Rus ordusunun orada bulunması Afganistan’ın işgalinden farksızdır. Babrak Karmal’ın yerini Esad almıştır. Putin Esad’a devlet başkanı muamelesi değil sömürge yaveri muamelesi yapmaktadır.

Bir defa şunu önemle belirtmeliyim ki: Esad ailesi sülale boyu canidir, eşkıyadır. Baba Esad’ın kardeşleri, damadı Asaf Şevket, çocuklarının tamamı canidir. 2011’de Suriye halkının zulme karşı direnmek için ayağa kalkması üzerine Beşar Esad’ın kardeşi Mahir; Lazkiye, Tartus, Cable ve Banyas gibi şehirlerde Şebbiha adı verilen ve Nusayri gençlerden oluşan çeteleri örgütleyerek, silahlandırarak göstericilerin üzerine acımasızca sürdü. Hama-Humus katliamındaki senaryoyu tekrarlamak istedi. Irza tecavüzler, yargısız infazlar, keyfi tutuklamalar ve işkenceler halkı canından bezdirdi. Halk ayağa kalktı, rejim ülke topraklarındaki hâkimiyetini 2014 senesine kadar %90 seviyesinde kaybetti. Muhalifler yönetime hâkim olacakken ABD Suriye’de işbaşına gelecek rejimin İsrail’in can düşmanı olacağını ve bölünmeyeceğini gördü, muhaliflerin işbaşına gelmesine mani olmak için rejimin koltuk değnekleriyle ayakta kalmasına karar verdi. Ancak rejimin alan hâkimiyeti kuracak kara gücü yoktu. Kasım Süleymani’nin önünü açtılar İran’dan-Afganistan’dan-Pakistan’dan Şii savaşçılar-eşkıyalar getirdiler. Muhalifler; bu toplama güruhu imha etmeye başlayınca, rejime hava gücü olarak gelmesi için Rusya’nın önünü açtılar. Rusya’nın hava gücü 2015’de Kasım Süleymani’nin bizzat Rusya’ya gidip Putin’i ikna etmesiyle Suriye’ye geldi. 

Esad rejimi; Rusya’nın Suriye’ye gelmesi için tıpkı Babrak Karmal’ın yaptığı gibi yaptı, Rus ordusunu davet etti. Böylece Putin’in vesayeti altında vassal bir yönetim kuruldu. Şu an Esad’ın Rusya nezdindeki konumu Rusya Federasyonu’na bağlı İnguşya valisi gibidir, Putin’in bir adım gerisinde yürümeye mecburdur.

Rusya’nın Suriye’ye gelmesinde Büyük İsrail projesinin mimarlarının rolü çok önemlidir. Fırat’ın doğusunu ABD kontrol altına aldı Suriye’nin bir parçasını böldü. Rejim-Rusya ve İran güçleri Halep dâhil büyük parçasını aldı. İdlip ve Türkiye’nin harekât yaptığı bölgeler muhaliflerin kontrolünde kaldı. Şayet sahanın tamamına Rusya hâkim olursa İsrail en büyük belayı bulmuş olacaktır. Küresel sermayeyi elde tutan Yahudi lobisi zannediyor ki bir iktisadi kriz çıkartır, Rusya Federasyonu’nu çökertiriz, gerekirse dağılmaya zorlarız veya ikna ederek Suriye’den çıkartırız. Hâlbuki durum kesinlikle böyle değildir, böyle olmayacaktır: Birincisi Rusya Federasyonu kendi kendine yeterli nadir ülkelerden biridir, finansal çökertme operasyonları ile dize getirilemez. İkincisi nükleer güçtür, Suriye’den çıkartılması çok zordur. Çıkartılacak nükleer savaşın kazananı olmayacaktır. Üçüncüsü Rusya Federasyonu tarih boyunca girdiği yerden yenilmediği sürece çıkartılamamıştır. Rusya’nın Suriye’ye yerleşmesi İsrail’in güvenliği için ciddi tehdittir.

Rusya’nın rejimin daveti ile Suriye’ye gelip yerleşmesi meşru mudur? 

