İSTANBUL - Son dönemde Türkiye'de bankacılık başta olmak üzere bazı sektörlerden yabancı sermayenin çıkma kararı aldığına yönelik iddiaları "ekonomik suikast" olarak niteleyen uzmanlar, sistemde dedikodu üretmesi sebebiyle bu spekülasyonların Bankacılık Kanunu'na göre suç teşkil ettiğini belirtti.

Uzmanlar, yabancı sermayenin son günlerde bankacılığın da aralarında bulunduğu bazı sektörlerden "Bank Asya'ya yapılan operasyonun oluşturduğu kaygı ve ülkede gördükleri ekonomik belirsizlik nedeniyle çıkma kararı aldığı" şeklindeki iddiaları AA muhabirine değerlendirdi.

Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban, "Bir deli kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış misali, bir 'Türkiye'de kriz var' furyasıdır sürüp gidiyor" dedi. 

Bu kapsamda, Bank Asya ile başlayan süreçte çok farklı banka isimlerinin, çok farklı şekillerde gündeme geldiğini anımsatan Ban, Bank Asya konusundaki gelişmelerin "uluslararası kuruluşların ve yatırımcıların Türkiye'den çıkma kararı almalarında etkili olduğu" iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ismi geçen bankaların da bu iddiayı yalanladığını aktardı.

'Bankacılık sektörümüze yönelik asılsız iddialar' 

Prof. Dr. Ban, son dönemde bankacılık sektörü başta olmak üzere yabancı sermayenin Türkiye'den çıktığına yönelik iyice artan spekülasyonların "ekonomik suikast" niteliği taşıdığını vurgulayarak, bu yolla siyasi ve ekonomik istikrarı bozarak Türkiye'yi zora sokmanın amaçlandığını söyledi.

'Banka kaçışları diye üretilen dedikodu, tamamen gerçek dışı' 

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Toprak ise "Paralel yapı medyasının bu konuyu bu şekilde yansıtması, esasında sadece Bank Asya ile ilgili değil, bankacılık sistemi hakkında dedikodu üretme olarak değerlendirilebilir ve bu Bankacılık Kanunu'na göre yargılanmayı gerektirecek bir suçtur" dedi.

Dolayısıyla söz konusu dedikoduların inandırıcılığı olmadığı gibi yabancı yatırımcılar için de itibar edilmeyecek hususlar olduğunu dile getiren Toprak, "Türkiye orta ve uzun vadede Ortadoğu'nun, Kafkasya'nın ve Avrupa ile Asya arasındaki bağlantı noktasının ekonomi üssü. Böyle olduğu için de giriş-çıkışları  ülkedeki geçici tartışmalarla, dalgalanmalarla yorumlamak asla mümkün değil" dedi.

Metin Toprak, doğrudan yatırımlara ve portföy yatırımlarına bakıldığında Türkiye'ye gelen sermayenin de giden sermayenin de olduğuna işaret ederek, "Bunlar tamamen ekonomik öngörülerle, şirketlerin kendi zayıflıkları, güçlükleri ya da büyüme yollarıyla ilgili kararlardır. Uluslararası bankaların dünyadaki şubeleşme, şubelerini konsolide etme ya da yeni şubeler açma politikaları da bugün alınan bir karar değildir" yorumunu yaptı.