Keçikayası köyünde Hacı Molla Sait'in kızını kendi eliyle boğazlaması için zorlandığı, her teklifte uzuvlarından biri kesildiği yönündeki bilgi de söz konusu belgede yer aldı. Van'ın bir başka köyüne ilişkin belgedeki, "Nezu Hatun, tandırda yakılarak iki torununun etini babasına ve anasına yedirmek üzere zorlandığını ve onların yemek istememelerinden dolayı öldürüldüğünü görmüş olmasından etkilenerek delirmiştir" ifadesi ise Ermeni çetelerinin yaptığı mezalimi gözler önüne seriyor.

1. Dünya Savaşı sırasında Trabzon, Erzurum, Bitlis, Van ve çevresindeki bölgelerde Ermeni mezaliminden kaçarak Anadolu’nun iç kısımlarına iltica eden Müslüman sayısının 1 milyon 236 bin olduğunu dile getirildi. Çalışmaya imza atan Karacakaya "Ermeni çetelerin katliam ve baskıları sonucu Müslüman ahaliden 1 milyon 200 binden fazlası tehçire uğradı. Bu nüfusun 605 bin kadarı yollarda ve kaçtıkları bölgelerde açlık, susuzluk ve salgın hastalıklardan zayi ve gaib oldu. 1914-1918 arasında doğu vilayetlerin 363 bin 141 Müslüman, 1918-1921 arasında ise 154 bin 964 olmak üzere toplam 516 bin 105 Müslüman katliama uğradı. Ermeni çete ve gönüllü alayları yüzünden toplamda 1 milyon 121 binden fazla Müslüman yaşamını kaybetmek durumunda kaldı" dedi. "Savaş sonunda ortaya çıkan tablo"

10 Mart 1919'da Van Vilayeti "Harpten önce 308 bin olan Müslüman nüfusu savaş bittikten sonra 100 binden biraz fazla olduğu anlaşılmıştır. 200 bin kadar Müslüman'ın iç bölgelere iltica ettiği, 100 bin kadarının yaşamını yitirdiği ortaya konulmuştur."

24 Şubat 1919'da Bitlis Vilayeti"488 bin kayıtlı nüfustan yüzde 74’ü (361 bini) Müslüman'dır. Müslümanlar'ın yüzde 30’u (108 bini) harbin etkisiyle vefat etmiş, yüzde 61’i (220 bin) iç kısımlara iltica etmiştir. Şu anda (o dönem) yüzde 29’unun (104 binin) Bitlis’te bulunduğu anlaşılmaktadır. Dönmesi muhtemel ise yüzde 15 (54 bin) Müslüman vardır."

30 Ocak 1919 Erzurum Vilayeti "İç kısımlara iltica edenler 448 bin 207, dönenler 173 bin 304, dönmesi muhtemel bulunanların 108 bin 898, kayıp veya telef olanların sayısı da 207 bin105 kişi."

27 Ocak 1919 Trabzon Vilayeti

Bazı Üniversitelerin bilim kurulları süzgecinden geçerek yayımlanan bilgilere göre Çarlık Rusya’sının Hıristiyanlığı resmi olarak kabul etmesinden sonra Kilise ve Çar’ın baskıları karşısında oluşan muhalif köylü hareketinin temsilcilerinden olan
Malakanlar, Çarlık Rusya’sı tarafından Güney Kafkasya’ya sürülmüştür. Böylece Ruslar hem bu muhalif hareketten uzak kalmış, hem de bölgenin Ruslaştırılması için son derece önemli bir adım atmışlardır.

1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sonucunda Kars Ardahan ve Batum’un savaş tazminatı olarak Çarlık Rusya’nın eline geçmesiyle; zaten Anadolu sınırlarına kadar gelmiş olan Malakanlar bu bölgelere yerleştirilmiştir. 15 Ağustos 1918 yılında ise Kars’ın Osmanlı Devleti topraklarına katılmasıyla, Malakanlar’ın önemli bir kısmı ayrılsa da bir kısmı burada yaşamaya devam etmiştir.

İşgal dönemlerinde Çarlık Rusya’sının askeri yöneticileri nedeniyle bölgede yaşayan Müslümanlar ile iyi ilişkiler kurulamazken, Kars’ın Osmanlı Devleti toprağına katılmasıyla, bölgede yaşayan ve sonra da göç eden Müslümanlar ile iyi ilişkiler kurulmuştur. Bu dönemde Ermeniler ile Malakanlar aynı dine sahip olmalarına karşın Ermenilere herhangi bir yakınlık duymamışlardır. Çünkü Ermeniler Müslümanlara yaptıkları katliamların yanı sıra Malakanlara da büyük zulümler yapmışlardır.
Bu zulüm karşısında bazı Malakanlar göç etmek zorunda kalmışlardır. Malakan ve Müslüman köyleri hudut komutanlıklarına müracaat ederek yardım istemişlerdir.

İnanışları gereği savaşı ve silah kullanmayı reddeden, insan öldürmeyi en büyük günahlardan birisi olarak gören Malakanlar bu mezalim karşısında Müslümanlar gibi savunmasız kalmışlardır. Halen Kars’ta yaşayan bir avuç Malakan’ın anılarında bu acı anılar tazeliğini korumaktadır. Ermeni Mezaliminden kaçan Türkler ise Malakanlar’ın evlerine sığınmışlardır. Anlaşılacağı üzere isyan eden Ermenidir, zulmeden Ermenidir, katliam eden Ermenidir. Mazlum ve mağdur olan, yüzbinlercesi katledilen, tecavüze uğrayan, yerinden yurdundan sürülen mâsum Anadolu müslümanıdır. Fakat Ermeniler bir asırdır yaygara yapmakta, basın, yayın ve propaganda yoluyla dünyayı aldatmağa çalışmakta; haçlı ruhuyla hareket eden bazı devletler de onlara destek olmaktadır. Soykırım iddiasına gelince; 1914 nüfus sayımına göre Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni sayısı 1.300.000'dir. Bunun 525.000'i işgalci Ruslarla beraber Rusya'ya göç etmiştir. Amerika, Suriye, Yunanistan, İran, Lübnan vs. ülkelere göç edenlerin sayısı da 582.000'dir. Toplam 1.107.000 Ermeninin göç ettiği anlaşılmaktadır. Türkiye'de kalan 50.000 civarındaki Ermeni'yi hesaba katınca, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında, Ermeni isyanları ve göçler esnasındaki toplam Ermeni kaybının 143.000 civarında olduğu anlaşılır. Halbuki aynı dönemde, aynı bölgelerdeki müslüman ahalinin kayıpları 1.400.000'i bulmaktadır. (15) Yâni esas soykırıma uğrayan müslümanlar olmuştur.

Emperyalist Ülkelerin kışkırtmaları sonucu Bin yıl birlikte yaşadıkları birlikte tarih yazdıkları Türk insanına ve mukaddes vatana ihanet eden Ermeniler günümüzde de Emperyalist ülkelerin şamar oğlanı durumundadırlar Yakın tarihimiz içerisinde ERMENİ TAŞNAK cemiyeti yerini ERMENİ ASALA TERÖR ÖRGÜTÜ halini almıştır diğer ülkelerde görev yapan onlarca TÜRK Elçi ve diplomatlarımız kalleşçe şehit edilmiştir.

Tüm Şehitlerimize Cenabı haktan Rahmet diliyor, Ülkemizi felaketin eşiğine getiren Emperyalist maşası hainleri kınıyoruz.