Genel

Yeni Türk Ticaret Kanunu-2

Abone Ol

Yeni Türk Ticaret Kanunu/2

GEÇTİĞİMİZ HAFTA SONU, HER YIL ÜLKEMİZİN ÇOK ÖNEMLİ KONULARINI TARTIŞMAK ÜZERE BEYİN FIRTINALARI DÜZENLEYEN AVRASYA BİR VAKFI, BU YILKİ TOPLANTIDA “YENİ TÜRK TİCARET KANUNU”NU MASAYA YATIRDI. “AVRASYA BİR VAKFI’NDA BEYİN FIRTINASI: YTTK” BAŞLIKLI YAZIMIZIN İLK BÖLÜMÜNDE DE BELİRTTİĞİMİZ GİBİ, YENİ YASANIN OLUMLU GETiRiLERi VE OLASI SIKINTILARI KONUNUN UZMANLARI TARAFINDAN DİLE GETİRİLDİ. BEYİN FIRTINASI’NIN SORU-CEVAP BÖLÜMÜNDE SÖZ ALARAK ÇOK ÖNEMLİ AÇIKLAMLAR YAPAN AYDIN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. MÜJGAN İZMİRLİ, “YENi TüRK TiCARET KANUNU”NUN TELİF OLMAKLA BiRLiKTE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE TERCÜME OLDUĞUNU, MECLİS’E GELMESİ ÖNCESİNDE ÇOK CİDDİ BİR HAZIRLIK SAFHASI YAŞANDIĞINI”, ANILARIYLA BİRLİKTE ANLATTI; İZLEYENLERİ BİLGİLENDİRDİ.

13 Ocak 2011 tarihinde TBMM’nde kabul edilen Yeni Türk Ticaret Kanunu (YTTK), 14 Şubat 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı ve 1 Temmuz 2012 tarihinde de yürürlüğe girecek. Yeni yasamızın, şirketlerimizin kurumsallaşması, şeffaflaşması, sürdürülebilirlik ve rekabet gücü kazanması, kamu güveninin oluşması açısından Türk iş hayatına çağdaş düzenlemeler getirdiği savunulsa da, ilerde telafi edilemeyecek mağduriyetlere yol açmaması açısından, geç olsa da, eleştirileri dikkate almak gerekir görüşündeyiz. Çünkü, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun, her ne kadar, Türk ticaret hayatı dikkate alınarak, uzun hazırlık dönemi sonrasında kaleme alınmış telif bir metin olduğu savunulsa da, hazırlık aşamalarına katılmış, katkıda bulunmuş bilim insanlarımızın da belirttikleri gibi, YTTK, önemli ölçüde tercümedir. Bu nedenle, uygulamada, yasa koyucunun bütün iyi niyetine rağmen, hiç de hesapta olmayan mağduriyetlere neden olabilir. Eleştiriler de bu kaygılardan kaynaklanıyor. YTTK, Türk şirketlerinin şeffaflaşmasını, sağlıklı büyümesini ve geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak önemli bir değişim ve uyum projesi olarak Türk ticari yaşamının geleceğini şekillendirecek.

