Köyceğiz'de süren orman yangınını söndürme çalışmalarına, birçok sivil toplum kuruluşu ve özel kuruluş da alınan izinler çerçevesinde katılım sağlıyor. Yangın bölgesinde bulunan sivil toplum kuruluşlarından ANDA Derneği'nde görevli Liva Daşdemir, Sultan Göztaş ve Senem Peköz de özverili mücadelesiyle takdir topluyor. Arazinin engebeli olduğu bölgede 3 kadın, canları pahasına dik yamaçlardan inip, soğutma ve arama- kurtarma çalışmalarına katkı veriyor.

Kadınların her işi yapabileceğini söyleyen Sultan Göztaş, "Üniversitede okurken çeşitli arama kurtarma derneklerine üye olmuştum. Üniversite bittikten sonra buraya katıldım. Orman sahasında 2 ekibe bölündük. Bir ekip sahada diğer ekip depoda çalışıyor. Birer gün değişmeli hareket ediyoruz. Sahada olanlar yangın söndürme tahliye gibi konularda çalışıyor. Yangın bölgesine gideceğimi söylediğimde çok fazla tepki aldım. 'Orada ne işiniz var' tarzında diyaloglar oldu. Bunları takmayarak geldik. İyi ki de geldik. Örneğin; bugün hortumları yanan noktalara taşıdık ve sonrasında da söndüren görevliye yardımcı oluyoruz. Çok dik ve kaygan bir yerden aşağı inmek durumdaydık. Zor oldu ama söndürmeyi başardık. Kadınlar her işi yapabilir" dedi.

'KÜÇÜMSEYİCİ TEPKİLER ALDIM'

İzmir depreminin ardından arama- kurtarma gönüllüsü olduğunu belirten Liva Daşdemir ise "Yaklaşık 10 gündür bölgedeyiz. Yangın söndürme, soğutma ve arama- kurtarma çalışmalarında görevliyiz. İzmir depreminin ardından ANDA'ya katılmaya karar verdim. İnsanlara yardım etmek çok güzel bir his. Zorda olana yardım eli uzatmak tarif edilemez bir mutluluk. Arama kurtarma çalışmalarına gittiğimi söylediğimde çevremde küçümseyen ve 'Bir kadın mı yapar bunu' şeklinde tepkiler aldım. Ancak bizler de her şeyi yapabiliyoruz. Hem de çok güzel yapıyoruz" diye konuştu.

Manavgat yangınından bu yana sahada olduğunu söyleyen Senem Peköz de "İlk olarak Manavgat'ta çıkan yangında görev aldım. O tarihten beri yangın sahasındayım. 1 haftadır Köyceğiz'de elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yangına gideceğimi söylediğimde alay edenler oldu ancak tek bir canlı bile kurtarabilmenin verdiği mutluluk tarif edilemez. Kafanızı yastığa koyduğunuzda huzurlu uyuyorsunuz. İzmir depreminden sonra boş durmamak ve insanlara yardım etmek fikrini aklıma koydum. Orada arama- kurtarmanın önemini görüp eğitimini aldım" dedi.