Kitap Dünyası

Haysiyet

Tuhaf Zamanlarda Cesurca Yaşamak

Başarılı Haberci Ece Üner’in ikinci kitabı Haysiyet Destek yayınlarından çıktı. Eser tanıtım bülteninde şu ifadelerle aktarılıyor "Adaletsizliği değiştiremezsiniz ama adaletsizlik karşısındaki duruşunuzu değiştirebilirsiniz." Haysiyet kırgınlığının ayaklanması, ruhun ayaklanmasıdır. Ayaklanabilen bir ruhsa, insanın mucizesidir. İnsanı insan yapan yegâne mucize... Yaşamaktaki efsun, insan ruhunun haysiyet okyanusuna dalmasıyla bulunur ancak. Haklı, haksızın zorbalığı karşısında kendini kurban etmekten vazgeçtiği gün kaderin makûs döngüsü de değişir. Kuzu, kurda av olmaktan bıkmıştır artık. Boyun eğmek yerine haysiyetini korumak yolunu seçmiştir. Pınarın suyunda onun da kurt kadar hakkı vardır çünkü. Hırlayan kurdun keskin dişlerinden ve tehdidinden korkarak yaşamak da bir tür intihardır ne de olsa... Kuzular, kurda av oldukları masalın sonunu yeniden yazmak istiyor artık.” Ekrandaki haberci duruşu pek çok duruma ve olaya yorumları ile Türk halkının büyük beğenisini toplayan Ece Üner’in kaleminden Haysiyet’i mutlaka okuyun.

Gardırop

Raife Aysel Akkanat’ın ilk kitabı Gardırop Zinde Yayıncılıktan çıktı . Raife Aysel Akkanat’ın elinden çıkan öykü ve denemelerin oluşturduğu bu kitap sizlere vicdanınızın olduğunu hatırlatacak. Aile bağlarının, sevgi ve sadakatin tadını alacağınız bu eser sizleri zaman zaman çocukluğunuza da götürecek.    Her bölümde, her başka hikayede hem heyecanlanacak, hem de biraz boğazınız düğüm düğüm olacak. Elimizdeki birçok şeyin kıymetini, çocuk kalplerin temiz şefkatini iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Babanızı, annenizi, en sevdiklerinizi bir daha göremeyecek olmanın hüznünü belki de vicdan azabını yaşarken, elinizin altında nimetler için, canlar için şükredecek, onlara daha sıkı sarılacaksınız. Ayrılığın acı soğuğu içinizi donduracak, özlemin sıcaklığı ile yeniden ısınacaksınız. Bu gardırobun içinden size biraz hüzün çıkacak. Bu gardırobun içindeki yürek burkan hikayeler sizde derin izler bırakacak.  Bu değerli eserin önsözünü yazmak da bana nasip oldu önsözünde Gardırop’a dair şunları yazdım :  “Önsöz”  Her Kitap başlı başına bir dünya demektir. Her kitapta hayatın iyi günlerinden kötü günlerinden inişlerinden çıkışlarından izler görürsünüz. Her kitapta bugüne ve geleceğe mesajlar vardır. Kitap yazmak başlı başına önemli ve ciddi bir konudur. Zaman zaman bu ciddiyetin kaybolduğu hissi oluşsa da şu an elinizde tuttuğunuz bu kitap gibi uzun zaman ve ciddiyetle oluşturulmuş eserlerin yeri ayrıdır. Aysel Akkanat uzun yıllardır kitap dünyasının farklı boyutlarıyla içinde yer alan bir insan. Buna rağmen önce kitap yazıp bununla yürümek yerine kitap dünyasının içinde uzunca süre yer alıp editörlükten okuyucuya doğrudan ulaşmaya kadar birçok farklı aşamasında yer aldıktan uzun süre sonra okuyucularıyla bir kitapla ulaşmaya karar vermiş. Bu anlamda bir yazarın ilk kitabı olmaktan öte bir anlam ve mesaj içeriyor. Bu Kitap Aysel Akkanat’ın öykü ve köşe yazılarının derlemesiyle oluşmuştur. Aysel Akkanat’ın yazı dili insana uzak durmayan samimi dokunan bir yazı dilidir. Seçtiği konular hepimizin günlük yaşamında sıkça aklına gelen üzerine konuşmak fikir yürütmek istediği konulardır. Bu da kitabı okurken kendinizi çok rahat hissetmenizi ve tabiri caizse kitabın içine girmenizi kolaylaştıracaktır. R.Aysel Akkanat öykülerinde klasik Türk hikayeciliğinin geleneksel dokusunu hissettiriyor. Aysel Akkanat’ın yazılarında ise insanın ruhuna dokunan naif bir dil söz konusu mesela “ Nasıl da bizi bize yansıtacak aynalardan utanan hallerdeyiz. Altımızda durmaksızın kayan bir kum tepesinde oturuyoruz. Kıyametler kopuyor! .. Harflerimizde, kelimelerimizde. Yazdıkça yıkılıyor cümlelerim. UTANIYORUM...” gibi insana tesir bırakan ifadelerden oluşuyor bu çok özel eser. Ve son söz Aysel Akkanat’ın kitabında yazdığı şu cümleden “Merak ediyorum; bu bahar kimlerin adımları hayallerinin rüzgarına kapılıp, "başka" yollara düşecek?” yola çıkarak diyorum ki. Bu bahar bu kitabı okuyanların zihninde hangi yollar açılacak acaba iki kapak arasındaki bu değerli eseri mutlulukla okumanız dileğiyle. Değerli yazarımız Aysel Akkanat’ın ilk olan ama son olmadığını bildiğimiz nice güzel eserine inşallah. Büyük eserler ortaya koyacağına inandığım Aysel Akkanat’ın ilk kitabının önsözünü yazmanının mutluluğu ve bol okumalı zamanlar ümidi ile.. “