Ticaret hayatımıza getireceği düzenlemelerle şeffaflık, denetlenebilirlik ve güvenebilirlik açısından çağdaş düzeyi yakalama imkanı sağlayacağı savunulan YTTK’da, kurumsal yönetimin, halen halka açık şirketler için öngörülen kurallar bütünü olmasına rağmen, aslında tüm işletmelere uygulanması gereken ‘yatırımcıya güven verme, sürdürülebilir gelişme sağlama’ düşüncesi ağır basıyor. Bu düşünceyle, Türk ticaret hayatında rol alacak herkesin, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS)’nı bilmesi ve buna uygun bağımsız denetim, kurumsal yönetimin gerekliliği olan iç kontrol ve risk yönetimi gibi bir takım uluslararası standardı Türk standartları olarak benimsemesi ve uygulanması gerekiyor. Görüleceği gibi, YTTK, ticaret hayatımıza çok köklü değişimler getirmekte. Böylesine köklü değişiklikler yaşanacak bir uyum sürecinin, ticaret hayatında rol alan oyuncuların canını yakacak yol kazalarına neden olmamasını diliyoruz. Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç’un bu yasa konusunda endişelerini içeren bir mektup yazmak durumunda kalmış olması, YTTK’ın muhatabı olan kesimde bir takım kaygılar yaşandığının göstergesidir. Geçtiğimiz hafta sonu, her yıl ülkemizin çok önemli konularını tartışmak üzere beyin fırtınaları düzenleyen Avrasya Bir Vakfı, bu yılki toplantıda “Yeni Türk Ticaret Kanunu”nu masaya yatırdı. “Avrasya Bir Vakfı’nda Beyin Fırtınası: YTTK” başlıklı yazımızın ilk bölümünde de belirttiğimiz gibi, yeni yasanın olumlu getirileri ve olası sıkıntıları konunun uzmanları tarafından dile getirildi. Beyin Fırtınası’nın soru-cevap bölümünde söz alarak çok önemli açıklamlar yapan Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Müjgan İzmirli, “Yeni Türk Ticaret Kanunu”nun telif olmakla birlikte önemli ölçüde tercüme olduğunu, Meclis’e gelmesi öncesinde çok ciddi bir hazırlık safhası yaşandığını, kendi anılarıyla birlikte anlattı; izleyenleri bilgilendirdi. Yazı dizimizin bu bölümünde, Avrasya Bir Vakfı’nda konuyla ilgili olarak düzenlenen beyin fırtınasına dinleyici olarak katılan, YTTK’nın hazırlık çalışmalarında yer almış olan Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Müjgan İzmirli’nin görüş ve değerlendirmelerinin, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yoğun olarak tartışıldığı bugünlerde çok önemli yol gösterici olacağına inanıyoruz:

“YTTK TELİF OLSA DA ÖNEMLİ ÖLÇÜDE TERCÜMEDİR” “Ticaret hukuku profesörüyüm. Eski ve yeni ticaret kanunlarını eline alıp üzerinde epeyce çalışanlardanım. Kanunun Meclis alt komisyonunda görüşülmesi aşamasında da Türkiye Barolar Birliği adına alt komisyon çalışmalarına katıldım. Aşağı yukarı 4-5 aylık süre içinde Sayın Ünal Tekinalp Kamu Komisyonu Başkanı olarak yer aldı. Alt komisyon Başkanı şimdi Çorum Belediye Başkanı olan Muzaffer Külcü Bey’di. Onlarla birlikte uzun soluklu bir çalışma yaptık. Ben öncelikle kanunun hazırlıksız, hiçbir inceleme yapılmadan, ciddi bir araştırma mahsulü olmadığı yönündeki eleştirilerin biraz haksızlık olacağını düşünüyorum. Çünkü bu kanun Meclis alt komisyonuna gelmeden önce beş yıla yakın bir süre üzerinde Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi... (Ben o sıralar yurtdışındaydım; katılamadım bu çalışmalara) davet hemen herkese yapıldı ve buradaki hocaların katkılarıyla hazırlandı. Hemen her alanda uluslararası anlaşmalar, sözleşmeler, mevzuat, yargı kararları, uygulamalar tercüme edildi. Teliftir belki, ama önemli ölçüde tercümedir Yeni Türk Ticaret Kanunu. Geriye baktığımızda, bunların binlerce sayfalık tutanakları var. Zannederim Ünal Tekinalp Hoca, bunları da yayınlamak niyetinde. Çünkü kanun koyucu neyi düşünerek, hangi amaçla bu hükmü bu şekilde yazdı, bunların üzerinde çok ciddi duruldu.

