Mârifetnâme; Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın yazdığı çok önemli bir ansiklopedik eserdir. Bu eser de astronomiden sosyolojiye, biyolojiden fiziğe, karakter ilminden psikolojiye, dinden tasavvufa, ahlâktan âdâb (Ahlak)  ilmine varıncaya kadar her ilimden bilgiler bulunmaktadır. Çok sade ve akıcı bir anlatımı vardır. Yani zamanına göre dili bir hayli sadedir. Hemen hemen herkesin bilgi dağarcığında Mârifetnâme'den birkaç cümle vardır. Bizde Marifetnâme'nin âdâb bölümünden birkaç öğüdü sizlere hatırlatmak için derledik: 

Ey Aziz insan!

“Dil insanın terazisidir; âlim ve cahili ayırıcıdır. Mümin insaf etmeyene insafla gider. Ahlâkı güzel olan yumuşak söyler. Dili tatlı olanın dostu çok olur. Sözü tatlı olanın muhabbeti lazımdır.

Allah'ı tanıyan kişi insanlardan özür diler. Özür dileyenin özrünü kabul eyle. Sana eziyet edeni affedip tatlı ve yumuşak söyle. Elinden geldiği kadar kusurları affet, ayıpları görmezden gel. Af ihsanların en güzelidir.

İyilik yapanla kötülük yapanı bir tutma. İyilik edeni duadan unutma. İyiliği unutup kusuru saklayan dost değil, düşmandır. Dostunun hatasına dayanamayan ölüm hastalığında yalnız kalır. Dostun, gözün gibi olan insandır. 

Mümin uysal ve yumuşak olur, emin ve güvenilir olur. İlim, yumuşak huyun esasıdır. İlmin başı; nezaket ve bilimdir. Bereket nezaket iledir. İlmin başı; kızgınlığını yenmek ve tahammüldür.

İlmin süsü yumuşak huyluluk ve rızadır. Yumuşak huyluluğun süsü eziyete katlanmaktır. Kudretin süsü insaf ve adalettir. Nimetin süsü akraba ziyaretine gitmektir. Ahmağa cevap vermemek en güzel cevaptır.

İyi insan aza şükreder, kötü insan çoğu da beğenmez, kötüye kullanır. İyi insan verdiği sözü yerine getirir. Sözünü tutmayanı affeder. İyi insan güzel hareketleri kendi üzerine borç bilir ve bunları yerine getirir. 

Hakka yaklaşmak yalvarmakladır. İnsanlara yaklaşmak ise onlardan bir şey istememekledir. Meşveret sana rahattır. İstişare rahmettir. Cimri ve korkakla meşveret etme.

Mümin, insanların eziyetlerine katlanır, ondan ise kimse incinmez. İyi insan namusunu malıyla, kötü insan malını namusu ile korur. Yardım et ki, yardım olunasın. Kötülük edene iyilik et ki, ona sahip olasın. Kendine razı olduğun sözü insanlara söyle.

Senden büyüklere itaatli ve saygılı ol ki, senden küçükler seni saysınlar. Güzel ahlâkın en güzeli sana gelmeyene senin gitmendir, seni mahrum edene senin iyilik etmendir. Sana zulmedeni affetmendir. 

Malik olursan mülayim ol, söz verirsen tut, iyilik yaparsan gizle. Başkasından kötü bir huy gördünse, onun benzerinden sakın. Sevginin sebebi cömertliktir. Cömertlik zenginliğe ve rahatlığa sebeptir. Cömertlik insanın süsüdür. Cömertlikle efendilik olur. İnsanların elinde olandan elini çekmek iki cömertliğin biridir.

Güzel huy her faziletin esasıdır. Güzel huy insana hayırlı arkadaştır. Güzel huy insana Hakkın nimetidir. Güzel huy insanı saadete götürür. İnsanlarla öyle ol ki, bir tarafa gitsen seni arzu eylesinler. Vefat edersen sana ağlayıp, senden söz etsinler.

Malınla cömert, sırrınla cimri ol ki, mal veren aziz, sır veren zelildir. İnsanlarla eziyet etmeyene kimse düşman olmaz. Senin hakkında iyi düşünce besleyeni doğru çıkar.

İnsanlara iyi geçinen selâmet bulur. Kızgınlığına hâkim olan halimdir. Şehvetine sahip olan hâkimdir. İnsanlarla iyi geçinenin ayıplan örtülür. Halkın ayıplarını arayanın ayıpları duyulur. Küçük musibeti büyük sayan daha büyüğüne tutulur. Halka ihsan eden, “Haktan” ihsan bulur.

Senden razı olana teşekkür etmek onun rıza ve cömertliğini arttırır. Senden razı olmayana teşekkürün, ondan sana barış ve sevgiye sebep olur. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah'a şükretmemiş olur. Yanında başkasına teşekkür eden senden bir şey istemiş olur.

Sonuç: Ülfetin(alışma, tanışma) sebebi vefadır. Ayrılığın sebebi ihtilaftır. Fakirliğin sebebi israftır.”