinden yararlanarak, insanların hücrelerinin yapılarına müdahale edebilmenin, onları robotlaştırmanın mümkün olduğu bir komplo teorisi mi, bilimsel bir gerçek midir?

Türkiye’de 4.5 G abone sayısının 76 milyonu geçtiği, 5G teknolojisine geçmek için gün saydığımız şu günlerde, bu iletişim teknolojisinin ne gibi yenilikler getirdiğini bilme, öğrenme zamanımız gelmedi mi?

“Kontrol altına aldık” demek için henüz erken, ama Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı grafiklere bakılırsa, kontrol bir süreç de denemez. Umutluyuz. “Zirveyi aştık” çığlıklarını da tez zamanda atacağız, inşallah..

Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, can borçlu olduğumuz sağlık ordumuzun fedakarca çalışmaları sayesinde, Covid-19’a karşı kontrollü bir mücadele sürdürmekteyiz. Önceleri, yaşadığımız felaketin ciddiyetini idrak edemeyen bazı sorumsuz vatandaşların da uyanmalarıyla, oldukça etkili bir izalasyonuygulamaktayız. Caddeler, sokaklar, “Canlıları uzaya göç etmiş bir gezegen” konulu filmin setine döndü. 

“Plazma tedavisi başlamak üzere”, “Aşı uygulaması yaklaşıyor” haberleri, bir müjde beklentisiyle televizyon ekranlarına yapışan, süreç uzadıkça ruh sağlığı olumsuz yönde etkilenenlere umut kaynağı oluyor. 

Umut veren uzman görüşlerine can simidi gibi sarılıyor, doğru çıkması için dua ediyoruz; “Covid-19, akrabası SARS gibi davranırsa, havaların yeterince ısınmasıyla birlikte, tümüyle kontrol altına alınmasa bile, hasta sayısının ciddi oranda düşeceğine inanıyorum” türünden yorumlara tüm içtenliğimizle “amin” diyoruz. 

DOĞUDAKİ VİRÜS İLE BATIDAKİ AYNI SOYDAN DEĞİL Mİ?

Bize umut pompalayan uzmanların yorumlarıyla moralimizi yüksek tutmaya çalışırken, ölümcül salgına neden olan virüsün Doğu’da başka, Batı’da başka semptomlar gösterdiğine ilişkin haberler, müjdeli haberlerle yeşermekte olan umutlarımızın sönmesine, kaygılarımızı artmasına neden oluyor. 

Koronavirüs sülalesinin neden olduğu yeni bir salgın sürecinde,  bütün insanlığın bir ilaç ya da bir aşı müjdesi beklediği günlerde, “Bu virüs başka virüs” haberleri, komplo teorisi diyerek üzerlerini örteceğimiz uyarılar değildir. 

Trump’ın salgına neden olan Covid-19’a sürekli olarak, “Çin virüsü” demesi, Çin’in de Wuhan’daki yarışmalara katılan ABD ordu mensuplarını suçlaması, “Virüs savaşları mı?” sorgulamasına neden olmuştu. 

“Bu virüs başka virüs” başlıklı haberlerin içeriğinde merakla beklediğimiz 5G teknolojisinden söz edilmesi akılların karışmasına neden oluyor. “1 saatte indirdiğiniz filme 5G teknolojisi sayesinde yalnızca 10 saniyede indireceksiniz” alalamasıyla yüceltilen G5, bazı “komplo teorisyenlerinin” iddia ettiği gibi, sağlığımız etkileyen, bizi robotlaştıran bir teknoloji mi?  Çin’de, Güney Kore’de kullanılmakta olduğu doğru mu? 

NEDEN BAŞKA SEMPTONLAR GÖRÜLÜYOR?

“Batı ülkelerinde ölümcül salgına neden olan koronavirüs ile Çin’deki salgına neden olan virüs aynı değil; değişik semptomlar gösteriyorlar” iddiası ne derece doğrudur? 

Buna elbette uzmanlar yanıt vereceklerdir, ama işin içine 5G teknolojisi de karışınca, yanıt beklediğimiz uzmanlık alanları çeşitleniyor. 

Salgını ilk günlerinde Çin’den yansıyan görüntülerde, insanlar sokaklarda yürürken vurulmuş gibi devriliyorlardı. Batı ülkelerinde enfekte olan insanların bu şekilde hayatlarını kaybettiklerine ilişkin görüntüler yansımadı ekranlara. Çin’de ölümcül salgına neden olan virüs ile Avrupa ülkelerinde ve ABD’de etkin olan virüs gerçekten faklı virüsler mi? 

SARS, MERS, COVİD-19 derken, Batı’da insanların sağlığını hedef alan virüs korona ailesinin bir başka ferdi mi? 

Can sıkıcı, moral bozucu olsa da irdelenmesi, doğru yanıtının bulunması gereken bir soru..

5-G İLE İLGİSİ NEDİR?

Ölümcül bir salgınla mücadele etmekte olan insanların kafalarında, kaçınılmaz olarak, yanıtını çok merak ettikleri bazı sorular oluşuyor:

Covid-19 salgının ortaya çıktığı ilk günlerden beri, bu ölümcül salgının G-5 teknolojisiyle birlikte anılmasının nedeni nedir? 

Koronavirüs ailesinin neden olduğu yeni bir salgının, ABD ile Çin’in, ekonomik ve siyasi açıdan birbirlerini çökertebilecek düzeye ulaştıkları bir dönemde ortaya çıkması bir raslantı mıdır?

Koravirüs ailesinin neden olduğu bu yeni salgınların 5-G teknolojisiyle bağlantısı nedir? 5-G teknolojisinin kullandığı frekans ile insanların hücre yapılarını, düşünce sistemlerini, sağlıklarını kontrol etmek gerçekten mümkün müdür?

Çin’in iletişim teknolojisi devi Huawei’in sahibinin kızının Kanada’da, “sanayi casusluğu yaptığı” gerekçesiyle tutuklanmasının, ABD ile Çin arasında iletişim teknolojisi konusundaki rekabetin zirve yaptığı bir dönemde gerçekleşmesi bir rastlantı mıdır? 

YANIT BEKLENİYOR

Bütün dünyayı kuşatmakta olan G5G iletişim teknolojisinden yararlanarak, insanların hücrelerinin yapılarına müdahale edebilmenin, onları robotlaştırmanın mümkün olduğu bir komplo teorisi mi, bilimsel bir gerçek midir? 

Hayatımızı kolaylaştıracağı söylenen G5G teknolojisi, aslında hayatımızı bütünüyle kontrol altına almayı, bizleri robotlaştırmayı hedef alan bir teknoloji midir? 

Bazı Avrupa ülkelerinde insanlar 5G teknolojisini engel olabilmek için neden sokaklara dökülüyorlar? 

Covid-19’a karşı bir ilaç, bir aşı bulmaya çalışırken, ekranlarda gece gündüz izlediğimiz virüsle savaş programları paralelinde şu 5G teknolojisini de tartışmaya açma zamanı gelmedi mi? 

Türkiye’de 4.5 G abone sayısının 76 milyonu geçtiği, 5G teknolojisine geçmek için gün saydığımız şu günlerde, bu iletişim teknolojisinin ne gibi yenilikler getirdiğini bilme, öğrenme zamanımız gelmedi mi?