Gece Yarısı Güneşi - 55

Abone Ol

Sarp:

• Metin kardeşim, sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum! Ama sana olan sevgimin bir göstergesi olarak seninle kan kardeşi olmak istiyorum, kabul eder misin? Dedi…

Metin, Sarp’ın bu isteği karşısında tereddüt etmeden ‘’Evet’’ dedi. Sarp, arka cebinden çıkardığı keskin çakı bıçağı ile sol bileğini çizdi. Aynı şeyi tekrarlayan Metin ile kanayan bileklerini birleştirdiler. Artık onlar kanları birbirlerine karışan iki kardeş olmuşlardı.

Sarp, Metinle kucaklaştı. En kısa zamanda görüşmek üzere veda ettiler…

Sarp odasına çıktı. Kaldığı odanın penceresini açmasıyla, bahar aylarında özellikle gece yarısından sonra başlayan Beşparmak dağlarından kopup da gelen rüzgârın serinliği yüzüne çarptı.

Gökyüzü yıldız, yıldızdı. Öylesine çoktular ki! Sonrasında içlerinde en parlak olanını seçti. Ona doğru seslendi: ‘’İyi geceler sevgilim. İyi geceler gece yarısı güneşim…’’

Yatağına uzandığında çevre köylerden horoz sesleri duyuluyordu…

Sarp ve Sara, aşk dolu o güzel günlerin ardından uzun bir süre birbirlerinden haber alamadılar! Bu uzun süreç özlemlerini o kadar büyütmüştü ki!

Ancak adada yaşanan gergin günler, Rum tarafının anlaşma adına hiçbir şekilde müzakereye yanaşmaması, Türk birliklerinde izinlerin kalkmasına neden olmuştu.

Sarp, birkaç defa birliğinden çıkıp, izin almadan Magosa’ya gitmek istedi. Ancak her defasında Metin buna mani oldu. Çünkü böylesi bir gidişin sonu çok daha kötü olacaktı.

En nihayetinde Metin Magosa’ya giderek Sara’yı göreceği sözünü vermiş. Sarp’a ancak böyle engel olabilmişti.

İşte o gün bu gündü! Metin Magosa’ya giderek Sara’yı görecek, ondan haber getirecekti…

Metin Magosa’daki Sara’nın birliğine geldiğinde, Sara her zamanki gibi devriye görevindeydi. BG kapı nöbetçisi beklemesini söyledi…

Metin kapı girişindeki çardakta Sara’nın gelmesini bekledi. En nihayetinde aradan birkaç saat geçtikten sonra Saranın aracı göründü.

Sara Metin’i görür görmez büyük bir mutlukla ona doğru koştu. Daha hoş geldin demeden ‘’ Sarp nerede, nerede benim sevgilim?’’ diye sordu.

Metin:

• Sara yenge dur hele bir merhaba de! Sarp gelemedi, çünkü izinleri yok! O beni gönderdi, nasılsın diye?

Sara, utangaç bir ses tonuyla:

• Lütfen kusura bakma Metin! Bir an Sarp da geldi sandım. Dedikten sonra,

Konuşmaya başladılar. Sara, Sarp olmadan geçen günlerin ne kadar anlamsız olduğunu anlattı. Metin de kan kardeşi Sarp’ın onu ne kadar özlediğini…

Sonra da Sarp’ın Sara’ya yazdığı mektubu verdi…

Sara mektubu görünce çok mutlu olmuştu. Metin’e; Sarp’ı bir daha görüp göremeyeceğini bilmediğini, bir ay sonra BG birliklerinin adadaki görev değişim sürecinin geleceğini bu nedenle ne yapıp edip onu mutlaka görmesi gerektiği mesajını götürmesini istedi. Bu arada Sarp’ın gönderdiği mektubu açıp, okumaya başladı…

Bu haber karşısında Metin’de çok üzülmüştü. Böylesi bir haberi Sarp’a nasıl söyleyebilirdi? Bu haberi duyan Sarp; izin verilip, verilmemesine bakmaksızın Magosa’ya gelip, sevdiği kadını mutlaka görmek isteyecekti…

Metin bu düşünceler yumağı içindeyken:

• Sara Yenge, senin bir ay sonra adadan ayrılacağın haberini Sarp komutana söylersem, bil ki, hiç kimseyi dinlemeden soluğu senin yanında alacaktır. Böylesi bir durumda mutlaka böyle davranacaktır. Ama bu davranışı, onun alacağı cezayı da kat be kat arttıracaktır. Böyle bir duruma sebep olmamak için senden ricam, adadan ayrılacağın tarihi bana mutlak surette bildirmendir. En azından o tarih öncesinde sizin bir araya gelebilmeniz için bir fırsat yaratabilmenin çaresini ararız. Ne dersin?

Sara, Sarp’ın göndermiş olduğu mektuptaki hasret ve aşk cümlelerini okumanın verdiği mutluluk sarhoşluğu içinde Metin’e döndü:

Devamı yarın