Türkiye’yi "dost görünümlü düşman" statüsünde değerlendiren, Doğu Akdeniz yetki alanı paylaşım mücadelesinde Türkiye’ye karşı Yunan tezlerin destekleyen, CAATSA yaptırımlarıyla amborgo uygulayan, parasını ödediğimiz halde F35’leri vermeyen ve proje ortaklığından çıkaran, Suriye’de terör örgütü YPG/PKK’ya ordu kurdurup her türlü araç, silah, mühimmat ve teçhizatla destekleyen ve benzeri birçok konuda mütttefikliğe aykırı davranan bir devlet olan ABD’nin öncülüğündeki NATO’ya Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine Türkiye “EVET” DEDİ.

Bazı diğer NATO üyesi ülkelerde de gördüğümüz gibi özellikle bu iki ülke Türkiye karşıtı her türlü teröre yardım ve yataklık yapmakta, Türkiye’den kaçan teröristlere kucak açamaktaydı. Hatta teröristlerle işbirliği yapan bu ülkeler yetmezmiş gibi Türkiye’ye yaptırım uygulamaktaydılar... Bu nedenlerle İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişine karşıydık ama Madrid zirvesinde bu kararımızdan vazgeçerek, mutabakat anlaşması imzaladık. Oysa, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğini kastederek, "Türkiye'ye yaptırım uygulayanların bu süreç içerisinde bir güvenlik örgütü olan NATO'ya girmelerine biz 'evet' demeyiz" diyordu. Ama bu iki ülkenin taleplerimizi kabul ettiğine dair mutabakat metni imzalandığı açıklandı. Olayın perde arkası nasıl gelişti bilmiyorum. Vardır herhalde bir sebebi... Bugüne kadar yaşadıklarımız Batı’lı ülkelere bu konularda pek güvenilemeyeceğini gösteriyor. İngilizlerin, “İngiltere’nin dostları yok, menfaatleri vardır” sözü batı mantığının en açık ifadesidir. Her şeye rağmen hayırlı olmasını diliyor, yine de tedbirli olmakta fayda görüyoruz. Yüzyıllardır Türkiye (geçmişte Osmanlı) karşıtı olduklarının unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdelena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in katılımıyla gerçekleşen dörtlü zirveden elde edilen somut kazanımları aşağıda aktaracağım.

• PKK ve uzantılarıyla mücadelede Türkiye’yle tam işbirliği.

• Terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede Türkiye’yle dayanışma sergilenmesi.

• PYD/YPG ve FETÖ'ye destek sağlamama taahhüdü.

• Savunma sanayii alanında ambargo kısıtlamalara gidilmemesi, işbirliğinin artırılması.

• İsveç ve Finlandiya’nın terörizmle mücadele ve savunma sanayii konularındaki ulusal mevzuatlarını ve uygulamalarını tadil etme taahhüdü.

• Terörizm ve örgütlü suçlarla mücadele alanında istihbarat paylaşımına ilişkin yapılandırılmış işbirliği mekanizması tesisi.

• Terör suçlularının iadesi konusunda somut adımlar atılması ve ikili düzeyde ahdi düzenlemeler yapılması.

• PKK ve uzantılarının ve paravan örgütlerinin para toplama ve eleman devşirme faaliyetlerinin yasaklanması ve bunların soruşturulması.

• Türkiye’ye yönelik terör propagandasının engellenmesi.

• Finlandiya ve İsveç’in PESKO (AB Daimi Yapılandırılmış İşbirliği Süreci) dahil AB güvenlik mekanizmalarına en geniş şekilde katılımının desteklenmesi.

• Bu adımların uygulanmasını denetlemek üzere Adalet, İstihbarat ve Güvenlik kurumlarının katılımıyla Daimi Ortak Mekanizma kurulması.