FİKRET HAKAN OYUNCULUĞU BIRAKIYOR MU…!

Abone Ol


Bunca yıldır hiç usanmadan dinlenmeden setlerdesiniz. Artık bir kenara çekilip emekli olmayı düşünmüyor musunuz?

Meslek hayatımın çok ilginç bir yerindeyim. Bir sene bekleyeceğim. Bu arada doğru dürüst bir dizi gelirse çalışmaya devam edeceğim. Gelmediyse İstanbul'daki evimi satacağım Bodrum'a yerleşeceğim. Orada kendi yağımla kavrulacağım. Kısacası mesleği bırakıyorum.

Neden mesleği bırakıyorsunuz bıkkınlık mı geldi?

Yok, doğru dürüst bir rol gelmezse ben ne yapayım? Bu saatten sonra ikinci, üçüncü sınıf dizilerde oynayacak halim yok ya. Daha da fazla beklemeye de gerek yok.Yıllarca kendi çapımda memleketin güzel sanatlarına emek vermeye çalıştım.

Siz mesleği bırakmayı düşünün,usta oyuncuya yeni teklifler var mı diye sorsam?

Yeni iki, üç tane senaryo geldi. Yani okurken utandım. Bu kadar kötü olabilir. Baktım edebiyatın 'E'si yok. Dedim, "Bunlar hiç mi roman okumadılar. Masal okumadılar. Hikaye okumadılar" Çalakalem yazıyorlar.

Eski oyuncularla bugünküler arasındaki farklar nelerdir?

Bizim zamanımızda star olmak çok zordu. Yıllarca emek vereceksin de 8-10 tane filmin tutacak ancak ondan sonra halk seni star olarak görürdü. Şimdi bir dizisi tuttu mu "Ben star oldum" diyor.  Seyirci adamın gerçek adını bilmiyor, dizideki ismiyle çağırıyor. Dizi bittimi starlığı bitiyor zaten. Minibüste giderken birden bire altına son model araba çekiyor. Zannediyor ki o para hep gelecek. Dizi bitince oluk da kesiliyor.

Her işi kabul etmeme gibi bir lüksünüz var mı? Yoksa geçmişte içinize sinmeyen işlerde de oynamak zorunda kaldınız mı?

Kendime mahsus bir kariyerim var. Onu bozacak olan işi ne olursa olsun kabul etmiyorum. Bu da bir nevi öz sansür demektir. Oysaki benim şimdi, 100 tane filmimden, hala oynayan 14 dizimden, TRT başta olmak üzere bütün özel kanallardan her ay gelecek gelirimle rahat yaşamam gerekiyor. Yani hani adalet nerede, hani sanatçıya olan sevgi, saygı koruma nerede?

Dizi yayından kalktığı an oyuncunun ruh hali nasıl oluyor?

Kardeşim, berbat oluyorsun tabi. Berbat oluyorsun ama kimseye belli etmemeye çalışıyorsun. Evinde oturuyorsun. Ben hiçbir zaman taksitle mal almam. Çünkü niye? Siz yapımcısınız, bir proje getirirsiniz bana, harika! "İşte ağabey senin etrafında şunlarda, şunlarda olacak? "Bir okursun bakarsın ki gerçekten çok iyi. Ama yapımcı orasından burasından sıkar. Yönetmen olması gerektiği kadar asılmaz. Bir takım aksilikler olur 10'uncu bölümden sonra çıkarıp atarlar. O insana başka kimse iş vermez. En az bir sene oturmak zorundasın.

Dünyaya bir daha gelseniz oyuncu olmak ister misiniz?

Tabii. Bir kere herhalde benim görevim buydu. Herhalde bunun için benim Batı'da başarılı olmam istenmedi. Çünkü eli kalem tutup da Türk Sinema tarihini yazabilecek benden başka insan kalmadı ki? Çoğu öldü. Bir ben kaldım. Demek ki diyorum benim görevim buymuş. Yaradan böyle buyurmuş. Çünkü benden başka edebiyatçı yok. Bu kitap çok ilgi gördü. Çetin Altan'dan Mehmet Barlas'a kadar çok ilgi gördü. Nesnel bir kitap öznel değil. Para kazanamıyorum ama manevi bir onuru var bunun. 54 sene de biriktirdim bütün dokümanları.

En çok canınızı yakan olay neydi?