Meclis alt komisyonunda her madde üzerinde, burada Muzaffer Külcü’ye ticaret hukukçularının müteşekkir kalması gerektiğini düşünüyorum. Her maddede Ünal Tekinalp Hoca’ya tek tek, ‘Hocam bu maddeyi niye böyle yazdınız? Şöyle düşünülemez mi? Orada ben gerçekten müdavimi oldum bu toplantıların. Sonuçta Ünal Tekinalp ile ben kaldık, diğer davet edilen kurumların temsilcileri arasında. Bu arada Müşavirler Odası’ndan, Barolar Birliği’nden, Bankalar Birliği’nden, Sigortalar Birliği’nden ilgili herkes davet edildi.. Onlar kısmen geldiler. Bazen biriki toplantıya katıldılar, daha sonra hiç gelmediler. Sonuçta, dışarıdan Ünal Tekinalp Hoca ve ben kaldık. Ve orada ciddi bir tartışma yaşandı. Benim de, zaman zaman, elbette eleştirdiğim çok ciddi konular oldu. Mesela kollektif şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler eski kanundan bütün yanlışlarıyla birlikte alınmıştır. Dolayısıyla, bu konudaki eleştiri hakkımı saklı tutuyorum. Çünkü, bunu kabul ettirmek zordu. ‘Bu madde buradan tümüyle kalkmalı, çünkü, şurada bu maddenin aynısı var’ dediğimiz zaman, Ünal Tekinalp Hoca dedi ki, ‘madde tesanüdü bozulur’; onu oradan kaldırdığımız zaman bütün iç atıfları değiştirmemiz lazım.’ Dolayısıyla, hiç anlamsız gerekçeyle oradaki bazı gereksiz maddeleri kaldıramadık. Ama bunun dışında ben, bir anlamda, Sayın Kabataş’a cidden katılıyorum. Şov yapmak için, ilgi çekmek için, bu konudaki ortaya çıkabilecek çeşitli ihtilaflarda öne çıkabilmek için sansasyonel ve yanlış bilgilerle kişiyi paniğe kaptıran bir grup var. Ben ticari işletme kısmını kesinlikle çok net biliyorum, çok ciddi değişiklik yok. Ne var orada? Rekabet hukukuna ilişkin yeni gelişmeler dikkate alınarak, haksız rekabet hukukunun son geliştiği noktadaki esaslar kanuna konulmuş. Bunun dışında ciddi bir değişiklik yok. Kıymetli evrak hukukunda da hiçbir değişiklik yok; çünkü Cenevre Sistemi’nden vazgeçmeme gibi bir eğitim ortaya çıktı. Dolayısıyla orada da önemli bir değişiklik yok. Asıl değişiklik deniz ticaret ve taşıma hukukunda; yeni ve olumlu bir gelişmedir..”

ASIL ÖNEMLİ OLAN KISIM, ŞU ANADA DA TARTIŞILAN KISIM; ŞiRKETLER HUKUKU KISMI.. “Sigorta hukuku ve deniz ticaret hukukunda ise zaten artık uygulanma imkanı kalmamış uluslararası sözleşmelerde farklı biçimlerde uygulanan maddelerde yer değiştirildi. Asıl önemli olan kısım, şu anada da tartışılan kısım; şirketler hukuku kısmı.. Burada ciddi değişiklikler var. Tek şahıslı şirketin gelmesi, cidden çok tartışılan bir konu. Daha önce İsviçre hukuku’nda vardı bu, ama AB hukukunda ‘tek şahıslı şirket’ kavramı.. Bu da, tabii şirket dememek lazım belki de. Şirket şerik, ortak..ortaklıktan geliyor, ama oradaki şirket kavramı belki şunu ifade etmek için yerinde: Bu şirketi anonim şirket olarak tek şahıslı kurarsınız, ama payınızı bir başkasına devrederek bunun iki şahıslı şirket olmasını sağlarsınız. Yahut, limited şirketi tek kişi olarak kursanız, bir kısım payınızı bir başkasına devrederseniz şirket noktasına gelir. Bu ciddi bir değişiklik. Tek kişilik yönetim kurulu ciddi bir değişiklik.