Kesinlikle meşru değildir. BM’nin tanıdığı devlet rejim değil, Suriye halkının sahip olduğu topraklar ve halktır. Halkın %80’i rejimi tanımamaktadır. Rejim halkın çoğunluğunun desteğini kaybetmiştir. Meşru bir yönetim değildir. Meşru olmayan bir yönetimin davet ettiği Rusya Federasyonu Suriye’de işgalci güçtür. Bulunuşunun meşruiyeti yoktur.

Rus Dışişleri Sözcüsü şöyle söylüyor, “Suriyeli yetkililerin kendi topraklarında neler yapması gerektiği yönündeki açıklamalar konusunda da egemen bir devletin söz konusu olduğunu ve Suriye silahlı kuvvetlerinin kendi toprağında bulunduklarını unutmamak gerekiyor. Baz ilke bu olmalı”

Rejim halk desteğini yitirmiştir, halksız ve katil savaşçıların desteği ile ayakta duran hukuki meşruiyetini kaybetmiş bir yönetimdir. Bu yönetimin Rusya’yı sahaya davet etmiş olması da meşru değildir. Her ne kadar Rusya sözcüleri Suriye hükumetinin daveti üzerine geldik deseler de, hukuki meşruiyetini kaybetmiş rejimin daveti yok hükmündedir. Butlandır. Rusya’nın Suriye’de bulunuşunun meşru temeli yoktur. Halkın %80’i rejime karşıdır. Rejimin kararları halk desteğinden yoksundur. Hukuk teorisine göre devlet halkın teşkilatlanmış halidir. Devlet halkın temsilcisidir. Halka rağmen Rusya’nın Suriye topraklarında bulunması gayrimeşrudur.

Rusya Devleti’nin yöneticileri Türkiye’nin Astana ve Soçi Mutabakatı’nın ihlal edilmesi ve Suriye halkının yok sayılması karşısında gösterdiği dirayetli tutum karşısında ne diyorlar?

Dış İşleri Bakanı Lavrov: "Türkiye'nin İdlib'de rejim güçlerine yönelik olası operasyonu en kötü senaryo olacaktır" 

Dimitri Peskov yaptığı açıklamada “Türkiye’nin İdlib’deki Suriye hükümet güçlerine karşı askeri operasyonu en kötü senaryo olur”

Türkiye Rusya’ya Suriye halkının ezici çoğunluğunu tarafından desteklenmeyen gayri meşru hükumetin davetiyle orada bulunmadığını sık sık hatırlatmalıdır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor: "Şam'daki zorba, halkın olmadığı, Suriyelilerin olmadığı bir Suriye istiyor. İnsan hayatını tamamen göz ardı ederek iktidarda kalmak istiyor. Bunun olmasına izin vermeyeceğiz." 

Sonuç Rusya Federasyonu’nun Suriye’de bulunuşu gayrimeşrudur. Suriye halkının ezici çoğunluğunun tercihi değildir. Rusya Suriye topraklarını terk etmelidir.

Kabul edilmelidir ki Türkiye bu güne kadar reaktif bir politika takip etti, bundan sonra proaktif bir politikaya geçiş yapmalıdır. Teklifimiz şudur:

• Türkiye acilen sürgünde bir Suriye hükumeti kurmalıdır. BM’ye sunmalıdır.

• Bu hükumetin toprakları: Lazkiye güneyi, Hama-Humus-Halep-Münbiç- Deyrizor güneyi olarak tespit edilmelidir. Rejim değişikliğini takiben Suriye’nin tamamına hâkim olması hedeflenmelidir.

• Sürgündeki hükumete ait olmak üzere; Türkiye’nin harekât kontrolünde 6 adet; 2 si komando, diğer dördü zırhlı ve mekanize tugaylardan oluşan askeri güç ve kendi milli ordusu kurulmalıdır.

• Sürgün hükumeti bir anayasa, askere alma kanunları, seçim kanunu ve iç işlerini düzenleyen kanunlar çıkartarak meşru düzen kurmaya derhal başlamalıdır. 

• Sürgün hükûmeti Rusya Federasyonu’nun Suriye topraklarını terk etmesi için BM nezdinde teşebbüse geçmelidir.

• Türkiye hiçbir zaman rejimi ve rejimin hiçbir unsurunu muhatap almamalı, terörist muamelesi yapmalıdır.

• Suriye’yi idare etmek rejimin değil halkın çoğunluğunu temsil eden muhaliflerin hakkı olduğunu kuvvetle savunmalıdır.