Futbolu seviyorum!

Hele hele de, güzel, hoş davranışlar, centilmenlik örnekleri, fair davranışlar görmüyor muyum, iyiden iyiye keyifleniyor, mutluluğu doruklarda yaşıyorum.
Geçtiğimiz hafta oynanan Torku Konyaspor Kasımpaşa maçında yaşanan olay, sanırım fair-play olayında tam bir zirve…
Her ne kadar unutamayacağımız kadar yakın, yani daha çok yeni yaşanmış olsa da kısaca bir hatırlayalım dilerseniz.
Maçın ilk yarısının ortalarında, ikili bir mücadelede Kasımpaşalı Babel yere düştü ve kaldı, Konyaspor kalecisi topu dışarı atmak isterken takım arkadaşı topu göğsüyle kontrol etmek istedi ve bıraktı. Seken topu alan Kasımpaşalı Donk uzaktan vurdu ve top ağlara gitti. Tribünlerden yükselen ıslıklar, Konyalı oyuncuların, “Biz oyunu bıraktık, siz gol attınız” tepkilerine karşın, hakem Mete Kalkavan top oyunda olduğu için golü vermek durumunda kaldı.
Bu sırada Donk'u kulübeye çağıran Şota, başlama vuruşu sonrasında Konyalı oyuncuların önünü açarak gol atmalarına izin verilmesini istedi. Yapılan santrada Hasan Kabze tek başına Kasımpaşa yarı sahasını geçti ve topu boş kalenin çizgisinden geçirip, skora denge getirdi. Bu davranış doğal olarak tüm tribünlerden alkış aldı.
Buradan ben de Şota hocaya Kasımpaşalı tüm oyunculara yürekten alkışlarımı gönderiyorum. Tebrikler, yaptığınız bu hareket, tüm dünya spor gündeminde yankı buldu. Kanımca bu davranış, bu yılın fair-play ödülüne aday gösterilir ve fevkalade bir şey olmaması halinde de, ödülü hakkıyla alır.
Şimdi bu fair davranışın kandına bir bakalım. Kasımpaşa kulübü; Lig’de ilk yarı performansıyla alkışı hak etmesine karşın, ikinci devrenin hayal kırıklığı olan Mavi Beyazlılar, ardı ardına aldığı kötü sonuçlarla orta sıraların altına doğru düştüler. Çok çok az da olsa korku yaşama noktasındalar. Tüm bu kötü çizgi, bu maçın ardından, bu tarihi fair-play davranışını sergileyen Şota Arveladze’nin istifa etmesine kadar gitti. Yani, ‘kasabın yağ, keçinin de can derdinde’ olduğu bu ortamda, istifa noktasındaki bir teknik adamın böyle bir davranış sergilemesi, çok ciddi anlamda takdire şayandır. Bir kez daha ve canı gönülden kutluyor, alkışlıyorum bu olayı. Diliyorum ki, bu tür olaylar artsın, yoğunlukla yaşansın ve biz de dile getirip takdirlerimizi sunalım…
Evet bir tarafta böyle güzel davranışlar sergilenirken, bir diğer tarafta kazanmak için her şeyin mübah olduğunu düşünen emek hırsızları da var. Değil faul yani, fiziki temas, rakibinin gölgesinin iz düşümünü bile görmeyen adamlar kendilerini yerden yere atıp, hakemleri kandırma hesapları yapıyor.
İşte bu ikilemleri, farklı renk ve karakterleri, velhasıl her yönüyle seviyorum şu futbolu.
Kalın sağlıcakla…