Beşiktaş'ın özellikle ilk devre Trabzonspor karşısında sergilediği oyun, sezonun en kötü oyunuydu.  Bunün en önemli sebebi, ligin 31. haftasında hakemlerin Beşiktaş'ın ipini çekmesiyle giden şampiyonluk umutlarının yerini karamsarlığa bırakmış olmasıydı. Futbolcular mental olarak sahada değildi. Kadro tercihi kağıt üzerinde ideal 11'le örtüşüyordu ama hesap edilmeyen bir durum vardı. İnanç...

Adem Ljajic, Atiba, Karius, Vida dışındaki oyuncuları maç boyunca olması gereken yerlerde göremedik. Bu tip maçlarda takımın beyni orta sahadır, beynini kullanmazsan yenemezsin. Beşiktaş'ta kenarda orta sahanın ofansif anlamda etkili oyuncuları Kagawa-Oğuzhan dururken, etkisiz Querasma ve Medel'in uzun süre oyunda kalması maçın gidişatını belirledi.  Atiba, sezon boyunca yaptığı gibi bu maçta da çok iyiydi ama iki defansif ön liberoyu birlikte oynattığınızda (Atiba-Medel) ileriye top taşıyamıyorsunuz. Özetle Atiba'nın yanında Dorukhan yoksa Oğuzhan olmalı bu net. Böyle olmadığı durumlarda orta kısımda maç boyunca çok yalnız kalan Ljajic istenilen düzeyde oyun kuramıyor. Şimdi bu oyuncu geriye gelip top mu alsın? İleri uca top mu taşısın? Kagawa-Ljajic ikilisini izlerken zevkli bir oyun ortaya çıkıyor keşke ikisini uzun süre izleyebilseydik. Sonuç olarak Trabzonspor, Beşiktaş'ın bu eksik yönünü iyi kullanarak, etkili oyunuyla özellikle orta sahada daha iyi oyun kuran ve top tutan kaliteli ayaklarıyla maçı almayı bildi. Bordo mavili ekipte sezon boyunca genelde iyi bir performans sergileyen Sosa, bu maçta orta sahanın yıldızıydı, Abdülkadir Parmak çok iyi işler yaptı. Trabzonspor'un kalecisi Uğurcan, bundan birkaç ay önce yalnızca gelecek vaadeden bir isimken artık kaleyi bırakmayacak bir güce dönüşüyor. Dikine ve yüksek isabetli pas oranıyla oynayan Trabzonspor maçı hakeden taraftı ve üç puanı aldı. 

Beşiktaş Trabzonspor maçları VAR'a bile gerek kalmadan sadece futbolun oynandığı maçlar olarak aklımızda kalıyor. İyi olan kazanıyor kötü olan kaybediyor, çünkü iki takımın da amacı oyunu ezmeden-çirkinleştirmeden futbol oynamak. Dün gece Trabzonspor iyiydi ve kazandı. Futbolu yakından takip eden kişiler olarak sahada görmek istediğimiz şeyler bunlar. Trabzonspor bu kadrosunu koruyabilir ve üzerine kaliteli birkaç takviye yaparsa gelecek sezon büyük işler yapabilir. 

Beşiktaş'ta ise artık bir devrin sonu geldi, takıma çok güzel başarılar yaşatan Şenol hocanın gitmesinin ardından yerini alacak isim, camianın özellikle taraftarın merak konusu. Kim gelir şu an bilemiyoruz ama, umarım yönetim yabancı bir hoca getirerek kendini ateşe atmaz. Bu takım son iki sezondur bitime bir-iki hafta kala şampiyonluk kaybediyor, elindeki tüm kredisini tüketmiştir. Yönetim üzerine düşeni yapmak için bir an önce harekete geçmelidir. Alanyaspor maçından sonra Sergen hocanın gözlerinin içi parlayarak Beşiktaş taraftarı hakkında konuşması, istenirse sıcak bakacağı izlenimi doğuruyor. Buna rağmen bazı isimler Sergen hocanın yaşına takılarak tecrübesiz ve genç olduğunu, düşünüyorlarmış!

Onlara buradan Sir Alex Ferguson'un bir tespitiyle seslenim... Usta der ki; 

“İstatistik mini etek gibidir, çok şey gösterir ama en önemli şeyi göstermez.” 

İşte o en önemli şey: Sergen hocanın Beşiktaş'a getireceği heyacandır, sinerjidir.