3. Dünya Savaşı

Abone Ol

Genişletilmiş BOP coğrafyasında yaşanmakta olan gelişmeleri değerlendirirken,

Öngörülerimizde haklı olduğumuz, yorumlarında son derece dikkatli olmasıyla tanınan Financial Times'ın geçen günkü (24 Mart) değerlendirmesiyle doğrulanmış oldu:

Kuzey Afrika’dan Afganistan’a uzanan Genişletilmiş BOP coğrafyasında yaşanmakta olan gelişmeleri değerlendirirken,

Öngörülerimizde haklı olduğumuz, yorumlarında son derece dikkatli olmasıyla tanınan Financial Times'ın geçen günkü (24 Mart) değerlendirmesiyle doğrulanmış oldu:

Financial Times, bu girişten sonra

Financial Times, I. Dünya Savaşı'nın çıkış nedeni olarak gösterilen Arşidük Franz Ferdinand'ın öldürülmesinden hareketle, Güney Kıbrıs'taki krizin 3.Dünya Savaşı'na neden olabilaceği uyarısı yapıyor.

Dünyanın finansal piyasaları üzerinde son derece etkili bir yayın organı olması nedeniyle, Financial Times'ın, 3. Dünya Savaşı'nın Güney Kıbrıs kriziyle başlayabileceği uyarısını çok geç kalmış bir değerlendirme olarak görmekteyiz.

3. Dünya Savaşı'nın miladı, Güney Kıbrıs krizi değil, 11 Eylül 2001 günü yaşanan ya da yaşatılan İkiz Kuleler şoku ve G.W. Bush'un

3. DÜNYA SAVAŞI’NIN NEDENİ DE HEDEFİ DE BELLİDİR.

11 Eylül 2001 İkiz Kuleler şoku ile başlatılan 3. Dünya Savaşı’nın nedenleri de hedefleri de bellidir. Amerikalı ideologların hazırladıkları 5 bin devletçikten oluşan yeni bir dünya atlası oluşturmak, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin kriz öncesi performanslarını yakalayabilmeleri için en çok ihtiyaç duydukları ve duyacakları enerji kaynaklarını ve dağıtım yollarını kontrol altına almaktır.

Kuzey Afrika'dan Afganistan'a uzanan ve çoğunluğu Müslüman olan coğrafyada renkli, çiçekli

İnsanları gerçeklerle yüzyüze geldiklerinde şok yaşamalarını önlemek amacıyla medya aracılığı ile alıştırma yapılıyor olabilir, ama bu, yaşamakta olduğumuz küresel kargaşanın bir dünya savaşı olduğu gerçeğini unutturamaz.

Güney Kıbrıs'ta yaşanmakta olan kriz uluslararası jeopolitik hesapların su yüzüne çıkmasına, daha da belirginleşmesine neden olmuştur, ama Financial Times'ın iddia ettiği gibi, 3. Dünya Savaşı'nı tetikleyecek bir gelişme değildir.

Toplam milli geliri 18 milyar Euro civarında olan bir ada devletçiğinin 3. Dünya Savaşı'na neden olabileceği inandırıcı değildir, ama adanın güneyinde geçen yıl varlığı kesin olarak saptanan 20 trilyon metreküplük doğalgaz rezervi, küresel çapta bir çatışmaya yeni boyutlar kazandırabilecek bir servettir.

2001'de G.W. Bush'un "Haçlı Seferleri başladı!" çığlıklarıyla başlatılan ve BOP coğrafyasındaki 22 Müslüman devletin sınırlarını değiştirmeyi de hedefleyen operasyon başlatıldığında, 2008 yılında su yüzüne çıkacak olan ve bütün ekonomileri olumsuz etkileyerek ellerini kollarını bağlayacak olan küresel ekonomik krizin bütün koşulları oluşturulmuştu.

Güney Kıbrısta yaşanmakta olan kriz, küresel krizin çok küçük bir versiyonudur.

Euro krizinin patlamasından bu yana Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası(ECB) ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) oluşan troyka, Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'den sonra Güney Kıbrıs'a da yardım için kolları sıvadı, ama bazı koşulları vardı. Bankalardaki mevduattan önemli oranda vergi alınacaktı!

Aslında hedef, 1990'da Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra adaya akmış olan Rus mafyasının ve oligarkların 80-90 milyar Euroyu bulan servetiydi. Rum yönetiminin krize AB/IMF dışında bir çözüm bulması, dolayısıyla Kıbrıs’ın güneyindeki doğalgaz yataklarına dışardan bir ortak alması istenmiyor.

IMF EURO BÖLGESİNDE DE ETKİLİ

Euro bölgesindeki ekonomik krizlerin çözümünde parayı IMF ve ECB veriyor, ama yardım karşılığında uygulanacak istikrar programının koşullarını "dünyanın ekonomik jandarması" IMF belirliyor. Euro bölgesinde IMF'nin bu derece söz sahibi olması, ABD yatırım bankaları ceoları tarafından kurgulanmış olan küresel kriz sayesinde mümkün olabiliyor.

Çünkü küresel kriz, yalnızca, vahşi kapitalizmin doğal sonucu olarak ortaya çıkmış bir olgu değildi. Bütün dünya ekonomilerini olumsuz olarak etkileyen kriz, özel olarak eğitilmiş Amerikan yatırım bankaları ceoları tarafından ve FED'in bilgisi dahilinde yaratılmıştı. Küresel krize neden olarak gösterilen ve "batırılmasına izin verilemeyecek kadar büyük olan" Amerikan yatırım bankaları devlet eliyle kurtarılmış, fakat bir tek yöneticisi ceza almamıştı.

Küresel kriz, özel olarak yetiştirlmiş yatırım bankaları ceoları tarafından kurgulanan Mortgage sistemi ve kağıt üzerinde üretilen trilyon dolarlarla ifade edilen sanal değerlerin, hedge fonların tüm dünyaya pazarlanması sonunda oluşan balonun patlamasıyla su yüzüne çıkmıştı.

3. DÜNYA SAVAŞI 11 EYLÜL 2001’DE BAŞLADI VE DEVAM EDİYOR!

2008 Mayısında küresel kriz su yüzüne çıktığında Japonya'nın, Çin'in, Avrupa Merkez Bankası'nın kasaları ABD yatırım bankaları tarafından pazarlanmış sanal değerlerle doluydu.

Elleri kolları bağlanmış, siyasi ve ekonomik kararlarda ABD'nin çıkarlarıyla çatışmamaya özen gösterilmeye başlanmıştı.

Yeni dünya düzenini hayata geçirme operasyonları böyle bir ortamda başlatıldı. Güney Kıbrıs’taki krizin yeni bir dünya savaşına neden olabileceği uyarısı bu noktada pek anlam taşımıyor, çünkü 3. Dünya Savaşı 11 Eylül 2001’de başladı ve devam ediyor.

Bu genel tabloyu çizdikten sonra, Ortadoğu merkezli yaşanmakta olan küresel kapışma 3. Dünya Savaşı'dır; Güney Kıbrıs'ta yaşanmakta olan gelişmeler de, bu savaşın Akdeniz'e yayılmakta olduğunu göstergesidir diyebiliriz.

3. Dünya Savaşı devam etmektedir. Kıbrıs, tarihin her döneminde olduğu gibi, günümüzde de stratejik önemini korumaktadır. Ve orada, KKTC devleti sınırları içinde, Güney Kıbrıs'taki krizden bir şekilde etkilenebilecek soydaşlarımız yaşamaktadır. Hani şu, Annan Planı dayatmasıyla Rumlarla birlikte yaşamaya zorladığımız soydaşlarımız..