ATATÜRK YİNE HAKLI ÇIKTI

AFGANİSTAN KAYNIYOR

Biden, ABD ve NATO’nun çekilmeye başlamasıyla birlikte Taliban’ın Afganistan’daki hakimiyetinin genişlemeye başladığına ilişkin soruları yanıtlarken, “Afgan ordusunun kapasitesine güveniyorum” diyordu, ama ülkeden gelen haberler Biden’ı doğrulamıyor. 

Afganistan ordusunun çözüldüğüne ilişkin haber, yalnızca Afganistan’ı ilgilendiren bir felaket haberi değil, bölge barışını da küresel barışı da tehdit eden bir gelişmedir. Afganistan’ın bugünkü gibi bir felakete sürüklenebileceğini tahmin eden Mustafa Kemal, Afgan Kralı Amnullah Han’a herşeyden önce güçlü bir ordu kurmasını önermişti; haklı çıktı. 

Son iki ay içinde gerçekleştirdiği saldırılarla ülkenin dörtte birini kontörlü altına alan Taliban’ın hedefi Kabil merkezli bir İslam emirliği kurmak. Başta İran, Rusya ve Çin olmak üzere bazı ülkelerden güçlü destek alan Taliban bu hedefine ulaşırsa, ülkenin kuzeyindeki Özbek asıllı Türklerin “Güney Türkistan”ı hayata geçirme girişimleri büyük darbe almış olacak. Afganistan’da şu sıralar, Türklerin “Güney Türkistan”ı, Taliban’ın da “Afgan İslam Emirliği”ni hayata geçirme mücadelesi yaşanmakta.

11 Eylül 2001’deki İkiz Kuleler’in vurulması sonrasında Afganistan ve Irak’ın işgaline karar verildiğinde gerekçe neydi: “İslam ülkeleri potansiyel terör bataklığıdır. Oralara demokrasi götüreceğiz. Taliban’ı yönetimden uzaklaştıracağız, İkiz Kuleler saldırısını düzenleyen El Kaide’yi küresel tehdit olmaktan çıkaracağız.”

Biden’ın Afganistan’dan çekilme kararı sonrasında yanıtı aranan iki soru var:

1)ABD ve NATO, Afganistan’da bu hedeflerine ulaştı mı ki, çekilme kararı aldı? 

2)ABD, daha önce, İkiz Kuleler saldırısının 20. Yıldönümü olan 11 Eylül olarak açıkladığı çekilme tarihini neden 31 Ağustos’a çekti?

Yanıtı aranan bir önemli soru da şu:

Biden çekilme kararı gerekçesini açıklarken, “Biz Afganistan’a ulus inşa etmek için gitmedik. Biz, Afganistan’dan ABD’ye yönelebilecek olası terör saldırılarını önlemek için gittik ve bu misyonumuzu tamamladığımız için dönüyoruz. Bundan böyle Afganistan’a ABD’li asker göndermeyeceğim” diyor. ABD, kendisi açısından beka sorununa dönüşen Çin’in Yeni İpekyolu’nun yolunu önünü kesebileceği en önemli coğrafyalardan bir olan Afganistan’ı Çin’in ya da Rusya’nın kontrolüne bırakabilir mi? 

Biden’ın sürpriz kararını eleştiren ABD’li uzmanlar, Çin ve Rusya’nın arka bahçesi konumundaki bir coğrafyadan çekilme kararını çok ‘amatörce’ olarak değerlendiriyorlar. 

Biden, ABD ve NATO’nun çekilmeye başlamasıyla birlikte Taliban’ın Afganistan’daki hakimiyetinin genişlemeye başladığına ilişkin soruları yanıtlarken, “Afgan ordusunun kapasitesine güveniyorum” diyordu, ama ülkeden gelen haberler Biden’ı doğrulamıyor. 

AFGANİSTAN YENİDEN TALİBAN’IN KONTROLÜNE GEÇİYOR

Afganistan ordusunun çözüldüğüne ilişkin haber, yalnızca Afganistan’ı ilgilendiren bir felaket haberi değil, bölge barışını da küresel barışı da tehdit eden çok ciddi bir gelişmedir. Bazı uzmanlar uluslararası terörizm tehdidinin geri döndüğünü söylüyor.

Afganistan’ın komşusu Tacikistan, Rusya’nın da üye olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden (KGAÖ), sınır güvenliğinin korunması için yardım istedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bu yardım çağrısını değerlendirirken, “Tacikistan ile Özbekistan, Rusya birlikte KGAÖ üyesidir. Afganistan’dan gelebilecek tehditlere karşı müttefiklerimizi korumak için gerekli adımları atacağız” diyordu. Rusya’nın, çağrıya uyarak Tacikistan’a asker göndermesi, bölge barışını tehlikeye sokacak çok tehlikeli bir adım olacağı gibi, Afganistan’daki içsavaşın daha da derinleşmesine ve küresel güçleri yeniden içine çeken bir girdaba dönüşmesine neden olacaktır.  

