CUMHURİYET SENİN  MÜCADELENİN ESERİ DEĞİL MİDİR?

Bu gün ne kadınlar günü ne de seçme ve seçilme haklarımızın yıl dönümü, ne cumhuriyet bayramı. Fakat ben, bu gün yalnızca belirli gün ve haftalarda hatırlanan yürekli Türkiye kadınlarına yazmak istedim...

Elleri kınalı türk kadınına... Coğrafyasına bile Anadolu denilen analar ile dolu toprakların köylü, kentli, işçi, okumuş, okumamış, zengin ya da yoksul, başörtülü ya da değil topraklarımızın kadınına seslenmek arzusu içindeyim...

Her kadına Allah tarafından her hangi bir sağlık sorunu ve engeli olmadığı sürece analık hakkı doğa tarafından armağan edilmiştir...

Analar; kollar... Evlatlarını, evlerini, topraklarını, iffetlerini, memleketlerini, düzenlerini...

Biz de böyledir... Coğrafyamız da kadın olmak zor, ana olmak ise hep bir yürek sızısıdır...

Çünkü bizim topraklarımızda ki Analar tarih boyunca en çetin savaşları vermişlerdir. Yoksullukla, savaşlarla, toplumla bazen yazgı dediğimiz ama aslında sadece onun adına vicdanının sesini dinlemeden kararlar veren; yazısız, sözsüz, dilsiz katı kurallarla...

Zor koşullar içersinde yetişmek mücadele gücünü de geliştirir derler, bu sebeple güçlüdür Türk Kadını.

Kara Fatmalar, Nene Hatunlar, Elif'ler, Halime onbaşılar ve nice isimsiz kadın kahramanlar kağnılar ile bir kurtuluş savaşı mücadelesi vermiştir.

Bu yüzden ben, her zaman  Cumhuriyetin Türk Kadınlarının mücadelelerinin bir eseri olduğunu düşünmüşümdür...

Onlar değil mi ki kundaktaki bebeklerini sırtlayıp cepheye mühimmat taşımışlar ve Milli Mücadelenin tüm ağırlığını, yükünü  bedenleriyle ve ruhlarıyla sırtlamışlar.

Atatürk, Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkını neden vermiştir? Cephe de, meydanlar da,dağlar da ordumuzla omuz omuza vatan mücadelesine giren kahraman kadınlarımız istiklal günlerinde bir köşede durmasınlar, seçsinler ve seçilsinler diye...

Yani erkeklerin olduğu kadar onların da siyasette istikbalde bir söz hakları olsun diye...

Hep güzel şeyler düşünmüştür Gazi memleket kadınlarının bu günü ve yarınları için. Kanunlarımız çoğu zaman ana erkildi. Enstütüler kurulmuş, harf inkılabı yapılmış diğer çağdaş ülkelerin kadınlarından, kızlarından geri kalmasın istemiş bizleri çok önemsemiştir, Atamız...

Kızlarımız öğretmen olmuş, hemşire olmuş, Pilot olmuş, güzellik kraliçesi seçilmiş, mebus olmuş, lisan öğrenmiştir. Atamız kendini kadınlarımıza karşı borçlu hissetmiş ve kültürel gelişimini tamamlamış bir nesilin devamını çok önemsemiştir.

Bilsin istemiştir kadınlarımız ve Kızlarımız ... 

Köylerinden, kasabalarından çıkıp ufuklarını açsınlar istemiştir.

Hayatta ki en kutsal görevlerimizden biri analığımızdır. Ama bizler sadece Ana'dan ve evimizden ibaret de olmayalım istemiştir.

Kadınına eğitim imkanları sunmak öyle büyük bir yatırımdır ki; geleceği inşa eder kadınlarımız .

Nesilleri kadınlarımız yetiştirir. Eğitim evde başlar önce. Bir kadının, bir Ananın kucağında...

Bir kaç gün sonra ülkemiz OHAL koşullarında bir referanduma gidecek. Bizlere şu soruyu soracaklar hanımlar: Evet mi? Hayır mı?

