Ne söylenebilir bu yılın ardından? Önceki yıllardan daha kötü, ya da daha mı iyiydi. Kişiden kişiye durum değişkenlik gösterebilir. Gelecek yıl bir iyileşme olur mu bilemeyiz.
Hep iyi dileklerle gireriz yeni yıla. Önümüzdeki yıl dünyaya, ülkemize ve bize neler getirir? Sorunlarımıza çare bulunur mu? Kimler eksilir hayatımızdan? Kimler katılır hayatımıza? Bilemeyiz.
Haber bültenlerinde, magazin basınlarında bu eğlence mekânından diğerine koşturanları gördükçe, sobasına yakacak odun bulamayan, evine ekmek götüremeyen işsiz babaların durumlarını bilmek hayatın gerçeği ile yüzleştiriyor bizi.
Dünya’da savaş tamtamları çalarken ve Türkiye’de her yeni sabaha şehit haberleri ile uyanırken, bir yanda da masum çocuklar ölürken, havai fişeklerin çıkardığı ışıklar ruhumuzu aydınlatabilir mi?
Bu yıl yine eski yıllarda olduğu gibi gökyüzüne gönderilecek havai fişeklere verilen milyarlarca liralar, yoksullar, depremzedeler ve çaresizler için umut olacakken kolayca harcanacak paralar ne yazık ki.
Geçmişte yaşananları, söylenenleri ve geçmişini unutmuş bir toplum gibiyiz. Bu yıl kaybedilen canların, yaşanan toplumsal olayların ve doğa hareketlerinin ardından hüzün duyacak kimse olacağını sanmıyorum. Ateş düştüğü yeri yakacak yine. Yapılan haksızlıkları çabuk unuttuğumuz ve tepkisiz kaldığımız için siyasetçilerimiz bile bu durumdan yararlanıp, seçmenlerimiz nasılsa birkaç gün içinde bunları unuturlar diyerek kendileri için TBMM’de milletvekili emekli maaşlarına %100 zam yapabilecekleri bir yasayı el birliği ile çıkarabiliyorlar. Emekliye üç kuruşu fazla görürken, kendileri için kesenin ağzını açıyorlar.
Yaşadıklarımızı hatırlamamaya çalıştığımız için biten yılın ardından o yıla ve yaşananlara ilgisizliğimiz devam edecek.
2011 yılında güneşli günlerimiz kadar, karanlık günlerimiz de oldu. Güldüğümüz kadar ağladık da. “Ekonomimiz iyi gidiyor kriz bize uğramaz.” diyen çığırtkanlara inandığımızı varsaysak bile, ekonominin düzelmesiyle tüm sorunlar çözülemiyor elbette.
Bu yılda, bir önceki yıldan devralınan haksızlıklar ve adaletsizlikler yaşandı. Bunlar da unutuldu, unutturuluyor. Bir yanda nasıl zenginleştikleri bilinmeyen fazlaca zengin, diğer tarafta bir lokma ekmeğe muhtaç küçümsenemeyecek sayıda fakir var ülkemizde. Dışarıda olması gerekenler içeride, içeride olması gerekenler dışarıda rahatça yaşıyorlar. Demir parmaklıklar en çok çocuk kalpleri yaralıyor. Düşmanlıklar, gittikçe derinleşen denizler gibi.
Bu yılın son günlerinde, Türkiye’yi ilgilendiren "Soykırımın inkarına ceza." yasa tasarısını parlamentoda gündeme almaya karar veren Fransa’nın kararı ile nur topu gibi bir sorunumuz daha oldu.
Özgürlük, barış ve insanca yaşamın tesis edilmesi gereken topraklarımızda, terör saldırısı haberleriyle yara almaya devam ediyoruz. .
Biten yılın ardından gelecek yıl için, herkesin dilinde iyi niyet, iyi dilek ve umutlar var. Yeni yılda barış içinde, bolluk bereket içinde kalsın Türkiye’m ve tüm insanlar.