“GÜNAHLARIMIZDAN DOLAYI BİZLERİ AFFEDİN”

İngiliz The Times gazetesi, Afganistan’ın kuzeyinde yer alan Bedahşan bölgesinin başkenti konumundaki Feyzabad 30 bin kişilik Taliban güçleri tarafından kuşatılması üzerine yöneticilerin bir uçağa doluşarak kaçtıklarını duyurmuş, internet sitesinde de bu haberin videosunu yayınlamıştı. 

Bölge sakinleri, yöneticilerin Taliban’la anlaşmalı olarak kaçtıklarını, kenti Taliban’a terkettiklerini savunuyorlar. Taliban da, ele geçirdiği ABD yapımı silah, mühimmat ve zırhlı araçlara ilişkin bir video yayınladı. Taliban’ın yayınladığı videoda, ordudan kaçan askerlerin, “Günahlarımızdan dolayı bizi affedin” diyerek Taliban saflarına geçtikleri görülüyor. 

Taliban ve El Kaide ile mücadelenin merkez üssü sayılan Bagram da 1 Temmuz gecesi sessizce boşaltılmış, üssü ve Bedahşan’ı savunan ordu birlikleri de komşu ülke Tacikistan’a sığınmışlardı. 

 İngiliz Sky News gazetesi de, ordunun dağılması nedeniyle, Taliban’ın hiçbir dirençle karşılaşmadan her geçen gün yeni bir ilçeyi alarak ilerlediğini, silah, mühimmat, askeri araç ve zırhlı araç stoklarını artırdığını, ülke genelinde kontrolü ele geçirmek üzere olduğunu duyurdu. 

TALİBAN’IN HEDEFİ..

Son iki ayda Afganistan haritasında büyük değişimler yaşandı. Afganistan’ın Katar Temsilcisi, Doha’da yaptığı açıklamada, ülkedeki 398 il ve ilçe merkezinden 162’sinin Taliban’ın kontrolüne geçtiğini duyurdu.

Taliban özellikle ülkenin Tacikistan sınırına yakın bölgelerde etkili oluyor. 

Afganistan, çok farklı etnik grupların küresel güç odakları tarafından kontrol altına alınmaya çalışıldığı bir ülke..  

Son iki ay içinde gerçekleştirdiği saldırılarla ülkenin dörtte birini kontörlü altına alan Taliban’ın hedefi Kabil merkezli bir İslam emirliği kurmak. Başta İran, Rusya ve Çin olmak üzere bazı ülkelerden güçlü destek alan Taliban, bu hedefine ulaşırsa, ülkenin kuzeyindeki Özbek asıllı Türklerin “Güney Türkistan”ı hayata geçirme girişimleri büyük darbe almış olacak. Afganistan’da şu sıralar, Türklerin “Güney Türkistan”ı, Taliban’ın da “Afgan İslam Emirliği”ni hayata geçirme mücadelesi yaşanmakta.

“GÜNEY TÜRKİSTAN” NE OLACAK?

Taliban’ın ülke genelinde kontrolü ele geçirmesi demek, Afganistan’ın yeniden kaosa, iç savaşa sürüklenmesi demek. ABD ve NATO’nun gerekli önlemleri almadan Afganistan’ı terketmesi durumunda, ülkenin kaçınılmaz olarak içsavaşa sürükleneceğini, Afganistan’daki Amerikan güçlerinin Komutanı Orgeneral Scott Miller da dile getirmişti. 

Aslında, Afganistan’da düzeni sağlamak, ülkeyi istikrara kavuşturmak hiç de zor değil. Türkiye bunun sihirli formülünü yıllardır dile getiriyor. Afganistan’ı kaostan kurtarıp istikrara kavuşturacak tek formül, ülkenin kuzeyinde Özbek Türklerinin yoğun olarak yaşadıkları bölgede “Güney Türkistan” bayrağı altında bağımsız bir devlet kurmaktır. 

Böylece, Tacikler ve Beluciler kendilerinden koparılan toprakları geri almış olacaklarından, 1919’da sürekli kaos üretmek amacıyla oluşturulan Afganistan haritası günün koşullarına göre güncellenmiş olacaktır. Fakat, 1919’da Afganistan haritasını oluşturan hala bu coğrafyayı kontrolleri altına alabilmek için savaştıklarından, ülke bir türlü huzura kavuşamamaktadır. 

 Türkiye’nin çeşitli platformlarda dile getirdiği bu önerisi sürekli olarak kulak ardı edilince, Özal zamanında, Güney Türkistan’ı hayata geçirebilmek amacıyla çok ciddi hazırlıklar yapıldı, kardeş ülkelerin onayı alındı, ama Özal’ın ölümüyle bu plan rafa kaldırılmak zorunda kaldı. “Dostlarımız”, Afganistan’ın “Güney Türkistan” olarak anılan kuzey bölümünde bağımsız Türk devletinin kurulmasıyla Afganistan’daki kaos ortamının son bulacağını biliyorlar, ama işlerine gelmediği için, “Güney Türkistan”ın hayata geçirilmesine izin vermiyorlar.  

