Evlilik… Son yıllarda, bu kutsal kurumun dışarıdan baktığımda çiftler arasında karşılıklı çıkar ilişkisine dayandığını gözlemledim. Ne yazık ki, bu kutsal dediğimiz kurum, günümüzde çoğu zaman "benim dediğim olacak" tarzında ego dürtülü bir ilişkiye dönüşmüş durumda. Peki, sizce evlilik nedir? İki insanın fiziksel, ruhsal ve düşünsel olarak ortak bir hayatı paylaşması ve bu paylaşımın, kişilerin özel alanlarına müdahale edilmeden, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde yürütülmesi gereken bir yol arkadaşlığıdır. Eşinizin, öncelikle en iyi arkadaşınız olması gerektiğini düşünüyorum. Arkadaş olmadan, iyi bir eş olmanın pek mümkün olmadığını düşünüyorum.
Günümüz evliliklerine, yeni çağla birlikte bir güncelleme geldiğini görmekteyim. Ancak bu güncelleme, maalesef pek iyi yönde olmamış gibi görünüyor. Sosyal medyanın etkisinde kalan, özellikle hemcinslerimi gördükçe üzülerek izliyorum. Fakat, bu konumuz şaun da  aslında sosyal medya değil.
İki yetişkinin hayatlarını birleştirme kararı alması harika bir olay olsa da, bunu sürdürebilmek oldukça zor bir durumdur. Evlilik, yalnızca duygusal bir bağdan ibaret değildir; büyük bir olgunluk ve sorumluluk gerektirir. Yeterli olgunluğa ulaşmadan yapılan evlilikler, genellikle hatalı kararlar sonucunda hüsranla sonuçlanabilir. Ancak, bu durumun bir de diğer yüzü vardır. Uzun yıllardır süren evlilikler bazen iki tarafın da birbirini gerçekten sevmesi ve istemesiyle devam ederken, bazen de yalnızca alışkanlık ya da korku nedeniyle sürdürülmektedir. Bazı insanlar, konfor alanlarından çıkamadıkları için evliliklerini devam ettiriyor; bazılarıysa cesaret bulamadığı için adım atamıyor.
Peki, tüm bunlar gerçekten değerli mi ? Hayatını istediğin gibi yaşama şansın varken, bulunduğun durumu sürdürmenin sana ne gibi zararlar verdiğinin farkında mısın? Bu, yalnızca fiziksel bir tükenmişlik değil; ruhsal bir yorgunluk, duygusal bir boşluk ya da içsel huzursuzluk yaratıyor olabilir. Belki de sürekli bir tatminsizlik, bir şeylerin eksikliği duygusu seni içten içe yiyip bitiriyor. Oysa, gerçek anlamda huzurlu ve mutlu olmanın yolu, kendine dürüst olmak ve seni gerçekten tatmin eden bir yolda ilerlemektir. Belki de korkularını bir kenara bırakıp, hayatını ve ilişkiyi dönüştürmek için cesur adımlar atman gerek…
Sonuç olarak, evlilik, karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış temelinde iki insanın birlikte büyüdüğü bir yolculuk olmalıdır. Bu yolculukta, bireysel alanların korunması ve eşlerin birbirlerinin en iyi arkadaşı olabilmesi, ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar. Ancak, evliliğin sadece çıkar ilişkisine ya da ego savaşlarına indirgenmemesi gerektiğini unutmamalıyız. Evlilik, bir ömür boyu sürecek bir ortaklık ve büyüme sürecidir. Bu yüzden, içsel huzurunuzu ve mutluluğunuzu önce kendinizde bulmalısınız ki, birbirinize daha güçlü bir şekilde destek olabilin. Evlilik, sadece iki insanın değil, birlikte bir hayat kuran iki ruhun uyumudur.