İSTANBUL

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,Türkiye-Sırbistan-Bosna Hersek Üçlü İş Forumu sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bosna Hersek ile Sırbistan arasında yapılması planlanan otoyol projesi ile ilgili bir soru üzerine Zeybekci, söz konusu otoyolun projelendirilmesini hibe olarak yapabileceklerini, finansmanını kendilerinin formüle edeceğini kaydetti.

Bu otoyolun normal bir ticari formülle yapılacağını aktaran Zeybekci, burada en önemli aktörlerden birisinin Eximbank olmasını öngördüklerine işaret ederek, "Buradaki asıl kastımız Eximbank olarak finanse edeceksek, tabi ki Türk müteahhitleri tarafından yapılmasını öngöreceğiz. Onlar projeyi beğensinler, seçsinler, belirlesinler. Biz projelendirilmesini hibe olarak formüle edebileceğimizi düşünüyoruz." diye konuştu.

Bakan Zeybekci, dolar/TL kurunun mevcut seviyesinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirimlerine hala alan olduğu yönündeki değerlendirmelere ilişkin görüşlerini de paylaştı.

"TCMB'nin bu ay faizi indirme yolunda adım atmaması, indirimlerin sonu geldiği yönünde de algılanmamalı." diyen Zeybekci, gerek enflasyonda, gerek ekonomide olumlu yöndeki gelişmeleri destekleyici bir şekilde TCMB'nin politikalarında hala bir alanın, mesafenin olduğunu düşündüğünü dile getirdi.

Zeybekci, bundan sonra yapısal reformlarla, ekonomideki önemli gelişmelerle, büyümenin artmasıyla ve enflasyonun düşmesiyle TCMB'nin elinde yeni bir alan oluşacağına inandığının altını çizdi.

Kurlarla ilgili konunun önemli olduğunu, TL'nin değer kaybını önemsemediklerini söylemenin yanlış olacağını vurgulayan Zeybekci, kurların istikrar içinde hareket etmesinin kendileri için endişe edecek bir durum olmadığını dile getirdi.

Zeybekci, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ekstra hareketler içinde olması, spekülatif amaçlı bazı oyunların oynanması bizi üzer. Endişe ettirir demeyeceğim. Çünkü kamu borçlanma yapısına, bankalarımızdaki varlıklara ve Türkiye'deki özel sektörün kısa vadeli borçlarına baktığımız zaman açıkça altını çizdiğim konu şu; Türkiye'nin yurt dışı borçları ile ilgili, bu mükellefiyetlerini yerine getirme, bunları karşılama anlamında bir zafiyeti yoktur, bir hassasiyeti yoktur. Bu mükellefiyetlerini yerine getirebilecek, bunları karşılayabilecek, kısa vadeli borçlarını, gerek kamu gerek özel anlamında karşılayabilecek varlıkları, herkesin gördüğü, tüm bankacılık sisteminin, finans siteminin rahatlıkla görüp okuyabildiği varlıkları fazlasıyla vardır. Onun için böyle kurla ilgili endişe veya böyle bir şeyden dolayı açığı olmalı ki insanın, bundaki spekülatif yaklaşımlara ortam hazırlanmış olmalı. Böyle bir ortam yok.

Şu anda baktığımız zaman avronun 1,08'lere geldiğini görüyoruz. Aşağı yönlü hareket olur mu? Genel anlamda tüm dünyadaki kurların, avro dahil, dolar endeksini oluşturan Japon yeni, İsviçre Frangı gibi tüm para birimleri dahil, Türk lirası da bunlara uygun şekilde hareket etti."

"Türkiye'deki hiçbir bankanın verdiği krediyi geri çağırma gibi bir durum şu anda yok"

Zeybekci, Doğu ve Güneydoğu'daki iş adamları için Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB) devreye sokulduğu iddiaları ile ilgili şunları kaydetti:

"Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde değil, ülkemizin bir çok bölgesinde bazı derneklerimizin, kuruluşlarımızın, STK'larımızın veya şirketlerimizin bankalarla ilgili iddiası şu; kredilerin geri çağrıldığı yönünde. Bu iddia tam anlamıyla gerçeği yansıtmıyor, böyle bir şey yok. Yani şöyle; krediyi geri çağırmak başka bir şey, vadesi geldiğinde ödenip de tekrar yeniden kredi açılmaması başka bir şey. Biz her ikisini de aynı gözle görüyoruz ve görünmesini de ben anlayışla karşılıyorum. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde belki yoğun olarak yaşanıyor olabilir. Ama bir çok yerde bankaların kredilerle ilgili hassasiyetlerini duyuyoruz.

Cumhurbaşkanımızın vermiş olduğu talimat, Başbakanımızın bu yöndeki hassasiyeti, bankaların kredilerdeki hassasiyeti, bankalarımızın kredi veren organlarının sorumlularının, sorumluluklarıyla ilgili rahatlatma bir iki gün içinde görünebilir. Bunun bir rahatlama sağlayacağına inanıyorum. Bankalarımıza, Türkiye'deki gerek tüketimdeki büyümenin desteklenmesi, gerekse piyasaların rahatlatılması, piyasalara likit anlamında imkan sağlanmasıyla ilgili önemli görevler düşüyor. Bu düşecek, düşmeye devam edecek. Durup dururken Türkiye'deki hiçbir bankanın verdiği krediyi geri çağırma gibi bir durum şu anda yok. Sadece iş dünyası orada vadesi dolduğunda öden kredinin tekrar açılmasını istiyor. Burada bir tereddüt yaşandığını tahmin ediyoruz. Onu da rahatlatıyoruz."

TMSF'ye devredilen şirketlerde kredi geri çağrılmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Zeybekci, "Hayır. Her şekli farklı olabilir. TMSF'ye devredilenlerde duymadık ama bir anlık söylentiyle, başka sebeplerden dolayı zor durumda kalan şirketlere bankaların farklı oranlarla yaklaşmasını asla kabul etmiyoruz." yanıtını verdi.