Dalgakıran

Cansu Canan Özgen’in İlk Romanı Dalgakıran Çıktı Ekranlardan tanıdığımız başarılı sunucu Cansu Canan Özgen sunuculuk kariyerine yazarlığı da ekleyerek emin adımlarla ilerliyor.   Canan Özgen bu defa usta işi ilk romanla okurlarının karşısına çıkıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan ve Dalgakıran adını taşıyan roman  Jülide adlı güçlü bir kadın üzerinde yükseliyor. Birbirinden ayrı görünen ama aslında saç örgüsü misali iç içe geçmiş ortak yaşanmışlıkların yarattığı psikolojik atmosfer  okuru kuşatıyor. Cansu Canan Özgen, edebiyatın gücüyle insanı kendi hayatı üzerine düşünmeye itiyor.

Ne zaman biter fırtına? Deniz durulunca mı, sen limana varınca mı?

 Gıpta edilecek bir sevgilisi, zengin bir yaşamı, tıkır tıkır işleyen bağımsız bir düzeni ve arada yoklayan migren dışında hiçbir sıkıntısı olmayan başarılı işkadını Jülide Develi bir sabah gözlerini evinin terasında, kendini boşluğa bırakmak üzereyken açar. Ancak oraya nasıl geldiği ve neden bu intihara teşebbüs ettiğine dair hiçbir fikri yoktur.

 Jülide bu travmatik deneyimin nedenini bulmak için uğraşırken bir kendini keşfetme yolculuğuna çıkar. Yolu beş benzemez yabancıyla kesişir ve umulmadık duraklara ulaşır. Bu ortak yolculukta Jülide, herkesin geçmişinin aslında halen bugünde yaşadığını fark edecektir.

 Dalgakıran, Cansu Canan Özgen'in geniş bir yelpazedeki deneyim ve birikiminden süzülüp kuvvetli kalemi ve canlı anlatımıyla harmanlanan usta işi bir ilk roman. Psikolojik gerilim, polisiye ve dramanın sularında yüzüyor, sinematografik kurgusuyla merak, şefkat, öfke ve sürprizin gelgitlerini yükseltiyor.

