KARABAĞ ATEŞİ

ATEŞKES TUZAĞI 

Ateşkes ilan edilmesine rağmen, Ermenistan Azerbaycan’ın sivil yerleşim bölgelerine füzeler atmaya devam etmektedir. İzlediği oynak politikalar  nedeniyle yalnız kalan Ermenistan, Azerbaycan’ı karşılık vermeye zorlayarak tuzağa düşürmeyi, Minsk Grubu’nu olayın içine çekmeyi hedefliyor. 

Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışma Çin’i, bol ve istikrarlı enerji kaynaklarıyla buluşmasını engelleyerek ortaklığa razı etmeye çalışan ABD, Yeni İpekyolu’nun İran, Rusya, Azerbaycan-Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasına asla razı olmamaktadır. Çin ve destekçileri de, Yeni İpekyolu’nun geleceği açısından, Rusya’nın da, İran’ın da Türkiye ve Azerbaycan’ın da yanında olmasını istiyor. Başkanlık seçimlerinin sonuçlarını bekleyen Pentagon şahinleri ise, Kafkas geçidini aşabilmek adına, Astana Süreci ortaklığını dinamitlemeye ve Türkiye ile Azerbaycan dayanışmasını aşmaya çalışmaktalar. 

Kafkasya’daki savaş yerel bir çatışma değildir. Küresel aktörler arasında yapılan paylaşım pazarlıkları nedeniyle dengeler sürekli değişmektedir. O nedenle Kafkasya’da hiç ummadığımız gelişmeler yaşanabilir. Türkiye’nin, olası gelişmeleri, çok olasılıklı sonuçlara göre değerlendirmesi gerekiyor. 

İşimiz zor, Allah yardımcımız olsun. 

Karabağ’da 72 saatlik bir ateşkes ilan edildi, ama Kafkaslar’da değişen bir şey olmadı. Ateşkes ilan edilmesine rağmen, Ermenistan Azerbaycan’ın sivil yerleşim bölgelerine füzeler atmaya devam etmektedir. İzlediği oynak politikalar  nedeniyle yalnız kalan Ermenistan, Azerbaycan’ı karşılık vermeye zorlayarak tuzağa düşürmeyi, Minsk Grubu’nu olayın içine çekmeyi hedefliyor.

Aslında, 12 Temmuz’da Ermenistan’ın Tovuz’a saldırmasıyla başlayan çatışma, beklenen bir gelişmeydi. Küresel aktörler arasında yeni dünya düzeni bağlamında yaşanmakta olan çatışmanın nedenlerini görenler açısından Ermenistan’ın Tovuz’a saldırması sürpriz bir gelişme değildi. 

Kırgızistan’da yaşananlar gibi, Azerbaycan’ın 28 yıldır kanayan yarası Karabağ’ın hareketleneceği tahmin ediliyordu.12 Temmuz öncesinde Türkiye ve Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin ortak tatbikat yapmaları bölgede estirilecek bir fırtınalara karşı bir hazırlıktı. 

Karadeniz’de, Ege Denizi’nde, Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Irak’ta ve Suriye’de oluşan basıncın Kafkasya’ya sıçraması kaçınılmazdı. Küresel ve bölgesel aktörler arasındaki mücadelenin ana nedeni, Yeni İpkyolu’nun tamamlanması vehayata geçmesiyle Çin’in küresel ekonominin lideri konuma gelmesi ve ABD’nin “küresel lider” sıfatını yitirecek olmasıydı. 

Pentagon şahinleri böyle bir sonu kabullenemiyor, Çin ve destekçileri olan küresel finans baronları ile İngiltere, belli bir aşamaya gelmiş olan Yeni İpekyolu’ndan vazgeçmek istemiyorlardı. Yazılarımızda sıklıkla belirttiğimiz gibi, dünyadaki bütün gelişmeler, ABD ile Çin arasında yaşanmakta olan bu mücadele çerçevesinde yaşanmaktaydı. Görmemiz gereken bu fotoğraftı. Bölgesel gibi görünen hiçbir gelişmeyi bu mücadeleden bağımsız düşünmek mümkün değildir.  

ABD tarafından başbakanlık koltuğuna taşınan Paşinyan’ın, 12 Temmuz’da, gaipten haber almışçasına, Yeni İpekyolu’nu, Azerbaycan’ın enerji hatlarını Batı’ya bağlayan en önemli geçit bölgesi Tovuz’a saldırması elbette bir rastlantı değildi. 

Ermenistan’ın bu güdümlü saldırısıyla yalnızca Azerbaycan’a değil, “Azerbaycan nasıl isterse” formatında bir kardeş dayanışmasını sergileyen Türkiye’ye de, düne kadar Ermenistan’ın koruyucu meleği olan Rusya’ya da mesajlar veriliyordu. 

Kafkasya’da Karabağ merkezli yaşanmakta olan mücadelenin bölgemiz dışındaki dinamiklerini görmemiz ve hedeflerini çokiyi analiz etmemiz gerekiyor. 

