Bin yıldır Anadolu'da, 550 yıldır da İstanbul'da birlikte yaşadığımız, Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin önemli mevkilerinde bulunmuş olan Ermeni vatandaşlarımızla aramızda hiçbir zaman önemli sorunlar olmamıştır.  

Osmanlı-Rus savaşında dış kışkırtmalarla Doğu Anadolu'da giriştikleri katliamlar dışında iki millet de aynı pota içinde dostça yaşamıştır.  

Doğu Anadolu'da kalkıştıkları toplu katliamlar nedeniyle o bölgelerden güvenlik nedeniyle sürülmeye tabi tutulmuşlardır.  

Güvenlik gerekçesiyle ve savaş ortamında meydana gelen bazı can kayıplarını Hristiyan dünyası büyüterek, Osmanlı'yı soykırımla suçlamışlardır ve bu çamur atma hâlâ sürdürülmektedir.

Oysa Doğu Anadolu'da soykırıma uğrayan Türk Milleti idi. Uluslararası düzeyde sürekli suçlandığımız ve haksızlığa uğradığımız olaylardan biri de bu Ermeni tehciri olayıdır.  

Bu olayın dışında bakıldığında Ermeniler'le bir sorunumuz görülmemektedir.  

Dış ülkelerdeki Ermeni Diasporası'nın elçilerimize yönelik başlattığı saldırıları, ülkemizde yaşayan Ermeni Cemaati liderleri, devamlı kınamıştır.  

Ermenistan'ın, Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ve Yukarı Karabağ'da yaşayan bir milyonu aşkın Azeri'nin göçmen durumuna düşürülmesi, Ermenistan ile aramızdaki siyasi ilişkilerin sürekli gergin kalmasına yol açmaktadır.  

Diaspora Ermenilerin'den veya Ermenistan Ermenileri'nden Türkiye'ye yönelik suçlama ve saldırılar her zaman olmaktaydı.  

Ama Türkiye'de yaşayan Ermeniler'den böyle küstahça bir saldırı gelmesi bizleri şaşırttı!?  

Ermeniler kime güveniyor?  

ABD'ye mi, Avrupaya mı?  

Haftalık Ermeni AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in köşe yazısında "Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan..." diye devam eden makalesinde Türklüğe ağır saldırı ve hakaret var.  

Okurlarımız Şişli Cumhuriyet Savcılığına başvurarak suç duyurusunda bulunuyorlar.  

Vatandaşlarımızı sakin olmaya davet ediyoruz. Geçmişte Rumlar'a karşı yapılan davranışların olmamasını dileriz.  

Aynı gazete, önceki günlerde Sabiha Gökçen olayını gündeme getirmişti. Şimdi de Türklüğe hakaret etmekte bir sakınca görmediler.  

Umarız akıllarını başlarına alırlar.  

Tarihte Yunanlılar da Ermeniler de güvendikleri ağa babaları tarafından korunamadıklarını iyi hatırlasınlar.  

ABD veya AB ne Rumlar için ne de Ermeniler için Türk Milleti ile çatışmaya cesaret edemez.  

Ama ABD'nin uyguladığı global politikalar sonucu Türkiye belli oranda Hıristiyanlaştırılabilirse (!?) ki bütün plan ve hesapları bu süreç izlenerek yapılmaktadır, o  zaman ülkemizi parçalamak isteyen düşmanlara gün doğar.  

Yoksa böyle bir aşamaya mı geldik?  

Bu cesareti nereden buluyorlar?    

Su uyur, düşman uyumaz.  

Türk Atasözü