MANİSA - Manisa programı kapsamında Vestel fabrikasını ziyaret eden Zeybekci, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nin organize ettiği kahvaltı programına katıldı.

Zeybekci, burada yaptığı konuşmada organize sanayi bölgesinde gördükleri manzaranın kendisini mutlu ettiğini belirtti.

Manisa OSB’yi her gördüklerinde “Allah nazardan saklasın” dediklerini anlatan Zeybekci, “Tüten bacaları, her fabrikanın insan kalbi gibi atışını, o hareketliliği gördük. Bunlar çok güzel görüntüler. Bir ekonomi bakanı olarak bunları görmek, mutlulukların en büyüğüdür. Allah birliğimizi, dirliğimizi bozmasın, işlerimiz ziyade olsun. Türkiye olarak gördüğümüz şudur ki, inanılmaz bir dinamizmle yolumuza devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Türkiye geri döndürülemez bir şekilde 2023 hedefine doğru gidiyor. Türkiye, bunu nasıl yapacağını, nasıl gerçekleştireceğini keşfetti. Bu da özel yatırım eliyledir. Bunu sizler yapacaksınız. Keşfettiğimiz diğer konu, Türkiye’nin bunu tek başına yapmayacak olmasıdır. Bunu, coğrafyasındaki tüm dinamikleri harekete geçirerek dünya sermayesiyle ortaklaşa yapacak” dedi.

Toplantıda bölge sanayicilerinin görüş ve önerilerini alan Zeybekci, Manisa'da yerli taksi üretiminin yapılması önerisi üzerine, Türkiye'deki taksilerin tek tip olması fikrini olumlu bulduğunu, 400 bin adetlik pazarın da yerli üretim için iyi bir başlangıç olacağını dile getirdi.

Bu öneriyi değerlendireceklerini anlatan Zeybekci, yurt dışında taksi şoförlüğünü düzenleyen hukuki bir adım atılması gerektiğini de ifade etti.

Zeybekci, Londra gibi kentlerde taksi şoförü olma şartlarının üniversite sınavından zor olduğunu, şoförlerin coğrafi bilginin yanı sıra ilk yardım gibi konularda da eğitimli olduğunu belirterek, "Orada otorite, taksi şoförünü kamu görevlisi olarak görüyor. Bizim de onu yapmamız gerekiyor. Bizde 'hiçbir şey yapamayacaksa şoförlük de mi yapamayacak' mantığı var. Şoförlük her vatandaşın elde edebildiği bir enstrüman. Ama profesyonel şoförlük başka bir şey. Bunu düzenleyen hukuki bir adım atmamız lazım" diye konuştu.

Toplantıda söz alan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Zaim ise Türkiye'nin yüksek oranda otomobil ithal ettiği bir markayı Manisa'da üretime başlatmak için büyük çaba gösterdiklerini ancak ithalatın önünde engel olmadığı için markanın üretime yanaşmadığını savundu.

Gümrük Birliği ülkelerinin dahi yerli üretimlerini masa altı engellerle desteklediğini öne süren Zaim, "Hem ülkenin lokomotifi haline gelen hem bu kadar korumasız olan başka bir sanayi yok. Yerli taksi ihalesi açılsa bile muhtemelen yerli yerine yine dışarıdan araç gelecektir. Türkiye'de birinci olan markayı buraya çok getirmek istedik. Ama bu firma gitti, BRIC ülkelerindeki yatırımlarını ikiye üçe katlarken ithalatın bu kadar serbest olduğu bu ülkede yatırım yapmıyor" dedi.

Bakan Zeybekci ise Gümrük Birliği'nin toplam itibarıyla Türkiye ekonomisine zararının olmadığını ancak devamında bir adaletsizliğin söz konusu olduğunu ifade ederek özellikle otomotivde menşe ya da adres sapması gibi bazı konuların tespit edildiğini ifade etti.

AB'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye'in otomatik olarak tabi olduğunu anlatan Zeybekci, "Ama biz orada aynı haklara sahip değiliz. Adam yanımızdan bile geçmiyor, selam bile vermiyor" dedi.

ABD ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşması görüşmelerine dikkati çeken Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu taslak çerçevenin gerçekleşmesi durumunda Türkiye olarak bunu kabul edebilmemiz hiçbir şekilde mümkün değil sürdürülemez noktaya geliriz. Çok büyük zarara uğrarız. Bunu resmi ağızdan da hem ABD'ye hem AB'ye söyledik. BRIC olarak tanımlanan sınıf içindeki bir ülke ile Meksika'dan ülkemize menşe sapması var. Bunun tespitini yaptık. Masanın üstü de olsa altı da olsa şu anda müdahale ediliyor, durduruyoruz. Söylediğiniz şeylere sonuna kadar katılıyoruz. Bugün 1,2 milyon otomobil üretiyoruz, 800 bin küsürünü ihraç ediyoruz. Türkiye otomobilde dünyayla yarışma kapasitesine sahip olmak istiyorsa 4 milyon rakamının üstüne çıkması gerekiyor, 5 milyonu yakalamamız lazım." 

Türkiye'nin çevresindeki kültür coğrafyasının tüketim alışkanlıklarını etkileme kapasitesi bulunduğunu belirten Zeybekci, otomotivdeki hedeflerin de bu kapsamdaki Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu, Balkanlar ve gerekiyorsa Avrupa ile yakalanabileceğini ifade etti.

Geçen yıl 400 bin civarında araç motoru ve aktarma organları ihraç edildiğini dile getiren Zeybekci, "Ülke olarak teknoloji olarak hazırız. Türkiye şu anda istediği anda yüzde 100 otomobilini üretebiliyor. Yerli otomobil derken Vatan- Millet-Sakarya namına, körü körüne söylemiyoruz. Kültür coğrafyamız anlamında da bakıyoruz, inşallah bu işi bir şekilde halledeceğiz" dedi.

Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan da Ar-Ge teşviklerinin etkili kullanılamadığı ve Güney Koreli firmaların beyaz eşya pazarında damping uyguladığını, kendi ülkelerinin yarı fiyatına ürün sattığını öne sürdü. 

Bakan Zeybekci ise Türkiye'nin bütçesinden Ar-Ge'ye ayırdığı payda, 2002 sonrası büyük bir artış yaşandığına dikkati çekti.

Bu payın 2023 için yüzde 3 olarak hedeflendiğini söyleyen Zeybekci, şunları kaydetti:

"Hem rakam olarak artarken oran olarak da bunu hatırı sayılır şekilde artırmayı başardı. Artıracağız tabii ki. Hiçbir sıkıntı yaşamayacağımız şey, cari açık. Evet problemdir, önemlidir ama sürdürülebilir, başarılabilir. Cari açıktan endişe etmiyoruz, Ar-Ge açığından, patent ve marka açığından, inovasyon açığından korkuyoruz. 2023 hedeflerini oraya koyduğumuzda göze hoş geliyor ama oraya gitmek için atmamız gereken adım, Türkiye'yi orta gelir tuzağına düşürmeden oraya götürebilmek. Bunu da teşviksiz yapamazsınız. Türkiye Ar-Ge'ye ayırdığı kaynağı bu şekilde artırırken özel sektörün de ayırdığı kaynağı artırmasını sağlayacağız. Türkiye'yi orta gelir tuzağına düşürmeden 25 bin dolar ve üzeri seviyesine ulaştırmak akıllı destek ve teşvikler lazım. Derenin kenarına geldiğimizde atlamak üzere derenin orta yerine bir tampon kuracağız. Bunlara beraber karar vereceğiz."