Londra’da The National Archives deki İngiltere devlet arşivi… Kayıt ofisi incelenen belgelerinden ortaya çıkan bilgiler e göre  “FO 371/20864/E5529” numaralı belgeyi, araştırmacılarımız incelediler, aşağıdaki ihanet belgesi mektup ortaya çıkmıştır.

Eski vatan haini Seyit Rıza'yı kahraman gösteren yeni vatan hainlerine: Sene 1937… Mustafa Kemal, başbakan Celal Bayar’la birlikte Tunceli’ye gelip, Murat Nehri üzerindeki Singeç Köprüsü’nün açılışını yapacaktı. Köprünün ucunda karakol vardı. Karakol Basıldı. 33 askerimiz kınalı kuzumuz hunharca katledilip kalleşçe  şehit edildiler. Karakolumuz yakıldı. Askerlerin başında İsmail Haki adinda bir yedek tegmen. Yani ihtiyat Mulazim vardı. Peşinden… Telefon hatları kesildi, pusular kuruldu, Mazgirt Köprüsü havaya uçuruldu, jandarma taburu vuruldu, 56 asker daha şehit oldu. Genç Türkiye devleti böylesine alçak ve hain bir saldırı ile ilk kez karşı karşıya kalıyordu. Elebaşı Seyit Rıza’ydı… Birisinin “hikâyesi yürek burkucudur” dediği Seyit Rıza. Kukla’ydı…

Kendisini oynatanların ipleri bıraktığını hissedince, paniğe kapıldı, İngiltere Dışişleri Bakanı’na mektup yazdı, Suriye’deki İngiliz Elçiliği’ne gönderdi. Yalvaran mektubunda, Anadolu için “çorak toprak” derken, “Kürdistan bereketli toprak diyordu… “Sayın ekselansları” diye başlıyor, 

Yıllardan beri Türkiye Hükümeti, Kürt halkını asimile etmeye çalışmakta, gazete ve yayınlarını yasaklamakta, anadillerini konuşanlara eziyet ederek, Kürdistan’ın bereketli topraklarından gidenlerden büyük bir bölümünün telef olduğu Anadolu’nun çorak topraklarına zorunlu göçler düzenleyerek bu halka zulmetmektedir.

Son olarak Türkiye hükümeti kendisiyle yapılan bir antlaşma sonucu bu baskılardan arındırılmış Dersim bölgesine de girmeye kalkışmıştır.
Bu olay karşısında Kürtler göçün uzak yollarında can vermek yerine kendilerini korumak için 1930’da Ararat Tepesi’nde, Zilan ve Beyazıt Ovası’nda olduğu gibi silahlara sarıldılar.

Üç aydan beri ülkemde tüyler ürpertici bir savaş sürüyor.
Savaş olanaklarının eşitsizliğine, yangın bombalarının, boğucu gazların kullanılmasına rağmen ben ve yurttaşlarım Türkiye ordusunu başarısızlığa uğrattık. Direnişimiz karşısında Türkiye ordusu kasabaları bombalıyor, yakıp yıkıyor…

Zindanlar yumuşak başlı Kürt halkıyla dolup taşıyor, aydınlar kurşuna diziliyor, asılıyor ya da Türkiye’nin tecrit edilmiş bölgelerine sürülüyor. Üç milyon Kürt, benim sesimden ekselanslarına sesleniyor ve hükümetinizin manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı sizden istirham ediyor, diyor ve Seyit RIZA imzası ile mektuba son veriyordu

Hal böyleyken… Seyit Rıza’yı “masum” göstermeye çalışan kişiler, böyle bir mektubun asla var olmadığını iddia ediyorlardı. Altında bal gibi “Seyit Rıza” ıslak imzası bulunmasına rağmen, o mektubu Seyit Rıza yazmadı, Nuri Dersimi yazdı diyorlardı. Üstelik, sanki Fransa babamızın oğluymuş gibi, “o mektup Fransa’ya yazıldı, Fransa Devlet Arşivleri’nden doğrulamak mümkün” diyorlardı. Amma velakin durum çok da farklı ve vahimdir.  Yüce milletimiz asırlardır ihanetten, hainliklerden usandı artık…
Seyit rıza gibi hainleri çok gördük. Şeyh Sait’ler, Vahdettin’ler, Bederttin’ler…daha nice nice hainler…

Seyit Rıza ve iki adamı 11 Eylül’de Erzincan’da Hükümet Konağı’na gelerek kayıtsız şartsız teslim oldu. Ayrıca 6 aşiret reisi de yakalandı. 12 Ekim günü de Seyit Rıza ile birlikte 57 kişinin davası Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Seyit Rıza ve 6 adamı hakkında verilen idam kararı 15 Kasım 1937 günü Dersim İsyanı'nın liderlerinden biri olan Seyit Rıza, 15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanı'nda idam edilmiştir.

Daha çok Atatürk’ün manevi kızı ve ilk kadın pilot olarak bilinen Sabiha Gökçen, Dersim isyanı ile doğrudan bağlantılı bir şahıstır. En önemli marifeti ise dersimin, köylerinin kadın, çocuk demeden bombalanmasıdır. Günümüzde bir havaalanına da adı verilen Sabiha Gökçen, Dersim’in bombalanması ile ilgili olarak anılarında , “Eskişehir’de Tayyare Alayı’nda staj gördüğüm günlerden birinde uçuştan indiğimde bölükteki fevkaladelik dikkatimi çekti. Hemen sordum. Bizim bölüğün Dersim Harekatı’na katılma emrinin geldiğini söylediler. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı... şeklinde bahsetmektedir...

Bin Yıldır kardeşçe yaşamış, aynı tarihi birlikte yazmış Yüce milletimizin içine kin nefret ve nifak sokarak onları bölmeye çalışan vatan hainleri tarihe gömülmüşlerdi, ta ki Dış güçlerin BOP ( Büyük Ortadoğu Projesi )Faaliyet ve uygulamaları başlayana kadar ... ASALA FETO PJK PKK PYD Gibi isimlerle Milletimize saldırılarını sürdürmektedirler.

Yüce Allah Milletimizin yar ve yardımcısı olsun Hainlerin şerrinden korusun.