PATRİKHANE'NİN FAALİYETLERİ 

Patrikhane statüsünü belirleyen "yazılı bir hukuk metninin" bulunmamasından da istifade ederek, yurtiçinde ve yurtdışındaki temas ve faaliyetler ile Lozan öncesindeki statüsünü tekrar kazanmak üzere "Ekümeniklik" iddiaları ile ortaya çıkmakta, siyasi, dini, idari güç ve nüfuz kazanmaya çalışmaktadır.

Patrikhane'nin dikkat çeken önemli faaliyetleri şunlardır:

a) 1950'li yıllardan sonra Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya, Girit, Onikiadalar ve Yunanistan'ın Aynaros Kasabası (20 manastırlı) kiliselerini dini yönden kendisine bağlamıştır.

b) 1989 yılında Atina'da Fener Patrikhanesi'ne bağlı olarak "Patrikhane Uzak Doğu Misyonerlik Teşkilatı" kurulmuştur.

c) 1992'de alışılmışın dışında İstanbul'da Ortodoks Patrikler Toplantısı yapılmıştır.

d) İstanbul Bulgar Ortodoks Kilisesi Başkanlığına "Ekümenik Patrik" imzası ile gönderdiği emirnamede, kilisenin bundan böyle Bulgar Ortodokslara vereceği doğum, ölüm, nikah belgelerinin Slavca yerine Yunanca doldurularak verilmesini, Bulgar Kilisesi'nde yapılan ayin ve törenlerde dil olarak Rumca'nın kullanılmasını talep etmiştir.

e) Bartholomeos, Eylül 1993'de Bulgaristan'a yaptığı bir ziyarette, tüm Ortodoks ülkelerinin Büyükelçilerinin katıldığı basına kapalı bir toplantı düzenlemiş, toplantıda, Balkanlar'da bir "Ortodoks Birliği" kurulması, birliğe dahil ülkelerin askeri, siyasi ve ekonomik yardımlaşmada bulunmaları konuları görüşülmüştür.

f) 1993-1994 yıllarında 14 ülkeye gezi düzenleyerek sadece dini liderlerle değil, Devlet Başkanları ve siyasilerle de görüşmeler yapılmış, AB Dönem Başkanı ve Avrupa Parlamentosu Başkanı ile de görüşmelerde bulunulmuştur. Patriğe genellikle Devlet Başkanı muamelesi yapılmış, Patrik de "Ekümeniklik" iddiaları çerçevesinde "Ortodoksların Lideri" görüntüsünü vermeye gayret göstermiştir.

g) 997 yılında İstanbul'da "Barış ve Hoşgörü" isimli uluslararası bir konferans düzenlenmiş, sonuç bildirisi Bartholomeos tarafından "Ekümenik Ortodoks Ruhani Lideri" sıfatıyla imzalanmıştır.

h) 9 ülkede "Dış örgütlenme" gerçekleştirilmiştir,

i)  1997 yılında BM Genel Kurulu'na katılmış, burada "Yeni Roma Patriği" olarak takdim edilmiştir.

j) Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, son olarak 09-11 Aralık 2001 tarihleri arasında Selanik'de "Yurt Dışında Yaşayan Yunanlılar Konseyi" (SAE)'nin 4. Dünya Kongresi'ne katılmıştır. "21. Yüzyılda Helenizm'in birlik ve beraberlik içinde işbirliği yapması" mesajının verildiği konferansta, Yunanistan Cumhurbaşkanı'nı takiben söz alan Bartholomeos yaptığı konuşmada; - Kongre'ye din adamlarının en üst düzeyde katılımının, Ortodoks Kilisesinin uzun yıllar Helenizmin şekillenmesine ve idame ettirilmesine verdiği önemin göstergesi olduğunu,

- "Yurt  Dışında Yaşayan Yunanlılar Konseyi" (SAE)'nin bu adımının, dünya Helenizmini daha büyük bir bütünleşmeye götüreceğini,

- Helenizm ve Ortodoks Kilisesi'nin evrenselliğinin kültür temeli üzerine oturması gerektiğini belirtmiştir. Konferansta, Kıbrıs konusu, Ekümenik Patrikhane, Yunanistan'ın Balkanlar'daki rolü, Makedonya konusu, Pontus Helenlerinin soykırımının tanınması, Ege'nin korunması konularına ilişkin olarak oybirliği ile kararlar alındığı açık kaynaklardan öğrenilmiştir.

- Tüm dünyada yaşayan Helenizmin mülki, dini ve kültürel kimliğini muhafaza etmek ve Yunanistan ile Yunanlıların yaşadıkları ülkeler arasında köprü olarak kullanmak amacıyla kurulan "Yurt Dışında Yaşayan Yunanlılar Konseyi" (SAE)'nin esas amacının, Yunan milli çıkarlarını uluslararası platformlarda savunmak ve özellikle Türkiye aleyhinde Dünya kamuoyunu etkilemek olduğu kıymetlendirilmektedir.

Konferansta, Fener Patriği Bartholomeos'un görev ve yetilerini aşan davranışlarda bulunduğu, "Ekümeniklîk" iddialarını devam ettirdiği, Yunan milletinin bir temsilcisi olduğunu bir kez daha gündeme getirdiği görülmektedir. Bu nedenle Bartholomeos'un vatandaşı olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin politikalarına aykırı beyanlarda bulunmasının ve bir siyasal organizasyondaki görev ve yetkilerini aşan faaliyetlerinin Türkiye'nin çıkarlarına aykırı olduğu, herhangi bir işlem yapılmaması durumunda teamül oluşturulacağından önleyici tedbir geliştirilmesi ve alınması önemli görülmektedir.

Fener Patrikhanesi'nin yıkıcı faaliyetlerine karşı, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi İstanbul Baş Episkoposluğu Vakfı Temsilcisi Selçuk Erenerol'un görevlerinden istifa ederek göstermek istediği tepkisi de anlamlı görülmektedir. Fener Patrikhanesi, tüzel kişiliği bulunmamasına rağmen, İstanbul'daki Rumlara ait okullar, hastaneler vakıflar ve dernekler gibi kuruluşları fiilen idaresi altında bulundurmakta, ayrıca danışıklı yöntemlerle taşınmaz mal da edinmektedir. Rum vatandaşlar vasıtasıyla kilise çevresinden 17 parsel araziyi satın aldırarak, kilise vakfına bağışlatmıştır.