İSTANBUL 

Ukrayna’daki olayların büyümesiyle can kayıpları artarken, ülkede yatırımları bulunan Türk iş adamları ekonomik açıdan zor günler yaşıyor. Türk iş adamları ödemeler ve vade konusunda Türkiye'deki tedarikçilerden, krediler konusunda da bankalardan yardım talebinde bulundu.

AA muhabirine Ukrayna'daki gelişmeleri anlatan Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği (TUİD) Başkanvekili Burak Pehlivan, Ukrayna’da başlangıçta Avrupa Birliği yanlısı gösteriler olarak başlayan ancak daha sonra hükümet karşıtı protestolara dönüşen olayların 3. ayını bitirdiğini söyledi. 

Ülkenin en büyük 3. cep telefonu operatörünün ana hissedarının Turkcell olduğunu, Türkiye’nin önde gelen holdinglerinin Ukrayna’da üretime dönük yatırımları bulunduğunu aktaran Pehlivan, "Bütün bunlara karşın hakikaten zor bir dönem geçiriyoruz. Türk firmaları yaşananlardan derinden etkilenmişlerdir. Tedariğini Türkiye’den yapan firmalarımıza ödeme ve vade konusunda Türkiye’deki tedarikçilerinin destek, bankaların ise krediler konusunda katkıda bulunma zamanı. Bugünler inşallah gelip geçer, ama Ukrayna’daki Türk sermayesi ve iki ülke dostluğu kalıcı olur" diye konuştu. 

Sürecin nereye gideceğini kestirmenin kolay olmadığını dile getiren Pehlivan, "Ukrayna bağımsızlığını ilan ettiği günden beri neredeyse terör olayı yaşamamış bir ülke. Halk barışçıl, uzlaşmacı, demokrat bir kara sahip buna rağmen özellikle son yaşanan şiddet olayları herkes açısından şaşırtıcı oldu. Umuyoruz ki demokrasi içerisinde en kısa zamanda taraflar uzlaşır, ülkenin ve halkının menfaatine olan ortak bir noktada anlaşma sağlanır" temennisinde bulundu.

"700 civarında Türk sermayeli firma bu ülkeye 2 milyar doların üzerinde kaynak getirdi"

Yaşananlardan iş dünyasının çok olumsuz etkilendiğini belirten Pehlivan, Ukrayna ekonomisine ilişkin şunları aktardı:

"Ekonomi 2013 yılının son çeyreğini saymazsak 5 çeyrektir zaten küçülüyordu. Yerel para birimi grivna dolar karşısında son 5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Ayrıca şirketler ancak 6 gün valörlü olarak döviz satın alabiliyorlar. Döviz alım-satımı merkez bankasının sıkı kontrolüyle gerçekleşiyor. Bu ekonomik ve siyasi ortamdan yabancı sermayeli ve ithalat ağırlıklı çalışan firmalar daha çok etkilendi ve Türk firmaları da genelde ithalatçı konumdalar.

 Ukrayna’da bulunan Türkler'in iş yapmaya dün başlamadığını, uzun yıllardır ülkede etkin ticaret yaptıklarını anlatan Pehlivan, "Ülkenin en zor zamanlarında da Türk firmaları burada iş yapıyordu. 700 civarında Türk sermayeli firma bugüne kadar bu ülkeye üçüncü ülkelerden gönderilen sermaye ile birlikte 2 milyar doların üzerinde kaynak getirdi. Türk şirketleri ağırlıklı olarak, perakende, inşaat, iletişim, lojistik gibi alanlarda aktifler" bilgisini verdi.  

Ülkedeki Türk müteahhitlik atağıyla ilgili bilgiler paylaşan Pehlivan, "Türk müteahhitler bugüne kadar aralarında Kiev’in dünyaya açılan kapısı Borpispol Havaliman ana terminal binasının, Avrupa’nın en modern statlarından biri olan Şahtar Donetsk Stadyumu'nun, çok sayıda 5 yıldızlı otelin ve yüzlerce kilometre otoyolun da bulunduğu pek çok projeyi tamamladılar.. Hali hazırda ise Kiev’in en uzun caddesi Zafer Bulvarı’nın birçok köprülü kavşak geçişiyle birlikte rekonstrüksiyonu, ülkenin en lüks oteli ve yine en yüksek binasının yapımları Türk inşaat firmaları tarafından gerçekleştiriliyor" ifadelerini kullandı. 

Ülkedeki kriz komşu ülkelere de sıçrar mı?

Ülkedeki krizin komşu ülkelere sıçrayacağını düşün söyleyen Pehlivan, iki kutuplu mücadeleye dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Ukrayna üzerinde Avrupa Birliği ve ABD’nin oluşturduğu Batı bloğu ile Rusya arasındaki güç mücadelesi bundan sonra da yaşanabilir. Neticede Ukrayna’nın bir olarak, parçalanmaya dönük senaryolara itibar etmeden, iç huzurunu ve barışını tesis etmesini, demokrasi içerisinde tarafların uzlaşmasını ve bir an önce normalin sağlanmasını ümit ediyoruz. 

Ukraynalılar çok daha iyi, kalkınmış, müreffeh bir ülkeyi hak ediyorlar. Bunu da bir noktada iktidar ve muhalefet beraber çalışarak inşallah başaracaktır. Zira bugünün iktidarı yarın muhalefet, bugünün muhalefeti ise yarının iktidarı olabilir. Konumlar değişse de değişmese de eninden sonunda uzlaşmanın, antlaşmanın sağlanması şart."