Ezberci eğitimin tek amacı düşünmeyen insan yetiştirmektir. Bilgileri anlamını düşünebilmek içinde kafa yormaz. 
Benim anlatmak istediğim Tiyatrodaki ezberci sistem değil, 
Başkalarının söylevlerini anlamadan dinlemeden üzerinde düşünmeden ezberleyip bir başkasına aktarmak. Anlamadığı için de hiçbir katkı yapamaz. Aynen düz yolda yürümek gibi sağa sola adım atmadan dümdüz yol gibi.. 
Ezberci sistemin içinde kendi düşüncesinden bir katkısı olmadığı için kıymetsizdir. Aynen yağsız tuzsuz, baharatsız salataya benzer. İşte ezbercilik budur, ezberlediği konu hakkında hiçbir fikri yoktur. İşleyeceği konu hazırdır. Bu konuyu alır söz ve yazıyla bir başkasına aktarır. Hazır lokma gibidir, sadece çiğnemek kalır. Bu işlediği söylediği konu zihninde kalıcı olmadığı için hiçbir faydası da olmaz. Ezberlediği konu hakkında hiç bir araştırma yapmıştır ne de katkıda bulunmuştur. Sadece hazır lokmaları yutmuştur. Ayrıca kime hitap ediyor kimler için yazılmıştır. Yazılanlar ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır. Bunları anlamamıştır. Sadece makine gibi sözel ve yazıya aktarmıştır. Bu kendisi için hiç önemli değildir kıymetli de değildir. 
İnsanoğlu emek vermediği hiçbir şeyin kıymetini bilmez üstelik utanmadan bir de nankörce savurur.. Ezbercilik insanın ruhunu tembelleştirir. Zihni puslandırır. Kendisinin bir katkısı olmadığı için başkalarına verebilecek hiçbir şeyi yoktur. Beyni çalışmaz hale getirir. Doyumsuzdur, vicdansızdır, başkalarının düşünce ve fikirleriyle beslendikleri için fikir hırsızlarıdır. Bunlardan devlete de millete de yaralı kişiler çıkmaz.