ABD Başkanı Joe Biden geçtiğimiz günlerde ilk resmi kurum ziyaretini ABD Dışişleri Bakanlığı'nda gerçekleştirdi. Ziyareti sırasında vereceği mesajlar devletler arası ilişkiler açısından önemliydi ve nitekim dış politika önceliklerini açıklayan konuşmalar gerçekleştirdi. “Amerika geri döndü, diplomasi geri döndü” ifadelerini kullanan Biden , resmi makamı ile ilk teması kurmayı bekleyen ülkelere öncelikli mesajını iletti. ABD’nin Rusya’ya boyun eğmeyeceğini ve Rusya’ya yaptıklarından dolayı hesap vermeye zorlayacaklarını belirten Biden ayrıca ciddi rakibi Çin ile diyalog mesajlarını ve ülkesinin Yemen'deki savaşta Suudi Arabistan'a verdiği askeri desteği sona erdirdiğini bildirdi.

Önceliğimiz olan Türkiye-ABD ilişkilerine baktığımız zaman ise en çok merak edilen konulardan biri Biden yönetimi ile Türkiye diyalogunun hangi düzeyde olacağıydı. Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerinin alması nedeniyle ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ‘ın Türkiye’den “sözde müttefik” olarak bahsetmesi bu merakı yeterli bir şekilde karşıladı. Biden yönetiminin Türkiye’ye karşı izleyeceği politika açısından önemli göstergeleri ortaya koydu. Diğer bir konu ise Türkiye ile yeni yönetim arasındaki ilk temasın nasıl kurulacağıydı. Bununla ilgili ilk görüşme Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İbrahim Kalın ile gerçekleşti.Bir saat süren konuşmada Türkiye-ABD ikili ilişkileri başta olmak üzere Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Kıbrıs, Kovid-19 ve uluslararası iklim rejimi konuları ele alındı.

Almanya ,Rusya ve Fransa gibi bazı ülkeler ile doğrudan temas kuran Biden, bazı ülkelerle de ilk teması Dışişleri Bakanı Antony Bliken üzerinden sağladı. Ancak NATO müttefiki olan Türkiye ile henüz her iki kanaldan da bir temas kurulmadı. Bu sebeple Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuracağı ilk iletişim kritik önem taşıyor.

Tabii ki temasın henüz kurulmamış olması iki ülkenin de dolaylı iletişim kurmasının önüne geçemedi. Nitekim Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylardan dolayı ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “barışçıl gösterileri yakından izlediklerini”, “öğrencilerin ve diğer göstericilerin gözaltına alınmasından kaygı duyduklarını”, “bu gösterileri çevreleyen LGBT karşıtı söylemleri kuvvetle kınadıklarını”  belirtti. ABD yönetiminin insan hakları korunmasına verdiği önemi de vurgulayan Price, çok değil daha bir ay öncesinde ülkesinde yaşanan demokrasi darbesi sonucu oluşan kaos ortamını unutmuş gibiydi. Yanıt olarak Dışişleri Bakanlığı’ndan ,Türkiye’nin içişlerine müdahale etmeye kalkışmanın kimsenin haddi olmadığı hatırlatılarak, “Ülkemize demokrasi ve hukuk dersi vermeye kalkanlara aynaya bakmalarını tavsiye ediyoruz.” denildi.

Görüldüğü üzere Biden yönetimi ile ilişkiler soğuk, resmî açıklamalar eşliğinde başladı ve sadece bununla da kalmadı. Ayrıca İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 15 Temmuz 2016'da meydana gelen darbe girişiminin arkasında ABD'nin olduğuna yönelik sözlerine karşı Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, yaptığı yazılı açıklamada  “ABD’nin Türkiye’de 2016’da meydana gelen darbe girişimiyle hiçbir ilgisi yoktu ve yaşananları derhal kınadı. Üst düzey Türk yetkililerin bunun aksi yönündeki iddiaları tamamen gerçek dışıdır” ifadelerine yer verdi.

Bu denli soğuk rüzgarların esmesi,  iki ülkenin güven ilişkisi açısından olumsuz , Türkiye’nin diplomasi konusunda yetersiz kalmasını umut eden diğer ülkeler açısından da olumlu bir hava oluşturmaktadır. ABD yeni yönetimi gelmeden önce de belli olan iki ülke arasındaki olası problem yaşatabilecek konular hakkında bir girişim sağlanmadan böylesine arka gündem konularının konuşulması öncelikli konuların çözümüne pek bir yarar sağlamayacak.  Özellikle çıkar çatışması yaratan ve Türkiye’nin bir müttefikmiş gibi davranmadığı iddia edilen S-400 konusu ve YPG ile olan iş birliği konuları ivedilikle çözüm bekliyor.

Terörle mücadele konusunda öne çıkan ve Trump döneminde de masada sonuç alınamayan ABD’nin PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG ile olan iş birliği, Biden döneminde çözüme kavuşabilecek mi?

Zamanında Amerikan yönetimi adına "Aslına bakarsanız bir çoğumuzun Temmuz olayları sırasında Türkiye'deki duyguların derinliğini anladığımızı ya da belki anladığımızı ifade edebildiğimizi sanmıyorum. Bu Türk devletinin ve Türk halkının kalbine saplanan bir hançerdi" diyerek 2016 Temmuz darbe girişimi hakkında özeleştiri yapmasıyla hatırlanan Blinken , FETÖ elebaşı Gülen iadesi konusunda bir girişim yapacak mı?

Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşmasından rahatsızlık duyulurken ve Türkiye yüzünü Batı’ya dönmeli vurgusu yapılırken bu durum Türkiye- Rusya ilişkilerine nasıl yansıyacak?

Türkiye ile ABD’yi önümüzdeki dönemde, zorlu ve karmaşık bir süreç bekliyor .Biden’ın geri geldiğine inandığı Amerikan diplomasisine, Türkiye’nin de hazır olduğunu göstermesi gerekmiyor mu?

Bunlar cevaplanması gereken öncelikli başlıklar ama önce Biden ve Erdoğan’ın ilk görüşmesinin gerçekleşmesi ve o ana kadar da soğuk havanın giderilmesi gerekiyor.

Mutlu günler dilerim.