DÜNYA GÜZELDİR HÂLÂ

BEJAN MATUR’un  DÜNYA GÜZELDİR HÂLÂ adlı şiir kitabı Everest Yayınları’ndan çıktı. Bejan Matur uzun bir aradan sonra ‘Dünya Güzeldir Hâlâ’ adlı şiir kitabıyla okurun karşısında. ‘Dünya Güzeldir Hâlâ’ bir yanıyla Matur’un tanıdığımız şiir diline ve imgelerine yaslanırken; diğer yanıyla yaşadığımız zamanın içine sıkışan insana unuttuğu öz’ü, acıyı aşarak, hatırlatma gayreti:

“elbette gül bahçeleri gömülü kalbimizde.                                                                 

paslanmış beşiklere yaslanıp açan                                                                                

 inatçı güllerden bir neşe.”

MIRMIR OSMAN

FANTASTİK EDEBİYATIN KRALİÇESİ NAZLI ERAY’IN  BEKLENEN ROMANI ÇIKTI: “MIRMIR OSMAN”

Nazlı Eray’ın uzun zamandır beklenen romanı “Mırmır Osman” Everest Yayınları Resimli Hikâyeler dizisinden çıktı.  Nazlı Eray okurlarının yakından tanıdığı kahramanlar Osman ve Nazlı bu macerada Mona Lisa ve Marilyn Monroe ile Şişhane Yokuşu’nda bir araya geliyor. Osman’ın geçmişe Nazlı’nın ise geleceğe yolculuk yaptığı küçük mahallede yine akıl almaz şeyler oluyor.

“Elimden tut, atla çerçeveden aşağıya,” dedi Mona Lisa.

O an galeri tenhaydı. Kimseler yoktu etrafta.

Osman tablodan aşağıya atladı. Mona Lisa’yı iki elinden tutup dışarıya çekti. O da tablodan çıkmıştı.

İllüstrasyon: Oğuz Demir

TALAN ŞİİRLERİ

Hilmi Yavuz’un Talan Şiirleri adlı kitabı Everest Yayınları’ndan çıktı. Hilmi Yavuz dört yıl aradan sonra ‘talan şiirleri’yle okurun karşısında. Yavuz, şiirlerini daima bir izlek üzerine inşa etti. O izleği ‘dilden kopan bal örgüsü söz’ün geniş çeperiyle kuşattı.

‘talan şiirleri’, şairin önceki iki kitabıyla birlikte oluşan bir öbekle düşünülmeli: ‘yara şiirleri’ ve ‘lânet şiirleri’yle...

Bir şairin dünyada artık ‘şairane barınmak’ dediği alanın yok oluşuyla; lirik bir medeniyetin yok oluşunun ortak izleri ‘talan şiirleri’:

“işte bu son talanı ömrümüzün;

aşklar, acıya emanet.

dahası, yok bahası

satıldı erguvanlar…

- nedir bu?

- eskiler söyledilerdi:

‘inkırâz-ı bahârân’...

bilen anlar.”

Müzik Dünyası

Öyküm Sezen’den 2020'ye AĞIT

Türkiye'de ilk yerel radyo ve Tv çalışmalarını başlatan ve bir cok ünlü isimle birlikte çalışan ÖYKÜM SEZEN ilk teklisi " ÇAYA İNDİM TAŞI YOK " ile uzun yıllar hizmet verdiği müzik sektörüne yorumcu olarak giriş yaptı. Türk Halk Müziği'nin unutulmaz eserlerinden " ÇAYA İNDİM TAŞI YOK " 2020 yılında depremlerde, sel felaketlerinde,terörde ve pandemi nedeniyle yitirilen insanlara hitaben ağıt olarak yorumlandı. ÇİMEN'S YAPIM etiketi ile usta sanatçı MAZLUM ÇİMEN prodüktörlüğünde çıkan eserin aranjörlüğünü müzisyen ve yorumcu NİDA ŞAN üstlenirken, klibin yönetmenliğini KUBİLAY KASAP yaptı. Dostları ile birlikte" gönül işi" bir çalışma olarak adlandırdığı ÇAYA İNDİM TAŞI YOK eserini MAZLUM ÇİMEN dinlemem için bana önerdiğinde tüylerim diken diken oldu ve bu eseri ağıt olarak yorumlamak istedim diyen ÖYKÜM SEZEN, " 2020 bizi yalnız bıraktı ve çok insan kaybettik..Kayıplarıyla unutulmayacak, yalnız bir yıla biz de bir ağıt gönderdik".