O nedenle, Kabil’eki Uluslararası Hamit Karzai Havalimanı’nın işletmesini ve güvenliğini sağlamayı üstlenirken öne sürdüğümüz koşullardan kesinlikle ödün vermemiz gerekir.

Türkiye’nin, Sovyetler Birliği ve ABD’nin hüsrana uğradığı bir coğrafyada, ‘Taliban ve Taliban destekçileriyle tek başına mücadele etme’ gibi bir riski göze alması düşünülemez. Neler istiyor Türkiye:

1(Uluslararası Hamit Karzai Havalimanı’nın yıllık işletme giderlerinin karşılanması,

2)ABD savunma unsurlarının bazılarının Kabil’de kalması,

3)ABD ordusu TSK’ya lojistik destek sağlamalı ve ABD’nin helikopter mürettebatı Kabil’de kalmalı,

4)Havalimanı misyonunu uluslararası özelliğe sahip olması için de, komşu ülke Pakistan’ın da güvenlik ve lojistik desteğinin sağlanması. 

ABD Savunma Bakanı Lloyd James Austin Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar’a bu konularda henüz “evet” demiş değil. 

Sovyetler Birliği’ni Afganistan’dan çıkarabilmek için Baba Bush’un ticari ortağı Suudi Arabistan kökenli Usame Bin Ladin önderliğinde El Kaide’yi kurgulayanlar, Taliban’ın boy atmasına göz yumanlar, Afganistan Türkleri’nin Güney Türkistan bayrağı altında kendi devletlerini kurmalarına izin vermeyenler bugün, hiçbir destek sağlamadan Uluslararası Kabil Havalimanı’nın işletilmesi ve güvenliğinin sağlanması görevini Türkiye’nin sırtına yüklemek hevesindeler, fakat Türkiye’nin, ABD’nin gönlünü hoş etmek için sonu karanlık bir maceraya atılma gibi bir niyeti yok.

Afganistan’ın kuruluş yıllarında olduğu gibi, bugün de istikrara kavuşturabilecek tek ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin, Afganistan’ı bütünüyle kontrolü altına almaya çalışan Taliban ile de, ülkeyi arka bahçesi gibi gören Rusya ve Çin ile de ılımlı ilişkileri vardır. Fakat, bugün gelinen noktada, Türkiye’nin “Afganistan’ın kuzeyinde bağımsız bir Türk devleti kurma” formülünü kabul ettirmesi zorlaşmıştır. “Güney Türkistan”ın hayata geçirilmesini engelleyenler, bu engellemenin pişmanlığını yaşıyor olmalılar. 

MUSTAFA KEMAL YİNE HAKLI ÇIKTI

Afganistan coğrafyası ile yüzyıllara dayanan tarihi ve kültürel bağlara sahip olan Türkiye, Afganistan’ın nasıl istikrara kavuşturacağını bilmektedir. Atatürk döneminde bu gerçek uygulamalı olarak gösterilmiştir. 1919’da kuzeyde Türkistan’dan güneyde Tacikistan ve Belucistan’dan koparılan topraklar üzerinde sürekli kaos üretecek bir demografik yapı üzerine kurulmuş Afganistan’da Kral Amanullah döneminde, henüz yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile istikrar sağlanabilmişti.

 Afganistan çağdaş bir ülke olma yolunda epeyce ilerlemişti. Ankara’ya sık sık gelen Amanullah Han Türkiye danışarak ve Türkiye’den giden gönüllülerin yardımlarıyla çağdaş uygarlığı yakalama yönünde adımlar atmaya başlamıştı. Bugünkü Kabil Üniversitesi, Afgan gençlerini eğitim vermek üzere gönüllü giden öğretmenlerin kucaklarında taşıdıkları taşlarla inşa edilmişti. 

Bu kutlu yürüyüş Amanullah Han’ın bir acelesi yüzünden kesintiye uğramış, Afganistan karanlığa gömülmüş ve bugünkü duruma sürüklenmişti. 

Ülkesini çağdaş ülkeler seviyesine yükseltmek için çırpınan Amanullah Han, “Paşam, sizin uyguladığınız yenilikleri aynen ben de ülkemde uygulayacağım” dediğinde Mustafa Kemal, “Sayın Kralım, acele etme, önce o yenikleri koruyacak bir ordu kurmalısın” demişti. 

Amanullah Han Mustafa Kemal’i dinlemedi ve Afganistan’da o günlerden günümüze uzanan kaotik dönem başlamış oldu. 

ABD’nin çekilme kararı sonrasında Afganistan adım adım Taliban’ın kontrolüne geçerken Biden hala, “Afgan ordusunun kapasitesine Güveniyorum” diyor. Fakat, Afganistan’dan gelen haberler Biden’ı doğrulamıyor.