Eylül Ersüz: Ada Masalı’nın herkesin yüzünde tebessüm bırakacak bir hikayesi var

20 yaşında, genç, hevesli, kariyerinin başında taze bir oyuncu Eylül Ersöz… Bu yolculuk senin için nasıl başladı?

11-12 yaşlarında başladı. Aslında oyunculuğun bir meslek olduğunu o zamanlar bilmiyordum. Annem oyunculuk konusunda bana çok destek oldu. İlk önce okul tiyatrolarıyla başladım. Sonra Güzel Sanatlar Lisesi’nde devam ettim. Lisede artık tamamen oyuncu olmak istediğime karar verdim. Oyuncu olmak istediğimi anladıktan sonra hiç maddi olarak düşünmedim. Oyunculuk benim için bir tutku. Ben çok para kazanıp da sevmediğim bir işi yapmaktansa sevdiğim işin içinde aç kalmayı yeğlerim. Şimdi sevdiğim işi yaptığım için çok mutluyum, çünkü kendimi buraya ait hissediyorum.

Tiyatro yapmayı istiyor musun?

Çok istiyorum. Bence sahne de kamera önü de çok farklı şeyler ama ikisi de çok güzel. 

İlk sahneye çıktığında ne hissettin?

O sahneye çıkıp, kendimle baş başa kaldığımda, o atmosferin içine kendimi kaptırınca daha önce hiç hissetmediğim bir mutluluk hissettim. Olmam gereken yerde olduğumu hissettim. 

Şimdi seni Ada Masalı’nda gotik görünümünün altında eğlenceli, ergen ve gizli romantik bir kız “Nehir” olarak izliyoruz. Nehir rolü nasıl sana geldi?

Nehir’i ilk okuduğumda kendi 17 yaşıma döndüm. Nehir; ergen, genç bir kız. Nehir, hayatı keşfetmeye çok açık bir karakter. Aslında kendini fark etmeye çalışıyor. Sürekli kendini farklı karakterlerde gösterme çabasında, “Ben buradayım” demek istiyor. Bir yandan da bıcır bıcır, herkes aşık olsun, birbirlerini sevsin istiyor. Şu an daha Nehir’in hikayesi açılmadı ama zamanla Nehir’in hikayesini daha çok izleyeceğiz. Ben 17 yaşımı çok seviyordum. Tekrar 17 yaşıma döndüğüm için mutluyum. 

Ada Masalı’yla, yaz tadında, eğlenceli bir aşk hikayesine Salı akşamları şahit oluyoruz. Dışarıdan bir seyirci gözüyle baktığında “Ada Masalı” için neler söylemek istersin?

Ben bu dizide oynamasaydım da mutlaka hiçbir bölümünü kaçırmadan bu diziyi izlerdim. Bence bizim dizimizin en güzel özelliği; her karakter çok farklı. Ada Masalı tam yazın sıcaklığını, o tatlı esen meltem rüzgarlarını anlatan, insanın midesinde kelebekler uçurtan, yüzünde hep bir tebessüm bırakan bir dizi. İnsanı içine çeken bir hikayesi var. 

İlerleyen bölümlerde Nehir bize yeni sürprizler hazırlıyor mu?

Nehir, çok deli dolu bir karakter. İleride çok fena şeyler yapacak (gülerek). Hem kendi hayatını etkileyecek hem çevresindekilerin hayatını etkileyecek. Zaten çok meraklı bir karakter…

Ada Masalı’nı izlerken en çok hangi kelimeyi kullanacağız? Yüzümüzde, kalbimizde, hafızamızda nasıl bir etki yaratacak?

Kıpır kıpır bir aşk hikayesi izleyeceksiniz, çünkü öyle.

Ada Masalı tam bir masal tadında, bir de yıllardır üzerine sözler sarf ettiğimiz, filmler yaptığımız “Zıt kutuplar birbirini çeker” tezini destekliyor. Sence güçlü bir aşk için ters karakterlere sahip olmak daha mı ideal?

Bence insan kendinde olandan farklı şeyler görünce hemen çekilmeye başlıyor. Ben de bu tezin doğru olduğunu düşünüyorum. 

Nehir ile Eylül’ün ortak yönü var mı?

İkimiz de çok meraklıyız. Ben de insanların çok mutlu olmasını istiyorum, Nehir de benim gibi. Kuzeni Haziran’a hayran. Onun hep mutlu olmasını, aşık olmasını, hep iyi olmasını istiyor. Aslında Nehir’e çok kızılıyor ama çok da seviliyor. Ben Nehir’i oynarken, aynı zamanda kendimi de keşfediyorum. 

Nehir’le Haziran’ın daha fazla sahnesini izleyecek miyiz?

Onlar, iki kuzenden çok abla-kardeş gibi olacak. Gerçek hayatta da hep öyle olur. Birbirini çok seven kuzenler kardeş gibi olur. Nehir ile Haziran için de öyle. 

Eylül isminin anlamı, üzüntü ve sevinci bir arada yaşayan, engellere rağmen başarıya ulaşmak için mücadele eden bir kişilik olarak yazıyor. Eylül, gerçekten hem hüznü hem de sevinci insana getiren bir aydır. İsim özelliklerini taşıyor musun?

