“Küçük savaşlar, büyük savaşların provası olarak hizmet eder”

Ermenistan- Azerbaycan sınırında yaşanan gerilimle birlikte dünya gözlerini Kafkasya’ya çevirmişti. Cephe hattında 27 Eylül 2020 sabahı Ermenistan'ın Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine yönelik saldırıları sonucu bölgede tansiyon yükselmiş, meşru müdafaa olarak hava savunma merkezi SİHA’ları kullanan Azerbaycan, Ermenistan’dan hakkı olan Dağlık Karabağ’ı almak için savaş ilan etmişti.Savaş hali 10 Kasım gecesi imzalanan ateşkesle sona erdi ve  Ermenistan yenilgiyi kabul etti.

Savaşın başladığı tarihe geri dönelim..

Geriliminin başında yapılan analiz ve stratejik öngörülerde Ermenistan’ın savaşın kaybedeni olacağı alenen ortadaydı. Şuan ki yaşanan sonuç; Rusya’nın arabuluculuğu ile anlaşma yapılması, Ermenistan’ın ağır zarar ile savaşın kaybedeni olması, Azerbaycan’ın askeri üstünlüğü ile sahada ve masada zafer elde etmesi, Paşinyan’ın ortadan kaybolması, Ermenistan’ın çöküşü..

Bütün bunlar sonuç olasılıklarında yer almıyor muydu? 

ABD seçim sürecinin yaşandığı, Doğu Akdeniz’in şimdilik Navtex ilanları ile zamana bırakıldığı, Libya’daki  Hafter-Sarrac fraksiyonu yaşandığı zamanda Azerbaycan-Ermenistan Savaşı ve sonucunda yapılan mutabakat hangi devletin ve devlet çıkarlarının işine yaradı?

Aliyev uzun süredir devam eden gerilimlerin ardından Ermenistan- Azeri sınırında 30 yıllık çözülmeyen sorun Karabağ'ın,  ikinci büyük şehri Şuşa'yı işgalden kurtardığını duyurdu. Sonucu baştan belli dediğimiz;  Azerbaycan’ın zaferini kutladığımız , Rusya’nın  arabulucu devlet konumunda oturduğu anlaşmanın içeriğini incelemek gerekiyor.

  • Ermenistan ve Azerbaycan kontrol ettikleri pozisyonlarda kalacak.Dağlık Karabağ’ı Ermenistan’a bağlayan Laçin koridoru yolu boyunca Rusya’dan 1.960 asker, 90 zırhlı personel taşıyıcı, 380 araç ve özel teçhizattan oluşan barış gücü yerleştirilecek.
  • Rusya’ya ait barış gücü 5 yıl bölgede kalacak. Tarafların itirazı olmaması durumunda bu süre 5 yıl daha otomatik olarak uzayacak.
  • Karabağ bölgesinde ateşkesi denetlemek için bir barış koruma merkezi kurulacak.Şuşa şehrine girilmeksizin Ermenistan’ı Hankendi’ne bağlayan yeni bir karayolu inşa edilecek. Bu yolun denetiminden Rus barış gücü sorumlu olacak.
  • Azerbaycan tarafı her iki yönde Laçin koridoru ile vatandaşların, araçların ve yüklerin geçişinin güvenliğini sağlayacak.
  • Göçmenler ve mülteciler, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği gözetiminde Dağlık Karabağ’daki ve çevre reyonlardaki evlerine dönecek.Savaş esirleri ve diğer tutukluların yanı sıra ölen askerlerin cenazeleri takas edilecek.
  • Bölgedeki tüm ekonomik faaliyetler ve ulaşım açılacak. Ermenistan toprakları üzerinden Azerbaycan ile Azerbaycan’a bağlı Nahçivan Özerk Cumhuriyeti arasında kara ulaşım yolu açılacak.

Anlaşma metinlerini okurken, birçok  madde içeriğinin Rusya kontrolünde olması , her iki devleti de Rusya’ya daha fazla bağımlı hale getirecektir.Rusya’nın dikkatleri kendi bölgesine çekerek, stratejik öneme sahip arka bahçesini kendi isteğine göre dizayn etti ve böylelikle uzun vadede kazanan  tek devlet oldu.

Tabi ki Azerbaycan’ın askeri başarısı da  aynı zamanda kutlanılması gereken bir zaferdir.Bakü de gelişmeler büyük bir zaferle kutlanıldı ama aynı zamanda da avantajlı Azerbaycan profilinin kullanılmayıp ,Karabağ’ı tamamıyla ele geçirilmemesi eleştirilere de neden oldu.

Aliyev’in , anlaşma imzalandıktan sonra yaptığı konuşma akıllarda kalacaktır.

 "Bu anlaşmada Dağlık Karabağ'ın statüsü hakkında tek bir kelime yoktur. Ne oldu Paşinyan? Cehenneme gitti statü, olmayacak"

BM ve NATO’ya  ulaşabilen  var mı?

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO'nun Dağlık Karabağ'daki çatışmanın tarafı olmadığını Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan'a hatırlatmıştı. NATO’nun bu çatışmanın parçası olmadığını belirtmiş ve “Azerbaycan da Ermenistan da 25 yıldan fazla süredir NATO'nun değerli ortaklarıdır” demişti. Türkiye’nin desteğini kesmesi halinde sorunun çözüleceğini ileri sürmüştü. NATO, Moskova’ya yakınlığıyla ile bilinen Ermenistan’a karşı, müttefiki Türkiye’nin Azerbaycan’ı desteklemesinin arkasında bulunmadı ve bu oyunun kurucusu Rusya’ya kuruluş amacına aykırı bir destek vermiş oldu. 

Uluslararası Adalet Divanı,ateşkes zamanı savaş suçu işleyen Ermenistan’a ses çıkarmadı. Sivil halka yapılan saldırılardan sonra,insan hakları,savaş hukuku ve  sivil haklara yönelik madde madde anlaşma metinlerinin yer aldığı kurumlar; tabiri caizse 3 maymunu oynadı.

Özetle; NATO pasif yaklaşımlarına devam ettiği sürece Rusya açtığı her yeni cephede karşımıza çıkacak ve oyun kurallarını kurmaya devam edecektir.Rusya’nın çözümüne bırakılmamalı dediğim bu cephe “Büyük politikada dostluk değil devlet ve halkın çıkarları vardır” sözünün sahibi Putin ‘in arabuluculuğu ile sonuçlandı.

Sonuç olarak, Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği desteği, insansız hava araçlarının rolü ile birlikte de Türkiye'nin Kafkasya ‘ya giden koridor yolu açıldı.Türkiye ayrıca ekonomi , askeri ve sosyolojik açıdan avantajlı bir koridor ile çıkar elde etti.Azerbaycan’ın zaferini kutluyorum. Mili bir duyguyu Türkiye’ye de yaşattığı için ve  Türk halkına verdiği sevinçten dolayı  da mutluyum. Dış politika gündeminin önem kazandığı ve ülkemiz açısından da zor olan dönemlerde ortak çıkar ve iş birliğine giden yolda, Türk birliğinin önemi çok değerlidir.

Mutlu Günler dilerim.