Çok kısa ve net bir soru ve sadece 2 seçeneğimiz olacak.

Bilmiyorum, kararsızım, daha sonra yanıtlasam olur mu? gibi başka başka seçenekler yok.

Peki biz neyin seçimine gidiyoruz? Bu seçimin amacı bir partiye oy vermek değil, Bir sistemi değiştirmek üzere düzenlenmiş. Yeni anayasa teklifiyle geleceğimizi şekillendirilmek üzere  bir seçim yapmamız isteniyor.

Ve bize soruluyor.

Sorulan şey şu:

Cumhurbaşkanı parti genel başkanı olarak mv seçimlerini yapabilecek.

Cumhurbaşkanı Meclisi fesh edebilecek

Bütçeyi hazırlayacak

kanunları veto edebilecek.

Bunlar yasama alanında...

Kamu kurum ve kuruluşları kuracak ,

kamu tüzel kişilerini kuracak yetki verecek.

Bölgesel idari yapılar kurabilecek.

Yani: Devleti yapılandıracak.

Yargıda ise:

HSK Başkanını atayacak, 

HSK'nın yarısını atayabilecek,

AYM'de 15 üyeden 12 sini atayabilecek.

Milli güvenlik politikalarını belirleyecek

TSK başkomutanlığını temsil edecek.

(Şu an TBMM adınadır.)

Ohal ilanına karar verecek.

Bunlar ise  geniş yetki alanları kapsamında değerlendirilebilir.

Uluslararası anlaşmaları akdedecek ve 

Büyükelçileri CB atayacak.

Bu geniş yetki alanlarında denetim mekanizması nerede olacak?

Danıştay ön incelemesi kalkıyor.

Yargı denetimi daraltılmış oluyor.

3 dönem seçilme imkanı (Madde 116)

Tek denetim 400 millet vekili ve sadece (AYM'DE) Yüce divana sevk.

Ömür boyu hukuki koruma...

ABD'de Başkanlık sistemi var. Bu sıkça yenileniyor. Tekrar ediliyor ancak onlarda başkan eyaletlerin koordinatörü temsilcisi olarak düşünülmüştür ve Türkiye bir Federasyon değildir. Başkanlık sistemi federasyonlar için tasarlanmıştır.

ABD'de eyalet yetkileri çok geniştir ve başkanın karışamadığı yasama ve yargılar vardır.

Halkı ilgilendiren konularda  eyalet seviyesinde karar alınır.

Ve ABD bir federasyondur.

Latin Amerika'da nüfusun 3\2'si Federayonlarda yaşar...

ABD'de Yargının  büyük bir bölümü Eyalet yargıçlarından oluşur.Bunların üzerinde başkanın hiç bir yetkisi yoktur.

Ve son olarak Dünyada parlementer sistemden başkanlık sistemine geçiş yapan 8 ülke vardır. Bunların 7'si Afrika ülkelerinden oluşuyor. Diğeri de Afganistan.

Bu ülkelerde ortalama ''yıllık'' gelir 1.150 dolar civarında yani aylık gelire göre hesaplarsak 350 Tl.

Başkanlık sisteminde reforma giden ülke ise Kazakistan. 1991 yılından bu yana görevine devam eden lider Nazarbayev başkanlık sistemini bitiriyor ve bunu canlı yayında vatandaşlarına açıkladı.

Ey kahraman Türk Kadını milli mücadelemiz ve cumhuriyetimiz senin mücadelenin eseridir. Geleceğimize yönelik kararlar alırken vereceğin karar evet ya da hayır hangi seçenek ise bunu yeterince araştırman, incelemen, düşünmen ve uygun gördüğün kararı vermen dileğiyle...

Demokrasi kadınlarımızın ellerindedir ve verecekleri karara saygımız sonsuzdur...

Sağlık ve Sevgiyle...

Kaynak:

Avukat: Ece Toprak Güner ve 

Demokratik Anayasa Platformu