ZOR SORULAR

“Başlangıçta Rusya neden sessiz kaldı?”, “İmdat dileyen Putin Paşinyan’ın telefonlarına neden yanıt vermedi?”, “Kırgızistan nede karıştı?”, “Kafkasya neler oluyor?” gibi bir dizi soruların yanıtı bir yönüyle çok kolay, diğer yönüyle Nostra Damus yateneği gerektirecek kadar zordur. 

Bu soruları, “Kafkasya’da olan biten, küresel aktörler arasında yaşanmakta olan küresel liderlik savaşı” diyerek yanıtlamak mümkündür, ama “Bu savaşın sonu nereye uzanır; bir küresel çatışmaya dönüşür mü?” sorusunu yanıtlamak kolay değildir. 

Küresel güçler arasındaki geniş kapsamlı mücadelenin odak noktası Kafkasya’ya kaymıştır. 

ERMENİSTAN ATEŞKESİ NEDEN BOZDU?

Ateşkes anlaşmasına rağmen Gence2ye sivil yerleşim bölgesine füzeli saldırılar yapan Ermenistan, bir güvensizlik, bir istikrarsızlık oluşturarak Azerbaycan yönetimi üzerinde halkın bir baskı oluşturmasını, bu yolla Azerbaycan’ın Ermenistan saldırılarına karşılık vermesini, tuzağa düşmesini hedefliyor. Ermenistan, Kolektif Güvenlik Anlaşması’na dahil olan ülkelerin önüne Azerbaycan’ın kendisine saldırdığına ilişkin bir belge koyarak bu garantör ülkeleri savaşın içine çekmeye çalışıyor. 

İlginç olan, saldırının başlangıcında, “savaş senin değil, Azerbaycan topraklarında” diyerek olayın dışında duran Rusya sonradan gelişmelere müdahale etti, ateşkes ilan edilmesini sağladı.

RUS RULETİ Mİ?

Rusya’nın bu tutum değişikliği önemli bir gelişmedir. 

Moskova’da yapılan geçici ateşkes anlaşmasının Ermenistan tarafından bozulmasına Rusya nasıl tepki verecektir? Ermenistan, gerçekten Rusya’yı çatışmanın içine mi çekmeye çalışıyor, yoksa perde arkasında tahmin edemediğimiz pazarlıklar mı yapılmaktadır? Putin, Lavrov ve Dimitri Peskov, “Biz bu savaşın dışındayız” demelerine rağmen, tarafları Moskova’ya çağırarak imzalattıkları ateşkes anlaşmasıyla olaya müdahil oldular. 

Ermenistan, Azerbaycan’daki yerleşim yerlerine füze saldırıları düzenleyerek AGİK MİNS Grubu’nu olayın içine çekebilecek bir gerekçe oluşturmaya çalışıyor. 

Rusya’nın Karabağ uyuşmazlığı konusunda tutum değiştirmesi, bir takım soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. Rusya’yı Karabağ konusunda tutum değişikliğine zorlayan nedenler nelerdir? Rusya, değişen Kafkasya’da değişen denklemlerin hangi tarafında yer alacaktır. 

Rusya’nın Ermenistan gibi gücü belrli bir devletin tuzağına düşmesi elbette düşünülemez. Fakat, hem koronavirüs salgını, he petrol fiyatlarının aşırı gerilemesi nedeniyle ekonomik sıkıntıya düşmüş olması, Rusya’nın Kafkasya denklemindeki tutumunu ve konumunu etkilemiş olabilir.  

Rusya, Ermenistan’ın kurmaya çalıştığı bir tuzağa kolayca düşmez, ama Kafkasya’da kurulan masada bir koz olarak kullanmak istiyor olamaz mı? 

GELİŞMELERİ ÇOK YÖNLÜ DEĞERLENDİRMEK DURUMUNDAYIZ

Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının görünmeyen dinamiklerinin başında Pentagon’un olduğunu ve Pentagon’un, Suriye’de güçlü bir barikat oluşturan Astana Süreci ortaklığını dinamitlemek için her fırsatı değerlendirdiğini unutmayalım. 

Çin’i, bol ve istikrarlı enerji kaynaklarıyla buluşmasını engelleyerek ortaklığa razı etmeye çalışan ABD, Yeni İpekyolu’nun İran, Rusya, Azerbaycan-Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasına asla razı olmamaktadır. Çin ve destekçileri de, Yeni İpekyolu’nun geleceği açısından, Rusya’nın da, İran’ın da Türkiye ve Azerbaycan’ın da yanında olmasını istiyor. Başkanlık seçimlerinin sonuçlarını bekleyen Pentagon şahinleri ise, Kafkas geçidini aşabilmek adına, Astana Süreci ortaklığını dinamitlemeye ve Türkiye ile Azerbaycan dayanışmasını aşmaya çalışmaktalar. 

Kafkasya’daki savaş yerel bir çatışma değildir. Küresel aktörler arasında yapılan paylaşım pazarlıkları nedeniyle dengeler sürekli değişmektedir. O nedenle, Kafkasya’da hiç ummadığımız gelişmeler yaşanabilir. Türkiye’nin, olası gelişmeleri, çok olasılıklı sonuçlara göre değerlendirmesi gerekiyor. 

İşimiz zor, Allah yardımcımız olsun.