ANKARA - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Önümüzdeki dönemde başka ülkelerin haksız rekabet sağlayıcı destekleri ile Türkiye'deki sanayicimizi, yerli üreticimizi rahatsız eden ürünlerle ilgili gerek anti damping soruşturmalarımızla gerekse diğer tedbirlerimizle haksız rekabeti önlemeye yönelik aktif rol oynayacağız" dedi.

Zeybekci, Ekonomi Bakanlığında düzenlenen İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu Toplantısı'nda, 2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizin henüz tam olarak geçmediğini belirterek, gerekli tedbirler alınmadığı sürece bunun yeniden etkisini gösterebileceğini  söyledi.

Türkiye ekonomisinin 2014 yılını son derece başarılı geçirdiğini anlatan Zeybekci, yaşanan bir çok olumsuz gelişmeye rağmen yıl sonunda ihracatın yüzde 5 artacağını öngördüklerini bildirdi.

Türkiye'nin yüzde 3,3 büyümesi başarı

Bu dönemde yüzde 3,3 büyümenin başarı olduğunu vurgulayan Zeybekci, Türkiye bu büyümeyi sağlarken, ihracatın ithalatı karşılama oranında da yüzde 66'lar seviyesine kadar bir iyileşme yaşandığını kaydetti. 

Zeybekci, 2013 yılına kıyasla Türkiye'nin cari açığını da yüzde 37 daralttığını belirtti.

Önümüzdeki döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zeybekci, "Önümüzdeki dönemde başka ülkelerin haksız rekabet sağlayıcı destekleri ile Türkiye'deki sanayicimizi, yerli üreticimizi rahatsız eden ürünlerle ilgili gerek anti damping soruşturmalarımızla gerekse diğer tedbirlerimizle haksız rekabeti önlemeye yönelik aktif rol oynayacağız" dedi.  

İhracata dönük üretim stratejilerini belirlerken Türkiye'nin gelmiş olduğu noktayı küçümsememek gerektiğini ifade eden Zeybekci. Türkiye'nin birçok sektörde dünyada sayılı ülkelerden biri haline geldiğini, inşaat sektörü gibi elinde güçlü enstrümanlar olduğunu söyledi. 

Türkiye'nin demir çelik sektöründe dünyada sayılı ülkeler arasında geldiğini ifade eden Zeybekci, "Bunu cevher üretemeden, madene dayandıramadan tam anlamıyla metalurji ile ilgili derinlemesine bir politikası olmadan bunu başardı. Bu toplantılarımızın, Türkiye'nin bu pazarlama kabiliyetinin, bu üst ürün üretme kabiliyetinin altının nasıl doldurulmasıyla ilgili yol gösterici bir özelliği var" diye konuştu.

Zeybekci, dünyanın şu anda çok aktif şekilde farklı arayışlar içerisine girdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"ABD'nin uyguladığı politikalarla AB'nin uyguladığı politikalar hemen hemen 180 derece farklı politikalar haline gelebiliyor. Her ne kadar her iki blok TTIP anlaşmalarıyla birkaç sene içerisinde ekonomik entegrasyonları konuşsa bile ABD'nin parasal genişlemeyi durdurarak eski pozisyona dönme, öngörülemeyen tarihlerde faiz artırımına gidebileceği söylenirken diğer taraftan AB Merkez Bankası Başkanı  'avronun değer kazanmasına müsaade etmeyeceğiz' diyor. Dikkatli bir şekilde incelenmesi gereken bir sözdür. AB Merkez Bankası Başkanı şunu diyor aslında: AB içinde üretimin canlanarak bunun büyümeyi ve istihdamı tetiklemesi konusunda beklentilerimiz son derece negatif. Onun için avronun değerini son derece aşağıda tutarak ihracatı destekleyici bir enstrüman olarak avroyu kullanmayı, yurt dışından taleplerle üretimi artırarak istihdam ve canlanmayı ihracata dayalı şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. AB, ABD'nin aksine parasal genişlemeden yana hareket edeceğini söylüyor."

Yatırım yeri tahsisi

Zeybekci, tüketim ve dağıtım ağlarında dünyanın her yerinde aktif rol oynamayı hedefleyen ve bununla ilgili gerekli adımları atmayı eylem planı haline getiren Türkiye'nin, kültür coğrafyasındaki temelde ayaklarını sağlam zemine basarak tüketim alışkanlıklarını belirlemede aktif rol oynamada yeni eylem planları geliştirmesinin değerlendirmelerde ön planda tutulması gerektiğini anlattı.

Kurulun temel gündem maddesini oluşturan Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) oluşturma vizyonuyla çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Zeybekci, bu vizyonu gerçekleştirmenin en önemli soncunun büyüme ile cari açık arasında daha dengeli bir ilişki kurulmasına katkıda bulunacağını söyledi.

Stratejik yatırımlara teşvik verdiklerini belirten Zeybekci, toplam 14 proje için yaklaşık 13,4 milyar liralık yatırım ön görüldüğünü ifade etti. Stratejik yatırımlara verilen destek ve teşviklerin artmasını beklediklerini kaydeden Zeybekci, demir-çelik ve metalurji sektörlerine eksik değerlendirmeden kaynaklanan teşvik vermeme kararının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Yatırım yeri tahsisi konusunun şu anda başarılı bir uygulama olmadığına dikkati çeken Zeybekci, yatırım yeri tahsis edilen yatırımcı sayısının sayılı olduğunu, sağlam bir envanter çıkararak, planlama yapılarak, bunun yapılmasının zorunlu olduğunu bildirdi.

Zeybekci, yatırımcının üretim yaptığı yerlerdeki arsa fiyatlarının 400-500 dolar civarında olduğunu, böyle bir yerde yatırım yapmanın zor olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin önünde yatırım yeri gibi bir problem olduğu sürece maalesef içinden çıkamayız bunun" dedi.