Ergenlik, hem aileler hem ergen için en zor dönem. Her geçen yıl çocukluktan uzaklaşarak gençliğe yol alırken sancılı bir geçiş dönemi yaşar. 

Anne babalar ergenden yetişkin gibi davranmalarını beklerken, ergenlere yetişkin ayrıcalığı tanımak da zorlandıklarına sık şahit oluruz.

“Artık çocuk değilsin kocaman adam oldun” derken öbür taraftan “arkadaşlarınla daha az görüş, fazla gecikme” diyebilmekteler.

Ergenler ise tam tersi olarak yetişkin ayrıcalığı isterken, yetişkin sorumluluğunu üstlenmek istemezler.

Sorumluluk-Ayrıcalık çelişkisi hep var.  

Ergen büyüdüğünü vurgularken, anne baba eski rolünün devamını ister. Değişen durumda beklentiler sorumluluklarda değişir. Bazen anne baba ergen karşısında farklı beklentiler içinde olması da iletişim çatışmalarına neden olabilir.

Anne, baba ve ergen birbirlerini anlama çabasına girerek beklenti sorumluluk ve ayrıcalık konuları netleştirilmelidir.

 İşin özeti, gencin ergenlik dönemine girmesiyle birlikte değişim ve gelişim olur. Bu değişime uygun yeni davranış biçimlerinin nasıl olacağı sağlıklı iletişim sayesindedir. 

Ergenlerin değişen halleri onları kimlik sorunu yaşamalarına neden olabilir. Bu dönemde ergen için en önemli olan duygusal yönden bağımsız olmaktır. Yani ait olmanın yanında, bireyselleşmeye de çalışmaktadır. Bu dönem dışarıda yeni ilişkiler kurmaya başladığı kimlik arayışı içine girdiği dönemdir. 

Ergenlik dönemlerinde gençler hem özgür olmak istemekte hem de anne baba desteğine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu iki durumun dengesinin sağlanması başarılı ve mutlu bir ergenlik geçirilmesinin nedenidir. 

Ergenlik dönemi çatışmaları ilk sinyalleri 12-13 yaşlarında vermeye başlar. Bu çatışmanın nasıl şekilleneceği aile içi iletişim modelleri ile ilgilidir. Önemli olan ailelerin bu değişim ve gelişim karşısında en sağlıklı tutumu sergileyebilmesidir.  

Anlamasına Dinlenilen Genç Ne Düşünür?

“Bir problemim olduğun da önce aklıma her zaman ailem gelir. Onlar beni önemseyerek yargılamadan dinliyorlar, onların bu davranışı beni rahatlatıyor, güven duyuyorum ve aile bağlarım güçleniyor.”  

Yaşı ne olursa olsun çocuk, ergen, yetişkin tüm insanlarla iletişim kurarken yorum ve değerlendirmelerden uzak kalmak, yargılamamak, etkili davranışlar sergilemek (Göz teması, baş hareketleri, etkili beden duruşu) özellikle sözel olmayan beden dili gençler üzerinde etkilidir.  

“babam beni sonuna kadar sessiz dinler, hiç yorum yapmaz, konuşmam bitince alakasız konulara girer. Boşuna konuşmuş olmak ve ciddiye alındığımı zannetmek, kötü hissettiriyor artık çok da paylaşımım olmuyor.” 

“Annem ben küçükken okuldan geldiğim zaman günümün nasıl geçtiğini sorardı ben de anlatırdım. Annem beni gözleriyle takip ederek gülümseyerek dinler, anlattığımla ilgili sorular sorardı. Bunlar annemin bana olan ilgisini sevgisini önemsemesini oraya koyuyordu” 

Ergenler, özellikle konu önemli olduğu zaman çok fazla soru karşısında sorgulanmış olmaktan hoşlanmıyorlar.

Sorulan soru daha az olmalı ve duygu ve düşünceleri ortaya çıkarmaya yönelik olmalıdır.

“Anne ve babamın beni dinlediklerini hatta fazla dikkatli dinlediklerini detaylarla ilgili sorular sormalarından anlıyorum ve mutlu oluyorum.” 

“Seni anlıyorum kötü hissetmişsin ona çok kızmışsın”

Dinleme anında soracağımız sorular, somut, kısa ve açık olmalı ve verilen cevaplar karşısında sessiz kalmak zor da olsa önemlidir. 

Kendisi saygı ile dinlenilen ergen bu davranışı modelleyerek kendisi de dinlemeyi öğrenmektedir. Gençlerle ilgili davranışlarımız saygı, ilgi ve anlayış içermelidir. Genci sabırla dikkatle dinleyerek onun bakış açısını duygu ve düşüncelerini anlamaya istekli olmak önemlidir. 

Unutmayalım ki en büyük ihtiyaç, anlaşılmak ve en mutlu insan sağlıklı iletişim içinde olan insandır.