Çok var. Hem fizik olarak çok beğenildiğim zamanlarda hem daha sonraki zamanlarda herkes beni Mustafa Kemal rolüne uygun görürdü. Hiç Mustafa Kemal'e benzemeyen at hırsızı gibi adamlara Mustafa Kemal'i oynattılar. Başka ne diyeyim yani? Ama üzgün değilim çünkü hep şablon Mustafa Kemal'ler yaptılar. Bir şeye de benzemedi o yaptıkları.

75 yaşındaki Fikret Hakan bir gününü nasıl geçirir?

Mutlaka uykumu alırım. İkincisi aburcubur yemeği hiç sevmem. Sabahları ılık ballı süt içerim. C vitaminlerimi mutlaka alırım. Yemeklerde de özellikle öğle yemeğinde ne yersem yiyeyim kanı sulandırdığı için mutlaka bir bardak kırmızı şarap içerim. Akşam hava kararmadan asla içki içmem. Akşam 8'den sonra iki kadeh viskimi içerim. Hiç içki ile boğuşmam.

 Maddi bir sıkıntınız yok değil mi?

Yok. Bakın ben kumar oynamam. Gece hayatım yoktur. Güzel hatun milletine para yedirecek biri de değilim!

Meslek hayatınızdaki başarınızı özel hayatınıza neden taşıyamadınız? Üç ayrılık ve biten ilişkiler var...

Çok büyük laflar ettim. 1958 yılında sevgilimden ayrıldığım zaman hata bendeydi. O dönem şımarık biri olmuştum. Askerlik dönüşü Türkiye'nin en güzel evliliğini yapacağımı düşünüyordum. Yukarıdan dediler ki: "Sen git askere gel göreceksin" (gülüyor)... Üç kere üst üstte yanlış evlilik yaşadım. Ayı yavrusu gibi yere düştüm. Bir daha hayatta büyük lokma ye, büyük laf söyleme dedim. Evlilik bizim gibi insanlar için nasırlaşmış bir konu... Evlilik, nasırlı bir deri gibi... Bütün genç meslektaşlarıma ders olsun, hayatlarına girecek kadının kıymetini bilsinler. Eğer ben hayatıma giren kadınlardan birinin değerini bilseydim olduğum yerden daha üstün yerlerde olurdum. O yüzden genç arkadaşlar saçlarına biryantin sürmeyi bıraksınlar. Hayatlarının insanını bulduklarında kıymetini bilsinler. Çünkü her şeyi yakalayabilirsiniz. Ama iyi bir kadına sahip olamazsınız.

Genç oyunculardan kimleri beğeniyorsunuz?

En az 7-8 oyuncu var beğendiğim... Ama isimlerini unutabilirim. Unutmayın büyük yönetmen olmadan büyük oyuncu çıkmaz. Bakın şimdi gençlerden ne kadar iyi yönetmenler var. Murat Aslan, Çağan Irmak gibi... Bunlar, 8-10 yıl içinde dünya çapında işlere el atacaklar. Sadece çok okuyup, çok araştırıp özellikle ülkenin sosyolojik yorumunu yapabilmeleri lazım. Bu arada senaristler kendilerine güvenmesin, eleştirilere kulak versin!
   
Televizyonda dizi furyası var. Siz de geçmişte büyük dizilere imza atmış bir oyuncu olarak bugünü değerlendirir misiniz?

Artık pek dizi izlemiyorum. Dizileri reklam alabilmek için 90 dakikaya çıkardılar. Beş günde çekeceksin montaj, dublaj yapacaksın. Yedi günde nasıl bitirirsin ki? Bu da kalitenin düşmesine neden oldu. Bence reklamları üç kuşağa indirip, dizileri 45-50 dakika arasında dondursunlar. Bu hem şirketlerin menfaatine olur, hem de seyirci dizilerden bıkma noktasına gelmez.

Diziler çıktıktan sonra biraz para kazanmaya başladık. Bu şu demektir, bir dizide oynarsan karnın doyar, oynamıyorsam açsın. Oyuncunun kaderi bu.Seyirci hem alkışlayan arena seyircisidir hem de öldüren boğadır. Onun için daha az sevilmeyi göze alacaksın, Ben hep öyle ayakta kaldım. Ama hep her yıl seyircinin karşısına yeni kimliklerle çıkacaksın. O zaman alışıyor senin seyircin.