Günümüzün sorunlarının başında üniversiteyi bitiren, iş arayan gençler geliyor. Üniversiteyi bitirmiş veya bitirmemiş olsun; hiç fark etmiyor. Bu yazımda geçmişte yaşadıklarımla günümüzü karşılaştırmak istedim.
Kararı sizler verin…
XX. Yüzyılın ortasını aşmış, 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünden mezun olmuştum. Dostlarıma çoğu kez, biraz gülerek anlattığım gibi birincilikle bitirme sınavını vermiştim(!) ; birinci olmamın nedenine gelince; o dönem benim dışımda bitirme sınavına giren başka bir arkadaşım olmamıştı. Arkadaşlarım benden sonraki dönemde mezun olmuşlardı.
Öncelikle iş aramaya başladım; birbirinden farklı özel ve resmi beş veya altı kuruma başvurdum. Biri olmazsa diğeri olur diye düşünmüştüm. Oysa hepsinden olumlu yanıt almış, gel işe başla denilmişti. Başvurduklarımın arasında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, İş Bankası ve Abdi İbrahim ilaç Şirketi vardı.
Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünde o zamanki Personel Dairesi Başkanı Hikmet Gürçay (Sonradan genel müdür) kalın bir defter açmış ve bana şunu söylemişti;” İstanbul ve Ankara müzelerini istemeyeceksin. O müzelerin kadroları dolu. Arkeolog olarak çalışmak istiyorsan, Antalya Müzesine, çabuk müdür olmak istiyorsan yakında boşalacak olan Antakya’ya asistan olarak seni atarım.” O güzel günlerde atanmak için sınavlar mülakatlar yoktu. Torpil denilen şeyi pek kimse düşünmezdi. O güne kadar ailemden hiç ayrılmadığım için; İstanbul’a en yakın bir yeri istedim. Bursa Arkeoloji Müzesi üzerinde anlaştık. Bursa’da göreve başladım ama aldığım 496 TL maaş geçinmemi sağlamıyordu. Bunun üzerine istemeye istemeye görevimden ayrıldım ve bu kez İş Bankası Şişli şubesinde göreve başladım. Ancak 20 gün çalıştım, bankacılık beni açmamıştı. Aldığım eğitim ile bankacılık arasında bağlantı yoktu. Bunun üzerine İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü’nde Eski Eserler Müşaviri Tahsin Öz’ün yanında çalışmaya başladım. Kısacası iş tercihimi başkaları değil ben yapmıştım. Sonraki yıllarda yeniden Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Türk ve İslam Eserleri Müzesine Genel müdür Hikmet Gürçay’ın isteği ile naklen geçmiştim.
Aradan yıllar geçti, Türkiye’nin nüfusu arttı, hepsinden öte devran değişti. Türkiye’nin her yerinde yeterli ve yetersiz eğitim veren üniversiteler, yüksek okullar açıldı. Bu kez üniversiteyi bitirmek bir yana yüksek lisans veya doktora yapanlar bile iş bulamaz oldu. Şimdilerde iş aslanın ağzında veya iktidar partisinden yakını olanların elinde deniliyor. Milletvekili, il veya ilçe başkanı hiç fark etmiyor.
Kamuya girebilmek için sınavlar açılıyor. Örneğin sınavlarda bir arkeologun bilgisini ölçecek yerde bambaşka sorular soruluyor. Kuşku yok ki; diğer meslekler için de aynı uygulama yapılıyor. Branşında yetenekli, gelecek vadeden pek çoğu ortada kalıyor. Yazılı sınavda 90’ın üstünde puanlar alanlar mülakatta eleniyor; 60 civarındakilerin atandığı söyleniyor. Anlaşılan yeterek veya ehliyetin yerini biat edeceklerle torpil denilen şey almış…
Birkaç yıl önce Ankara’daki bir mağazanın vitrininde gördüğüm ilana çok şaşmış, bizim kuşakların ne kadar şanslı olduğunu anlamıştım. İlanda üniversite mezunu, iki dil bilen tezgâhtar aranıyordu. Yine Ankara’daki bir taksi şoförü Hacettepe Üniversitesinden mezun bir makine mühendisi olduğunu söylemişti. Bu satırları yazdığım sırada Datça’daki bir maketteki kasiyer tarih mezunu, bir garson kız da üniversite mezunuydu. Böyle bir işi bulabildiklerinden ötürü de çok şanslıydılar. Bunlar benim bildiklerimdi; inşaat işçiliği, pazarcılık, tezgâhtarlık ve buna benzer işlerle yaşamını sürdürmeye çalışan onlarca üniversiteli var. O gençler kim bilir ne hayallerle, beklentilerle eğitimlerini tamamlamışlar, sonra da acı gerçek ile karşılaşmışlardı. İçlerinden şanslı olanlar ise polis veya uzman çavuş olmuşlardı.
Basına bakıyorum; Sağlık Bakanlığı Adıyaman’da 19 temizlik işçisi alacakmış,17.086 kışı başvurmuş. Bunlardan 2.170’i üniversiteyi bitirmiş… Şanlıurfada’da alınacak 60 temizlik işçisi için 53.224 kişi başvurmuş… Gaziantep’de 66 temizlik işine14.864 kişi başvurmuş.
İnanılacak gibi değil…
İnsanların üniversiteyi bitirmesi bir işe yaramıyor. Ne yazık ki, iş bulabilmek için bazı kurumları n temizlemeye muhtaç hale gelmişler.
Benim çocukluk ve gençlik yıllarında üniversite öğrencisinin bile toplumda saygın bir yeri vardı.
Yurt dışına gitmek isteyenlere hak vermemek elden gelmiyor.