EDİRNE - Edirne'de yaklaşık 1 milyon 200 bin dekar arazide yetişen buğdayın ekimine başlandı. Normal süreçte 15 Ekim'de ekime başlayan üretici, yaşanan kuraklık ve üründe buna bağlı hastalıklardan dolayı mesaiye 15 gün geç başladı. Buğday ve ayçiçek üretimi yapan Ziraat Mühendisi Birol Demir, kurak dönemlerde tohum çeşidinin önemine dikkat çekerek, "Bunun yanı sıra bahar yağmurlarını artık daha geç periyotta almaya başladık. Özellikle mayıs ve sonrası gibi olmaya başladı. Buna bağlı olarak ekim planında tohumları erkenci çeşitlerden ziyade orta erkenci çeşitlerden seçmeye çalışıyoruz" dedi. 

Türkiye'nin en çok buğday üretimi yapan illeri arasında ilk 10'da bulunan Edirne'de, yaklaşık 1 milyon 200 bin dekar arazide buğday ekimi başladı. Normal süreçte 15 Ekim'de ekime başlayan üretici, yaşanan kuraklık ve üründe buna bağlı oluşan hastalıklardan dolayı mesaiye 15 gün geç başladı. Üreticiler, mevsim yağışlarını alabilmek ve ürünün bozulmaması için bu tarihin ertelendiğini dile getirdi. 

Sarayakpınar köyünde buğday ve ayçiçeği üretimi yapan ziraat mühendisi Birol Demir, özellikle kurak dönemlerde tohum çeşidinin önemine dikkat çekti. Bölgenin yağmurları artık daha geç periyotta almaya başladığını söyleyen Demir, "Kuraklıkta tohum çeşidi seçimi tabi ki önemli, bunun yanı sıra bahar yağmurlarını artık daha geç periyotta almaya başladık. Özellikle mayıs ve sonrası gibi olmaya başladı. Buna bağlı olarak ekim planında tohumları erkenci çeşitlerden ziyade orta erkenci çeşitlerden seçmeye çalışıyoruz. Bahar ayında geç gelen yağmurlardan yararlanabilmek adına bunu yapıyoruz" dedi.

'KASIM AYININ İLK HAFTASI UYGUN'

Buğday ekim tarihinin ekim ayında değil kasım aynın ilk haftasında yapmaya başladıklarını ifade eden Demir, "Ekim tarihi çok önemli. Özellikle Edirne gibi kışı biraz daha sert geçen bölgelerde kasım ayının ilk haftası artık uygun. Daha önceden Ekim'in 15'inden sonra ekilmeye başlanıyordu fırsat bulunca. Bunu artık kasım ayına kaydırmak gerekiyordu. Bunun yanı sıra çok erken ekim artık hastalıklara da davetiye çıkartıyor. O nedenle  toprakta  tav iyiyse kasımın başında ekim yapmak önemli" diye konuştu.

'YAĞMURLAR GEÇ DÜŞTÜĞÜ İÇİN BUĞDAYI GEÇ EKİYORUZ'

Üretici Şuayip Yıldırımlı da, ürünü mevsimlerin değişmesiyle birlikte 15 gün daha geç ekmeye başladıklarını ifade ederek, "Normalde biz Ekim 15'te ekime başlardık, artık geç ekiyoruz. Şimdi kasımda ekiyoruz, bozulmaması ve donlardan etkilenmemesi için. Kuraklıkla tabii ki bağlantısı var. Yağmurlar geç düştüğü için biraz daha geç oluyor ekimimiz. Buğday kuraklıktan çok etkileniyor. Mesela yarın yağmurlu gösteriyor, o nedenle bugün ekmeye başladık. Öyle olmasaydı ekmek için bir 10-15 gün daha beklerdik. Mevsimler değişti, artık bir ay attı mevsimler. Nisan yağmurları mayısta yağıyor. Kuraklığa dayanıklı tohum var diyorlar. Ben de her sene deniyorum ama ben bir fark göremedim açıkçası. Ekim sürecinde tüm giderlerimiz de artık arttı. Özellikle gübre çok arttığı için artık az kullanıyoruz. Dolayısıyla bu verime de etki edecek, yapacak bir şey yok" dedi.

Cengiz Çim ise kurak olan yıllarda buğdayı geç ektiklerini belirterek, "Şu anda şartlar tamamen uygun ekim için. Her yılın kendine özgü özelliği var. Şu anda tav yeterli. Soğukluk derecesi iyi buğdayın ekilmesi için. Şartlar uygun olduğu için ekime başladık, toprakla tohumu buluşturuyoruz. Kurak olan yıllarda artık daha geç ekiyoruz. Mesela Kasım'ın 15'ini bekliyoruz. Her şey artık teknolojiye bağlı. İlaçlama da çok önemli. Tohumdan ilaçlama da var. Çeşitli firmaların ilaçları da var. Tabi bu maliyetleri arttırıyor. Bugün bir tohum ilaçlaması 15 lirayı buluyor" diye konuştu.

Gübre fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 400 artış olduğuna dikkat çeken Çim, "Şu anda üre gübresinde büyük sıkıntı var. Yüzde 400'lük bir artış yaşandı. Geçen yıl 1800 liraya aldığım gübre şu anda 9200 lira. Burada kurumlar iyi bir öngörü oluşturmuş olsalardı bu gübreyi elimizde stoklayabilirdik Türkiye'de. Bunu bir türlü gerçekleştiremediler. Burada hükümetin herhangi bir sorumluluğu olduğunu zannetmiyorum. Dünya piyasalarında bu artış oldu. Yalnız burada kurumlarımızın başındakiler bu öngörüyü oluşturmuş olsaydı şu anda gübreleri ucuz fiyattan kullanıyor olurduk" dedi.