FIR HATTI NE DEMEKTİR ?

EGE'DE FIR HATTI HAKKINI NEDEN YUNANİSTAN'A BIRAKMIŞTIK??

FIR hattı, uluslararası uçuş güvenliğini sağlamak üzere oluşturulmuş uçuş haber alma bölgesidir. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü, sivil ve askerî uçakların güvenliğini sağlamak üzere birtakım uçuş bilgi bölgeleri oluşturmuş ve bu bölgelere giren uçakları bölgeden sorumlu olan merkeze bilgi vermekle yükümlü kılmıştır.

FIR içerisinde uçuş güvenliğinin sağlanması için gerekli olan her türlü hava trafiği kolaylığı, haberleşme olanakları, meteorolojik hareketler konusunda uyarıcı bilgiler, daha önce ICAO tarafından belirlenmiş olan ülke tarafından sağlanır.

Türk Yunan ilişkilerinde Ege anlaşmazlığına 1974’te dâhil olan diğer bir konu ise “Ege Denizi üzerindeki sivil havacılığın güvenli olarak yürütülmesini sağlayacak yükümlülükler”di. Havacılığın gelişmesiyle sivil havacılığın belirli bir nizam içerisinde yürütülmesi ve uçuş güvenliğinin sağlanabilmesi, uluslararası alanda ortak düzenlemelerin yapılmasını gerektirdi. Bu sebeple 1944’te Chicago Sözleşmesi ile Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) kuruldu. Bu sözleşme ile sivil havacılığın güven içerisinde sürdürülmesi için FIR (Flight Information Region, Uçuş Bildirim Bölgesi) olarak isimlendirilen denetim alanları oluşturuldu. 1952’de İstanbul’da ICAO tarafından düzenlenen toplantıda alınan kararla Ege’deki FIR sorumluluğu Yunanistan’a verildi.

Fır hattı sorumluluğunun Yunanistan'a bırakılması, Türkiye bu konuda masraf yapmamak için, Ege'nin uçuş güvenliğini Yunanistan'a bırakmıştı !!!

 Atina’nın FIR’ı zamanla bir hava egemenliği olarak görmesi ve bir hudutmuş gibi göstermesi üzerine bu hattın değiştirilmesi için Türkiye, ICAO nezdinde girişimlerde bulundu fakat bir sonuç elde edemedi. Türkiye’nin 1974’te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı da FIR hattı sorununda etkili oldu.

Ege’deki mevcut durumun Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmesi üzerine Türkiye, yayımladığı NOTAM [Notice to Airman (havacılara ilan)] ile Ege Denizi’nde kuzeyden güneye doğru bir çizgi çekerek bu çizginin doğusundan geçen hava ulaşım araçlarının (askerî uçaklar dâhil) bilgilendirme yapmasını istedi. Yunanistan da karşılık olarak Ege Denizi hava sahasını yabancı, sivil ve askerî uçuşlara kapatarak bölgeyi tehlikeli bölge ilan etti. Konuya ilişkin görüşmelerde 1980 yılına kadar herhangi bir sonuç alınmazken 1980’de Türkiye, 714 sayılı NOTAM’a son verdiğini açıkladı. Yunanistan da NOTAM’larını geri çekti ve bölge, hava trafiğine yeniden açıldı.