Fransa kendi evinde çok hızlı başladı maça, biz ise Fransa teknik direktörü Deschamps’ın ilk maçtan sonra da dediği iyi bir savunmayla oyuna başladık. Maçın 15-25. dakikaları arasında sol kanattan Matuidi sağ kanattan Sissoko, ileri uçta Coman ve Griezmann'ın geliştirdiği üst üste ataklarla Fransızlar, dörtlü bir hücum hattı oluşturarak baskıyı iyice artırınca, son dünya şampiyonu 30'dan sonra oyunu tamamen eline aldı. 

İşte tam burada; Şenol hocanın gol yememe taktiği devreye girdi ve kalede Mert Günok, savunmanın merkezinde ise Merih Demiral ve Çağlar Söyüncü mükemmel iş çıkardılar. Zeki Çelik sağda Umut Meraş'da sol geride savunmaya destek olunca ilk yarıyı gol yemeden bir şekilde tamamladık ve böylece rakip takımın ataklarını etkili bir şekilde savuşturduk. 

Fakat lider gittiğimiz Fransa'dan puanla dönebilmemiz için savunmada kalmayıp, oyunu kendi adımıza açmamız gerekiyordu. Baskıyı kırabilmek adına ikinci yarının hemen başlarında Şenol hoca, oyuncu değişiklikleriyle orta sahayı biraz daha hücuma yönelik hamlelerle hareketlendirdi. Bu değişikliklerle rakip takımın ceza sahası içinde etkili olmaya başlayan A Millilerimiz ciddi anlamda birkaç net pozisyona girerek Fransa kalesini yokladı. Tam oyunu taşımaya başlamışken yine duran bir topla gol yedik, fakat bunun en güzel tarafı bu gol bizi oyundan koparmadı aksine kendimize gelmemizi sağladı. 

İstatiklere baktığımızda müthiş bir performans sergileyen Mert Günok ve Merih Demiral takımı ayakta tutan isimlerin başında geldi. Öte yandan takım olarak A Millilerimiz, Euro 2020 için maç boyunca Ay gibi doğdu Yıldız gibi parladı diyebiliriz. Tüm oyuncular Fransa karşısında adanmışlıklarını sahaya başarılı bir şekilde yansıttılar. Nitekim bu inançla gol geldi. Önceki maçlarda çok eleştiri alan Hakan Çalhanoğlu bu maçta kısa sürede etkili oynayarak gole yardımcı oldu. Kaan Ayhan, Hakan Çalhanoğlu'nun etkili ortasına kafa gölüyle cevap vererek ilk maçta olduğu gibi ikinci maçı da boş geçmedi ve 82. dakikada attığı golle Fransa'da bize büyük sevinç yaşattı. 

Turnuva'nın kalitesi oyun kalitesini de seyir kalitesini de artırıyor. Sinir bozucu hakem hatalarının olmaması ve neticesinde gereksiz durmadan oynanan bir maç, akan oyun içinde seyirlik güzel hareketler ve güzel futbol... İşte futbolseverler olarak görmek istediğimiz tam olarak bu. Şenol hocayı bir kez daha tebrik etmek lazım, böyle güzel bir Milli takım oluşturduğu ve bu heyecanı bize yaşattığı için. Ligimizde şampiyonluğa oynayan takımların hepsi savunma sıkıntısı yaşarken Milli takımın defans hattı gerçekten göz kamaştırıyor. Bu maçla birlikte kendi yeteneklerimize sahip çıkmamız gerektiğini bir kez daha hatırlamış olalım. 

Yaklaşık 30 bin Türk taraftar, Fransa'ya kendi evinde deplasmanı yaşattı desek abartmış olmayız. Tabii bir de sansür uygulayıp yayıncı kuruluşun vermediği oyuncularımızın asker selamı var, varsın vermesinler Sanayi Devri'nde değiliz, teknoloji devrindeyiz her şey artık parmaklarımızın ucunda bir şekilde elden ele dolaştırıp tüm dünyaya göstermeyi başardık. Güya çağdaş Fransa'nın (batının) bu da kendi ayıbı olarak tarihe yazılsın!