2.nci dünya savaşı yıllarında bir gün…

Başkanlık karargahında bir istihbarat raporu masaya bırakılır.

Masa’da oturan Alman Devletinin Başkanı Adolf Hitler’dir.

Hitler rapora  uzun uzun bakıp inceler.

Masasına bırakılan istihbarat raporunda bir nokta dikkatini çekmiştir Hitler’in…

Fransa’da Sen nehri kıyısında üç Fransız gencinin bankta oturduğu yazılıdır raporda.

O sırada, az ötelerinde bir araç durur ve içinden bir Fransız generali inerek önlerinden geçip gider…

Gençler yere, generalin ayaklarına doğru tükürüp yarı kızgın ve alaylı bir şekilde gülerler.

Arkasından el kol hareketleri de yaparak alay ederler Fransız generalin…

Etrafta başka insanlarda vardır ve kimsenin itirazı olmaz bu duruma…

Hitler raporu bir daha, bir daha okur ve kararını verir.

Fransa’ya saldırı zamanının geldiğini düşünür.

“Savaşı yedekler kazanır, eğer yedek askerleriniz ve mühimmatınız yoksa kaybetmeye mahkumsunuz, Fransa yedek askeri olmayan bir orduya sahip” diye mırıldanır Hitler.

Kararını verir ve yazılı emri hazırlayıp altını imzalar..

FRANSA HAREKATI BAŞLASIN

***

Dış istihbaratlar gizli bilgilerine ulaşmak istedikleri ülkelerde kendilerine işbirlikçiler bulmaya çalışıp angaje olmaya çalışırlar.

Küçük bir bilgi büyük bir olayın nedeni olabilir. 

İstihbarat her koşulda, her ortamda ve her zamanda yapılması gereklidir. 

Varlığı sürdürmenin temelidir.

Ülkeler arası savaş süreklidir.

Savaşlar açık, yarı açık, kapalı, gizli farklı şekillerde yapılır.

Yabancı Misyon şeflerinin düzenlediği resepsiyonlar açık bilgi kaynakları olarak kullanılır.

Gazeteler, köşe yazıları, sohbet toplantıları, uluslararası fuarlarda yapılan toplantılar, kongre sunumları, v.b yazılı, görsel her türlü materyal açık istihbarat kaynakları olarak kabul görmektedir.

Bu nedenle istihbaratın da sürekliliği esastır.

***

İstihbarat yöntemleriyle ilgili şöyle bir örnek verilebilir.

Ülkemizde Amerikan modelli ROTARY, LİONS, MASON kulüpleri bulunmaktadır.

Bu kulüplerin merkezleri Amerika Birleşik Devletlerinde bulunmakta ve tüm dünyada faaliyet göstermektedirler.

Rotary kulüpleri sanayici kesime, Lionslar ise hizmet-ticaret sektörüne ağırlıklı olarak yönelmektedir.

Burada LİONSLARI örnek olarak vermek istiyorum.

ÖRNEK……LİONS...

Uluslar arası Lions Kulüpleri Birliği (ULKB) dir.

ABD’nin İllonis eyaletinde bulunan devasa büyüklükteki LİONS Merkez,i tüm dünyayı ahtapot kolları gibi sarıp yönetmek şeklinde bir faaliyet içerisindedirler.

Türkiye Cumhuriyeti onlar için T-U-R-K-E-Y ŞEKLİNDE KODLANMIŞTIR.

Kod numarası da 118dir.

TURKEY-118 kod numarası olup her harf ülkenin belli bir coğrafyasını temsil eder, Genel yönetmen tarafından yönetilir …

Her HARFE ait COĞRAFYA kendi içinde KESİM’LERE bölünmüştür…

Her KESİM kendi içinde BÖLGELERE

Her BÖLGE kendi içinde ŞEHİRLERE…

Her ŞEHİR kendi içinde KULÜPLERE ayrıştırılmıştır.

***

Bir yıllık Kulüp Başkanlığı Dönemi başında…

Başkan’a, Sekreter’e ve Muhasip üyeye İlliyonisten evrak çantası gelir.

İçinde kulüp bilgileri, kulübe yapılacak ödemeler, hediyelik eşya satışları ve yıl içinde yapılacak işlerle ilgili rapor farklı renklerde sayfalar şeklinde düzenekleri bulunur.

Raporlar aylık olarak yıl boyunca ne yapılmak isteniyorsa hazırlanıp sunulur ve onay gelmesi durumunda gerçekleştirmek üzere faaliyetlere devam edilir.

O yıl itibariyle ülke’de göz taraması yapılacaksa, coğrafyaların tamamında ya da birkaç yıl içerisinde tüm ülke coğrafyasında ücretsiz göz doktorlarıyla hizmet etme amacı güdülerek öğrencilere göz taraması yapılır.

Sonraki yıl belki protez çalışması, belki kan hastalıkları taraması ya da ilik taraması olur ve her yıl hizmet şekli hastalıklarla ve Atatürk büstleriyle ilgili konularla değişerek devam eder.

Yapılan çalışmalar, bölge, kesim, genel yönetmen, konsey başkanı ve ABD İlliyonis merkezine kadar her tarafa farklı renklerden oluşan sayfalarla raporlanır.

***

İşte bu noktada…

Türkiye’ye gelen bir Amerikalıyla sohbet ettiğinizde şu sonucu göze almak durumunda kalabilirsiniz.

Amerikalı orta doğu ülkeleriyle ilgili görüşlerini ABD yi çok büyüterek ve birazda ukalalık yaparak söylemeye çalışır.

Ona” Türkiye olarak biz başkayız, bizimle oyun oynayamazsınız, biz diğer orta doğu ülkelerine benzemeyiz” diye cevap verdiğinize gülümser ve şöyle der.

ABD için fark etmez biz güçlüyüz geliriz ve işgal ederiz

Biraz kızarak tepkimizi artırırız.

“Bizim hemen askere çağrılabilir, askerliğini yapmış tecrübeli en az 10 milyon askerimiz var. Yıllardır tecrübe kazandık terörle mücadelede

Amerikalı bu defa iyice sırıtarak konuşur.

Tamam ama, bir kısmının gözleri bozuk, bir kısmı romatizmal hastalıklı, bir kısmı eklem rahatsızlığı var,  Bir kısmında kan, bir kısmında ilik rahatsızlığı var… Ve bunları biliyor biz ve soruyor size…Bizle nasıl savaşacak sizler?

Akla takılıyor hemen…

Nereden mi biliyorlar?

LİONSLARDAN, ROTARYANLARDAN, MASONİK VE BENZERİ ÖRGÜTLENMELERDEN.

BU ÖRGÜTLERİN DE MERKEZLERİ AYNI FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ ABD DE VE ONLAR GİBİ DE HİZMET ÖRGÜTÜ…

ÜLKEMİZDE PARALELLER ÇOK…DEĞİL Mİ