Tarih boyunca Ermeniler Türklere düşman olmuş, tarihi tahrif etmiş, onu dünya siyaset arenasına taşımış ve böylece tüm dünyadaki Türk karşıtı güçlerin elinde bir oyuncak olmuşlardır. ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak adlandırması, tarihin tahrif edilmesinden başka bir şey değil, aynı zamanda onu tahrif eden güçlere de bir destektir.
Bu, Ermeni lobisinin uzun yıllar süren lobiciliğinin, çok paraya mal olan ve bir sözle sonuçlanmasının sonucudur. ABD yönetiminde ve Kongre'de Ermeni lobisinin etkisi ve mali bağımlılığı altında olan çok sayıda yetkili olduğu bir sır değil. Bu adım, bu insanların tarihi tahrif etme ve kendi siyasi amaçları için kullanma girişimi olarak anlaşılmalıdır.
Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği başarılı askeri operasyonlar, Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Türkiye'nin bağımsız dış politikası ve nihayet Karabağ konusunda Azerbaycan'a verdiği manevi kayıtsız ve şartsız destek Ermeniler ve destekçileri için ciddi endişelere neden olmuştur. Türklerin gücünü hazmedemediler ve böylesine tarihi bir hata yapıldı. Mevcut gerçekliği kabul etmek istemeyen çevreler, jeopolitik çıkarlarını bu tür adımlar atarak güvence altına almak isterler.
Daha da kötüsü, bugün Güney Kafkasya'da barış ve güvenlik için çok sayıda fırsat var, işbirliği platformları ortaya çıkıyor ve böyle bir durumda böylesine tarihi bir hatayı yapmak kırılgan bir barışa darbe vuruyor. Bölgedeki ulaşım koridorları ve sınırların açılması gibi önemli projelere de ciddi bir darbe vuruyor. Türkiye-Ermenistan sınırı açılabilir. ABD gibi bir devlet Ermenistan'ı siyasi ve ekonomik ablukadan kurtarmaya çalışmak yerine dünya siyaset arenasını karıştırmakta ve yanıltmaktadır. Sonuç olarak Amerika Birleşik Devletleri Ermenistan'ı daha kötü bir duruma sürükledi. Kısacası, böyle bir adım atmak intikamcı güçlerin çıkarlarına hizmet etmektedir.
Dünyanın önde gelen ülkeleri ve liderleri, bunun Güney Kafkasya'da barış, güvenlik ve işbirliği ile ilgilenmeyen, daha çok düşmanlık tohumlarını eken Ermenistan ve Ermeni lobisinin sinsi politikalarına hizmet ettiğinin farkına varmalıdır. ABD, Türkiye'nin tarih inceleme çağrılarına kulak vermelidir. O zaman Ermenilerin aslında tarih boyunca Türklerden nefret ettikleri ve onlara soykırım yaptıkları anlaşılacaktır. Bunlar arasında 1915'te Türklere yönelik soykırım, Türk diplomatlarına yönelik cinayetler, 1918'de Azerbaycanlılara yönelik soykırım, 1992'de tüm dünyanın gözü önünde işlenen ve insanlığın zıddı olarak görülmesi gereken Hocalı soykırımı sayılabilir.
Dar bir grubun çıkarlarını güvence altına almak için Türkiye gibii bölgede ve dünyada güçlü bir müttefiki karşına almak kabul edilemez. Tarihi asılsız gerçeklerle tahrif etmek kabul edilemez. Bu, o devletin dünyadaki imajıyla, aynı zamanda tarihin bu şekilde tahrif edilmesinin gelecek nesiller için ve daha küresel bir anlamda insanlık için bir şey vaat etmediği ile çelişiyor.
Azerbaycan devletinin sözde "Ermeni soykırımı" ile ilgili kararlı tutumu da bilinmektedir. Azerbaycan kesinlikle böyle bir adıma karşıdır. Çünkü Türkiye aleyhine verilecek her kararı aleyhimize bir karar olarak kabul ediyoruz. Ne Türkiye ne de Azerbaycan bu açıklamayı kabul etmiyor, şiddetle kınıyor ve aynı zamanda tarihi çarpıtmaya yönelik çok yanlış bir adım olarak kınıyor, bu da dünya siyasi tarihine olumlu sonuçlar ve faydalar getirmeyecek.
Amerika Birleşik Devletleri gibi büyük bir ülke Ermeni lobisinin elinde bir araç olmamalı. Ermenistan'ın bir devlet olarak olumlu kaderi, tarihi tahrif etme meselesi değil, diğer devletlere ve onların çeşitli etki araçlarına sahip politikalarına baskı yapmaktan ziyade, Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkileri normalleştirme meselesidir.
Kısacası, gerçek şu ki hiçbir şey değişmeyecek. ABD Başkanı'nın sözü uluslararası bir mahkeme değildir. Tarihsel bir temeli veya yasal gücü yoktur. Şimdiye kadar yapılan birçok açıklamadan sadece biri.