İSTANBUL - AA muhabirinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden yaptığı derlemeye göre, geçen yıl Türkiye'de nakdi kredilerin mevduata oranının en yüksek olduğu il Gaziantep çıktı. Bu ilde, tasarrufların kredilere oranı yüzde 352,59 olarak gerçekleşti. Buna göre Gaziantep her 1 lirayı bankaya yatırırken, yaklaşık 3,5 lirayı da bankadan kredi çekerek harcadı. 

Bu konuda Gaziantep'in hemen arkasından gelen il ise Şanlıurfa. Bu ildeki nakdi kredilerin mevduata oranı ise yüzde 325,04 oldu. 

Şanlıurfa'yı yüzde 268,99 ile Mardin, yüzde 265,21 ile Osmaniye, yüzde 258,42 ile de Kahramanmaraş takip etti. Bu illerin hemen arkasında ise Siirt, Diyarbakır, Bitlis, Adıyaman ve Van yer aldı. 

Sadece 4 il borcundan çok tasarrufa sahip

Verilere göre  81 ilden sadece 4'ünün borcu tasarruflarından daha az. Toplam mevduattan daha düşük miktarda kredi kullanan iller Zonguldak, Tunceli, Aksaray ve Ankara olarak sıralandı.

Nakdi kredilerin mevduata oranının en düşük olduğu il ise Zonguldak oldu. Bu oran Zonguldak'ta yüzde 80,38 olarak gerçekleşirken, bu kenti yüzde 81,01 ile Tunceli, yüzde 89,89 ile Aksaray, yüzde 98,5 ile de Ankara takip etti.

Tasarrufu borcundan daha çok olan iller 2013 yılında Uşak, Aksaray, Ankara ve Tunceli olarak sıralanmıştı. Buna göre Ankara, Aksaray ve Tunceli 2014'te de yerini korurken, değişim Zonguldak ve Uşak illerinde yaşandı.

Borcundan çok tasarrufu bulunan iller 2012'de Bartın, İstanbul, Uşak, Aksaray, Zonguldak, Ankara ve Tunceli; 2011'de ise Sivas, Hakkari, Eskişehir, Zonguldak, Muğla, Erzincan, Bartın, İstanbul, Uşak, Aksaray, Ankara ve Tunceli'den oluşmuştu.

"Kullanılan krediler geri ödenebiliyorsa, bu durumun sorun edilmemesi gerek"

İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kadir Tuna, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, ticaret ve sanayi şehri olan Gaziantep'in Türkiye'nin ihracatta lokomotif illerinden biri olduğunu söyledi.

Bu nedenle söz konusu kentte yoğun bir kredi kullanımı olduğunun altını çizen Tuna, bu kredilerin önemli bir bölümünün yatırıma gittiğini dile getirdi.

Kullanılan krediler geri ödenebiliyorsa bu durumun sorun edilmemesi gerektiğini vurgulayan Tuna,  "Fakat şunu sorgulamamız gerekiyor. Bazı illerdeki kredi dönüşlerindeki sorun belirli sektörlerden mi kaynaklanıyor ya da banka olarak kredi müşterisi seçiminde hatalar mı yapılıyor? Bu yönüyle de analiz etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

Bankaların her zaman kredi için doğru müşteriyi bulamayabileceğini, bundan dolayı bankaların burada öz eleştiri yapmasında yarar olduğuna işaret eden Tuna, "Bankalar bölgelere kredi ve mevduat konusunda hedefler veriyor. Kredi vermek mevduat toplamaktan her zaman daha kolaydır. Bu yönünü de gözden kaçırmamalıyız" ifadelerini kullandı.

Genel olarak verilere bakıldığında tasarruf oranının istenilen düzeylere ulaşmadığının bir gerçek olduğunu vurgulayan Tuna, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son yıllarda özellikle BDDK'nın aldığı tedbirler tasarruf teşvikinde bir rol oynamaktadır. Öte yandan son bir yılda yükselen faizlere rağmen gerek hane halkı, gerekse işletmelerimiz kredi kullanımlarına devam etmektedir. Türkiye'nin büyüme tasarruf dengesinde makul olan seviyeyi bulması gerekir. Fakat kısa vadede hızlı sonuç almamız mümkün değil. Şuan ki mevduat faizlerin genel seviyesine baktığımız zaman enflasyonun yaklaşık 3-3,5 puan üzerinde seyrettiğini görüyoruz. Bu oran bazıları için, tasarruf için uygun bir seviye olarak görülmekle birlikte mevcut kredi faizleri ile borçlanmaya devam eden kesimin de az olmadığını görmekteyiz. Konut, otomobil alımlarında kredi kullanımı önemli bir paya sahip. Ekonomideki aktivitenin devamı içinde bu kredi kullanımlarının da devam etmesi gerekiyor. Gözardı etmememiz gereken diğer bir nokta da finans sistemine girmeyen, özellikle fiziki altın gibi geleneksel yatırım araçlarının halen cazibesini koruması. Altın halen Türk halkının gözde tasarruf aracıdır."