Bunun dışında çok eleştirilen şirket sözleşmelerinin tektipleşmesine neden olacağı konusunda endişeler yaratan bir takım hükümler var. Fakat, asıl tartışılan, bu denetim mekanizması.. Denetim mekanizmasını ben şeffaflık, fotoğrafı doğru görme olarak değerlendiriyorum; kanunda da bu şekilde ifade edilmiştir: “Dürüst resim ilkesi.” Yani, “Dürüst resim ilkesi” gerçek durumu ortaya koymak için meydana getirilen bir yapıdır. Orada çok da hoş bir hikayeyi söylemiştir Ünal Tekinalp Hoca; biraz korsan bildiri oluyor, ama özür dileyerek devam ediyorum.. İşte, “Dürüst resim ilkesi” nedir?.. Gerçek durumu ortaya koymak için getirilen bir yapıyı küçük bir fıkra ile anlattı, Tekinalp Hoca.. Kaptan seyir defterine hergünkü olayı yazarken, orada diyor ki: ‘makinist bugün sarhoştu’. Buna çok alınan makinist, kendisinin tuttuğu kayıtlara not düşüyor: “Kaptan bugün sarhoş değildi.’ Yani hergün sarhoş, bir o gün sarhoş değildi gibi anlam.

YTTK ELEŞTİRİLEBİLİR, AMA… İşte orada dürüstlük ilkesi, bu tip yanlış anlamalara yahut eğilip bükülmeye meydan vermeyecek biçimde, bir şirketin mali portresinin o beyannamede bulunması. Zaten bu bizim menfaatimize, sermaye piyasası hukukunda yer almış olan ilkeler. İşte, tek düze muhasebeye geçilmiş bir dönem. Ben, muhasebe konusunda bilgi sahibi olmadığım için yanlış bir şey söylemek istemem. Ama bağımsız denetim kuruluşları zaten sermaye piyasası hukukuyla hukukumuza gelmiş. Eleştirebilir, ama ben, günümüz şartlarına uygun, yürürlüğe girdiği takdirde öyle para, hapis gibi cezalarla kişiyi köşeye sıkıştırmayacak, kişiyi ticaret hayatına atıldığına pişmanlık duyacağı noktaya kesinlikle getirmeyecek bir düzenleme olarak düşünüyorum.

Hukukumuzdaki çek konusundaki cezai müeyyideleri hapis cezası olmaktan çıkarılmış, para cezası belirli bir noktayla sınırlanmaya çalışılıyor. Anayasa, bir sözleşmeden doğan bir mükellefiyetini yerine getirmediği için, hürriyetinden mahrum edilemeyeceğine ilişkin bir hükümle güvence altına almış, ama elbette yapılan yanlışlar ciddi kamusal zarara neden oluyor ise, hatta, ben şunu anonim şirketler hukukunun temel esası olarak söyleyebilirim, anonim şirketlerde mevcut pay sahiplerinin menfaatleri önemlidir, ama müstakbel pay sahiplerinin menfaati, şirket tüzel kişilerinin menfaati bunların önünde gelir. Bunlara zarar veriyorsa, elbette cezai müeyyide uygulanır diye düşünüyorum.” Yeni Türk Ticaret Kanunu”nun özet olarak değerlendirirken, uygulamanın içinde bulunmuş saygıdeğer bir hocamızın şu sözlerini mi hatırlamamız gerekiyor: “Avrupa’nın 300 yılda yaptığını biz 3 yılda yapmaya çalışıyoruz” Köklü değişiklikler, her zaman uzun soluklu tartışmalara neden olmuştur.

PROF. DR. MÜJGAN İZMİRLİ: YTTK TELİFTİR, AMA ÖNEMLİ ÖLÇÜDE TERCÜMEDİR” Ben öncelikle kanunun hazırlıksız, hiçbir inceleme yapılmadan, ciddi bir araştırma mahsulü olmadığı yönündeki eleştirilerin biraz haksızlık olacağını düşünüyorum. Çünkü bu kanun Meclis alt komisyonuna gelmeden önce beş yıla yakın bir süre üzerinde Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Gazi Üniversitesi... (Ben o sıralar yurtdışındaydım; katılamadım bu çalışmalara) davet hemen herkese yapıldı ve buradaki hocaların katkılarıyla hazırlandı. Hemen her alanda uluslararası anlaşmalar, sözleşmeler, mevzuat, yargı kararları, uygulamalar tercüme edildi. Teliftir belki, ama önemli ölçüde tercümedir Yeni Türk Ticaret Kanunu.

Haber: M.Kemal SALLI