Kesinlikle taşıyorum. Çok hüzünlüyüm, en ufak bir şeyde modum düşer. Onaylanma arzusu içindeyimdir ama bunu işime yansıtmamaya çalışıyorum. Bana bu konuda en çok menajerim Pınar Televi yardımcı oluyor. İsmimi çok seviyorum. 

Günümüz gençliğinin Z kuşaklarından birisin. Aktif, pozitif, enerjik, aynı zamanda her şeyin çabuk tüketildiği bir kuşak… Bu “Z kuşağı” sözüyle çok rastlaşıyor musun?

Çok rastlaşıyorum. Buna üzülüyorum. Sürekli hor görüldüğümüzü, ayrımlaştırıldığımızı düşünüyorum. Bu bizim kuşağımız, bence farkındalığı yüksek, bilinçli bir nesil geliyor. Daha araştırmacı, daha sorgulayan bir kuşağa aitim. 

Şu an durduğun yerden, bulunduğun yerden memnun musun?

Çok memnunum. Yavaş yavaş, ama emin adımlarla ilerliyoruz. Bence her anın tadını çıkartmamız gerekiyor. Benim elimde de şu an var. Ben de şu anın tadını çıkartıyorum. 

Bundan sonrası için neler düşünüyorsun? Genç oyuncular, enerjik simalar ekrana yeni bir dünya getirdi, ama aynı zamanda bu dünyanın içinde parlayan bir yıldızken, sönen bir yıldıza dönüşmek de çok basit. Sen yol haritanı nasıl çizeceksin?

Çalışmaya, çabalamaya devam edeceğim. Hiçbir zaman ‘Ben oldum!’ demeyeceğim. Bir sürü şey yapmak istiyorum. Pandemi bittikten sonra tiyatroya devam etmek istiyorum. Müzikal yapmayı çok istiyorum. Boş zamanlarımda şarkı söylüyorum. İlerleyen zamanlarda yurt dışına çıkıp kendimi geliştirmek gibi bir düşüncem var. 

Kayan yıldızlardan biri olmaktan yana korkun var mı?

Bence korkarsam, korktuğum şey başıma gelebilir (gülerek). Çalışarak, çabalayarak, başarımı her zaman bir üst seviyeye taşıyarak böyle korkular yaratmamaya çalışıyorum.

Sosyal medyayı aktif kullandığını görüyorum. Bir influencer doğuyor diyebilir miyim?

Kesinlikle hayır, influencer olanlara saygım sonsuz ama ben oyunculuğumla anılmak istiyorum. Ben sosyal medyayı günlüğüm olarak görüyorum. Orada fotoğraflar paylaşıyorum, arkadaşlarımla güzel anılar paylaşıyorum. Bence orası benim sanal günlüğüm.

Takipçilerinden nasıl yorumlar alıyorsun? Genelde yazılan yorumları dikkate alır mısın? Sevenlerinle mesaj temasın nasıldır?

Hepsini çok seviyorum. Hepsi çok tatlılar, çok güzel yorumlar yazıyorlar. İlk başlarda, her yorum benim için çok önemliydi ama son zamanlarda biraz daha duvar koyuyorum. Her şey görecelidir. Oyunculuk da göreceli, herkesin farklı yorumları olabiliyor. Her yorum için doğru veya yanlış demek imkansız. Tabi ki herkes kendi bakış açısından yorumlar yapıyor. 

Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Şu an karşımda duran Eylül kurduğu en büyük hayalini gerçekleştirdi mi? bu hayali nedir?

Henüz gerçekleştirmedim. Aslında benim çok büyük bir hayalim yok çünkü o zaman büyük bir beklenti içerisine girmiş olurum. O da bana hayal kırıklığı yaratabilir. Ben akışında yaşamaktan mutluyum. Yakında bağımsız bir filmin içinde yer alacağım. 

2021 yılı içinde mi film gerçekleşecek?

Temmuz’da çekimlere başlıyoruz. ‘Kız Kardeşler’ filmiyle ödül alan Emin Alper Hoca’mın filminde oynayacağım. 

İlk filmin mi?

Hem ilk filmim hem de ilk bağımsız filmim. Bu beni çok heyecanlandırıyor. Ben 2 sene önce ‘Kız Kardeşler’ filmi yayınlandığında filmi sinemada izlemiştim. Filmden çıktıktan sonra “Allah’ım ne olur ben de Emin Alper Hoca’yla tanışayım!” diye dua etmiştim. Sonra ‘Hekimoğlu’nda oynadım. Emin Hoca beni orada görmüş. Benden bir audition aldı. Tanışmaya giderken Pınar Abla’ya (Televi) da söylemiştim: “Seçilip seçilmemek hiç önemli değil, ben onunla bir saat ders yapacağım…” Gerçekten o bir saat benim için çok önemliydi. Seçildiğim için de çok mutluyum. Bence benim dönüm noktam o olacak. 

Nasıl bir karakteri canlandıracaksın?

Karakterimin adı “Pekmez”. Çingene bir kızı canlandıracağım. Benim için de çok farklı ve heyecan verici bir deneyim olacak. 

Röportaj: Gizem Yıldız

Fotoğraf: Tuba Kavlakoğlu

Yeni Çağrı Gazetesi’nden alıntıdır.